Ana Sayfa İç Gündem Ülke Gündemi Dünya Gündemi Kütüphane Etkinlik Kültür -Sanat- Bilim Haber - Analiz Caferider
EHDAV'dan basın açıklaması
Ehli Beyt aşıklarından elinizi de dilinizi de çekin
Paylaşım :
Mail Yazdır Yorum Yaz 0 Yorum
15-03-2014 10:20 - 1159 Okunma
 Özel bir TV'ye mülakat veren Başbakan, canlı yayında Gülen cemaatinden bahsederken: "Bunların bir defa 3 tane önemli hasleti var; takiyye, yalan, iftira, üçünün neticesi fitne ve fesat var, bunlar Şiayı bile geçmiş vaziyette. Şia bunların eline su dökemez..." diyerek büyük ve tehlikeli gaflarına bir yenisini daha ekledi. Skandal röportajında “Şia” adı altında tüm E. Beyt taraftarlarını ve dolayısıyla biz Alevileri; takiyye, yalan, iftira, fitne ve fesatla suçlama gaflet ve dalaletine düşmüştür.
 
Son zamanlarda ruh ile sinir hali epey bozulduğu gözlenen Başbakanın, maalesef inanç ile mezhep siyasetiyle ötekileştirme, ayrıştırma ve nefret söylemini, inadına son hızla sürdürmektedir. Aslında tamamen İslami ve Kur’ani olan “Takiyye” ile “Şia” kelimelerini şu ana kadar, sözlerinden öğrenemediği apaçık belli olan Başbakana buradan kısaca anlatmaya çalışalım; Sizin sandığınız veya size öğretildiği gibi bu iki terim, kesinlikle kötü veya yanlış bir şey değildir. Takiyye türevleriyle K. Kerimde yüzlerce defa geçmektedir. Dini literatürde ise; mümin bir insanın kâfir veya düşmanların baskısından dolayı malına, canına veya namusuna zarar gelme ihtimali doğduğunda, inancını gizleme mecburiyetinde kalma halidir. Tarihte bu durumda kalan ve Kuranda cennetle müjdelenen çok sayıda seçkin mümin vardır. Bunlardan bazıları; Hz. Habib-i Neccar, Firavun’un eşi Hz. Asiye, Hz. Ebu Talip ve Hz. Ammar b. Yasir’dir. (Bakınız; Al-i İmran: 28, Nahl: 106 Mümin: 28…)
 
“Şia” kelimesine gelince, o da birkaç yerde genelde peygamberlerle taraftarları müminler için kullanılır. Örnek olarak; Sâffât: 83, Kasas: 15. İslami literatürde de; Hz. Ali’nin yandaşı, yolunda olan, Ona dost, düşmanına da düşman olan manasında kullanılır. Şii ve Sünni kaynaklar ittifakla Peygamberimiz (S.A.A)’in; (شيعة على هم الفائزون) “Ali’nin şiası (taraftarları, yandaşları) kurtuluşa erenlerin ta kendileridir.” buyurduğunu nakleder. Başbakan, Emirulmuminin İmam Ali Efendimize; “Hz. ve “Radıyallahu Anh” demekle dört dörtlük Alevi olunacağının hayalini görmeye devam ede dursun, ama o gerçekte bu söylemiyle 4X4 bir Emevi ve Muaviye taraftarı olduğunu bir kez daha tüm dünyaya ikrar ve itiraf etmiştir. Zira Sıffın savaşında Hz. Ali taraftarlarına; “Şiat-u Ali”, zamanının meşru ve itaati farz olan Hz. Ali’ye isyan ederek bâği ve tâği olan Muaviye taraftarlarına da “Şiat-u Muaviye / Beni Ümeyye” denmiştir. Başbakan Emevi safını bir kez daha net olarak belirlediğinden ve “kem söz sahibine ait” olduğundan, doğrusu biz onun bu çirkin iftiralarına fazla yorum yapma ihtiyacını kendimizde görmüyoruz.
 
Biz Alevi, Şii, Bektaşi, Kızılbaş, Caferi, Fellah ve Tahtacıların kısaca E. Beyt âşıklarının hiçbir zaman ve hiçbir yerde, hiç kimseyi tekfir etmediğimize; Müslümanlar yerine ABD ile İsrail’i dost ve efendi edinmediğimize; mezhebimiz dışındaki herkesi sapık ve cehennemlik görmediğimize; hiç kimsenin malını – canını - namusunu mubah bilmediğimize; “Allahu Ekber” eşliğinde insanları yakmadığımıza, “cihat nikahı” adı altnda evli kadınlara eşleri ve çocukları önünde tecavüz etmediğimize; diri diri insanların derilerini yüzmediğimize; kafalarını kör bıçakla kesmediğimize; satırlarla onlara parçalara ayırmadığımıza; ciğerlerini söküp çiğnemediğimize, Allah-u Teala da, tarih de, bu necip Millet de şahittir!..
 
Doğrusu Başbakanın kadim dostu, Pensilvanyalı hoca efendisi, eski ortağı ve mürşidi arasındaki meşum kavgası bizi fazla ilgilendirmiyor. Ama o bu skandal sözlerle canlı yayında Türkiye’deki Ülkesine sadık 25 milyon Aleviye, dünyada da 700 milyon E. Beyt taraftarına hakaret ve iftira ederek ağır bir günah ve büyük bir suç işlemiştir. Başbakana son sözümüz şudur ki; E. Beyt aşıklarının üzerinden elinizi de, dilinizi de artık çekin, birkaç puanlık oy uğruna çok tehlikeli inanç ve mezhep siyasetinden vazgeçin, milletimizi Alevi – Sünni diye bölmeyin, mahalle kabadayısı ve ötekileştirici dili bırakın, toplumu germeyin, Halkın kimyasını bozmaya kalkmayın, ateşle oynamayın!.. Bu necip millet Alevisi – Sünnisiyle, bihamdillah tarih boyunca ölümüne Hz. Ali ve E. Beyt taraftarı ve safındadır. Peki, ya siz asıl kimin safındasınız Başbakan!..  
Paylaşım :
Mail Yazdır Yorum Yaz 0 Yorum
15-03-2014 10:20 - 1159 Okunma
Caferider Web TV
Video Galeri
Foto Galeri
Yazarlar Tümü
Şirali Bayat
ŞİA-CAFERİ AZERİ MİLLETİNİN YÜCELİŞ SERÜVENİ
Av. Sinan Kılıç
Selahattin Özgündüz’e neden saldırıyorlar?
İbrahim ŞEREN
ALLAH PEYGAMBERİNİ MUHATAP ALARAK YÜCE KURAN’DA ŞÖYLE BUYURUYOR
Mehdi AKSU
İRAN’DA SÜNNİLER!
Hamit Turan
ŞÎR-İ FIZZA
Çayan Uludağ
Mekteb-i Kerbela
Abdullah Turan
İmam Mehdi'nin Dünyaya Geldiğini İtiraf Eden Ehl-i Sünnet Âlimleri
Kasım Alcan
Hiç olmazsa dünyanızda özgür kişiler olun
Namık Kemal Zeybek
Osmanlı'da Alevi Katliamı
Orhan Kiverlioğlu
Biz büyük devlet iken
Seyyid Ahmedi Safi
Tüm Müslümanları ilgilendiren önemli sorun
Hüseyin Çaça
Kerbela Hadisesi-1-
Musa Ayaztekin
Muta Nikahı Nedir, Ne Değildir?
19-04-2024 | Ana Sayfa | Ana Sayfam Yap | Sitenize Ekleyin | Künye | Foto Galeri | Video Galeri | Yazarlar | İletişim | RSS
CaferiDer ® 2012  
Sitede bulunun içerikler ve analizler kaynak gösterilerek alıntılanabilir Tasarım & Yazılım : Network Yazılım