ABD Dışişleri Bakanı John Kerry, Mısır hükümetine yeni anayasada güvence altına alınan ‘hak ve özgürlüklerin' uygulamaya geçirilmesi çağrısı yaptı. Kerry, demokrasinin bir referandum veya tek bir seçimden ibaret olmadığını, önemli olanın cinsiyet, din veya etnik kökenlerinden bağımsız olarak bütün Mısırlılar için 'hukuk önünde eşitlik ve yasal güvence sağlanması' olduğunu söyledi.

Fransa Dışişleri Bakanlığı sözcüsü ise açıklamasında, yeni anayasanın kabul edilmiş olmasının “Mısır'da demokratik ve sivil yapıların oluşması yolunda önemli bir aşama” olduğunu vurguladı. Vatandaşlık hakları ve kadın haklarının gözetildiği, Hrıstiyan azınlıkların haklarının güçlendirildiği anayasa, ordunun siyaset üzerindeki etkisini artırdığı gerekçesiyle eleştiri toplamıştı.

Mısır Yüksek Seçim Kurulu'nun verilerine göre, katılım oranının yüzde 38,6 dolayında olduğu referandumda, seçmenlerin yüzde 98,1'i ‘evet' oyu kullandı. Mısır'ın geçici hükümeti, katılım oranının 2012 yılında Mursi yönetimi altında yapılan anayasa referandumundaki katılımdan fazla olması halinde bunun bir ‘zafer' olarak değerlendirileceğini açıklamıştı. O tarihte referanduma katılım oranı yüzde 32,9 dolayında kalmıştı.

Hükümet sözcüsü Salah Eldin Abdel Maksud, referandumun Mursi karşıtı gösterilerin başladığı 30 Haziran 2013 tarihinin bir halk isyanı olduğunu ispat ettiğini söyledi.
 Salı ve çarşamba günü düzenlenen anayasa referandumuna katılan pek çok seçmen ise anayasa metnini okumadığını itiraf ediyor. Yapılan anketlere göre seçmenler ‘evet' oyu kullanarak, Mısır Genelkurmay Başkanı ve Savunma Bakanı Abdulfettah el Sisi'ye desteklerini, Müslüman Kardeşler'e tepkilerini dile getirdi. Müslüman Kardeşler ise referandum öncesinde boykot çağrısı yapmıştı.

Seçimle göreve gelen Müslüman Kardeşler mensubu eski cumhurbaşkanı Muhammed Mursi'nin ordunun müdahalesi ile devrilmesinden bu yana suların durulmadığı Mısır'da, bu yıl içerisinde hem parlamento hem de cumhurbaşkanlığı seçimlerinin yapılması planlanıyor.