Ana Sayfa İç Gündem Ülke Gündemi Dünya Gündemi Kütüphane Etkinlik Kültür -Sanat- Bilim Haber - Analiz Caferider
Hz. İmam Mehdi (af) doğum yıldönümünde anılıyor
Büyük gaybetten 951 yıl geçti
Paylaşım :
Mail Yazdır Yorum Yaz 0 Yorum
12-06-2014 09:41 - 1387 Okunma

   Samerra şehrinin korku ve dehşet dolu ortamında, zalim Abbasî hükümetinin gözcülerinden uzak bir noktada hicrî 255 yılı Şaban ayının on beşinde Cuma sabahı İmam Hasan Askerî'nin (a.s) küçücük evinde velayet semasının son güneşi doğdu.[1]

O, doğar doğmaz Allah'ın birliğine ve Resu-lullah'ın (s.a.a) peygamberliğine şahadet etti, yedinci gününde, değerli babasının kucağında şu ayeti okudu:

Biz de o yeryüzünde güçsüz düşürülen-lere lütfetmeyi, onları önderler yapmayı ve onları mirâsçılar kılmayı istedik.[2]

Resulullah'ın (s.a.a) vasiyeti ve geleceğini müjdelediği hadisler gereği ona "Muhammed" ismi verildi; bununla Resulullah'a (s.a.a) her-kesten çok benzeyen güzel simasının yanı sıra isim ve meramıyla da Allah'ın o büyük peygamberini hatırlatması ve dedesi Hatemu'l-Enbiya'nın tam anlamıyla aynası olması isteni-yordu. Bu amaçla "Ebu'l-Kasım" künyesi de ve-rildi kendisine; her ne kadar ona "Ebu Cafer", "Ebu Abdullah" ve "Eba Salih" gibi künyeler ve-rildiyse de "Ebu'l-Kasım" künyesi ön plânday-dı.

Hadis, dua ve tarih kitaplarında kaydedilen en meşhur lakapları şunlardır: Mehdi, Kâim, Muntazar, Sahibu'l-Asr, Sahibu'l-Emr, Sahi-bu'z-Zaman, Bakiyyetallah, Hüccetullah, Men-sur, Halefu's-Salih ve Mev'ud
 
[1]- Biharu'l-Envar, c.51, s.3-4.
[2]- age. Kasas, 5.


İmameti

Ehlibeyt İmamları'nın on birincisi, Abbasî halifesi Mu'temid'in verdiği zehir sonucu yirmi sekiz yaşında şehit olunca Hz. Mehdi (a.f) beş yaşındaydı.[1]

Hz. Mehdi'nin (a.f) küçük yaşta imamet makamına geçmesinin, Ehlibeyt İmamları'na lütfedilen ilahî mucize ve olağan üstü şeyler göz önünde bulundurulduğunda şaşırtıcı ve şüphe edilecek bir durum olmadığı görülür.

Kaldı ki tarihte yaşanan apaçık örnekleri herkes tarafından kabul edilmektedir. Örneğin Kur'ân-ı Kerim'de Hz. Yahya (a.s) hakkında şöyle buyurulur:

Ve ona çocuk iken -peygamberlik ve- hakimiyet verdik.[2]

Hz. İsa'nın (a.s) beşikte şu sözleri konuştuğu nakledilir:

-Çocuk-: Ben Allâh'ın kuluyum, dedi, (O) bana Kitabı verdi, beni peygamber yaptı. [3]
 
[1]- Zindegi-yi İmam Hasan Askerî (a.s) s.383.
[2]- Meryem, 12.
[3]- Meryem, 30.


Gaybet-i Suğra (Küçük Gaybet) Dönemi

Hz. Mehdi'nin (a.f) düşmanlardan ve muhaliflerden gizli kalmasını gerektiren nedenler onun gaybete çekilmesine sebep oldu.

Rivayetlerde Hz. Mehdi (a.f) Hz. Musa'ya (a.s) benzetilmiştir;[1] Firavun, Hz. Musa'yı (a.s) ortadan kaldırmak için o dönemde bütün hamile kadınları ve süt emen çocukları kılıçtan geçirip, yeni doğan bebekleri öldürüyordu.

Abbasîler de gaspla ulaştıkları hükümeti korumak ve zalimleri yok edecek kişi olarak tanıtılan son vasinin doğumunu engellemek için her türlü cinayeti işlemekten çekinmezlerdi.

Hicrî 260 yılında Hz. Mehdi (a.f) odasından çıkıp amcası Cafer-i Kezzab'ı kenara itti ve değerli babasına cenaze namazı kıldı. Aslında bu, imametin ilânı anlamına geliyordu. Abbasî hükümeti komployla imamı şehit etmeyi plânladı.

Allah Teala mutlak gücüyle bu son hüccetini düşmanların komplolarından korumak ve öldürülmesini engellemek için imametinin başından itibaren onu gaybet perdesinin ardında tuttu.

Ağızlarıyla Allah'ın nurunu söndürmek istiyorlar. Oysa kâfirler hoşlanmasa da Allah, nurunu tamamlayacaktır. [2]
 
[1]- Muntehabu'l-Eser, s.301.
[2]- Saff, 8.

Özel Sefirler

Gaybet-i Suğra (küçük gaybet) dönemi hicrî 329 yılına kadar sürdü.[1] Hz. Mehdi (a.f) her ne kadar 69 yıl boyunca düşmanlardan gizli yaşadı ise de yarenleri ve samimi ashabından dört kişi sürekli onunla bağlantı içerisindeydi; halkın sorun ve problemleri ona sunuluyor ve İmam'ın da cevabı halka ulaştırılıyordu. Özel sefirler sırasıyla şunlardı:

1- Osman b. Said-i Amrî: On bir yaşından beri İmam Hâdi'yle (a.s) birlikte idi. Mütevekkil-i Abbasî ve diğer zalim Abbasî yöneticilerin zulüm ve baskılarının zirveye tırmandığı dönemde yağ satıcısı görünümünde öğretileri Şiilere ulaştırmada çok büyük bir rol ifâ etmiştir. Daha önceki iki imamın naibi olan Osman b. Said, Hz. Mehdi'nin (a.f) ilk özel sefiri tanıtıldı. O, hicrî 300 yılında vefat etti ve Bağdat'ta defnedildi.[2]

2- Muhammed b. Osman b. Amrî: Babasının vefatından sonra, Hz. Mehdi'nin (a.f) özel naibi olma iftiharını elde etmiştir. O, fıkıh ve hadis konusunda birkaç kitap yazmış, birkaç defa İmam (a.s) tarafından teyit edilmiş ve Hz. Mehdi (a.f) onun hakkında, "O, benim yanımda güvenilir bir kişidir; onun yazdığı benim yazdığımdır." buyurmuştur.[3]

Muhammed b. Osman, hicrî 305 yılında, cemaziyülevvel ayının sonunda vefat etmiştir.

3- Hüseyin b. Ruh-i Nevbahtî: Muhammed b. Osman, vefatından bir süre önce Hz. Mehdi'nin (a.f) emriyle onun İmam'ın sefiri ve naibi olduğunu ilân etti. O, ulemanın ileri gelenlerinden olup fazilet ve takvayla meşhurdu.

Ondan aktarılan münazaralar, güçlü ruhunu ve geniş ilmini göstermektedir. O öyle bir irade ve direnişe sahipti ki, döneminin âlimlerinden birisi onun hakkında şöyle demiştir:

Düşman onu lime lime doğrasa bile, o, zamanın imamı Hz. Mehdi'yi (a.f) onlara göstermez.[4]

Hüseyin b. Ruh, 21 yıl özel sefirlik görevini yapmış, hicrî 326 yılında vefat etmiş ve Bağdat'ta toprağa verilmiştir.[5]

4- Ali b. Muhammed Semerî: Onun makamı-nın yüceliğini ifade etmek için şu husus yeterlidir ki, yaşadığı dönemde ilim ve takvada yüce makamlara erişmiş şahsiyetler ve "el-Kâfi" kitabının yazarı "Muhammed b. Yakub Kuleynî" gibi büyük yazarlar olmasına rağmen o Hz. Mehdi'nin (a.f) özel sefiri olma şerefine ulaşmıştır.

Ölümünden altı gün önce Hz. Mehdi (a.f) bir mektupla onun öleceğini ve gaybet-i kübra (büyük gaybet) döneminin başladığını halka bildirmiştir.[6]

Ali b. Muhammed-i Semerî, hicrî 329 yılında, şaban ayının on beşinde Hakk'ın rahmetine kavuşmuştur.[7]
 

[1]- Muntahabu'l-Eser, s.358.
[2]- Hayatu'l-İmam Mehdi (a.s), Kureyşî, s.121- 123; Biharu'l-Envar, c.51, s.344.
[3]- Tenkihu'l-Mekal, c.3, s.149.
[4]- Merakidu'l-Mearif, c.1, s.25.
[5]- Muntehabu'l-Eser, s.393.
[6]- Biharu'l-Envar, c.51, s.361.
[7]- age. s.360.


Gaybet-i Kübra (Büyük Gaybet) Dönemi

Altmış dokuz yıl süren gaybet-i suğra dönemi, gaybet-i kübra dönemi için bir başlangıç ve halkı bunu tahammül etmeye hazırlamak için küçük bir süreç sayılır.

Bu gün itibariyle yaklaşık on bir asıra varan bu gaybet dönemi birkaç açıdan ilk gaybet döneminden farklıdır:

1- Zaman itibariyle ondan çok uzundur.

2- Bu dönemde hiç kimse Hz. Mehdi'nin (a.f) özel sefiri unvanıyla onunla bağlantı içerisinde değildir.

3- Gaybet-i kübra döneminde, özellikleri İmam Cafer Sadık (a.s), İmam Hasan Askerî ve İmam Mehdi'nin (a.f) buyruklarında belirtilen gerekli tüm şartlara sahip olan fakihler[1] İmam Mehdi'nin (a.f) genel naipleri olarak İslâm hükümetini üstlenirler; İslâm'ı ve Müslümanları savunma, ilahî hükümleri uygulama, Müslümanların bütün içtimaî ve iktisadî işleri onların üzerine bırakılmıştır. (Buna "velayet-i fakih" de-nir.)

4- Bu gaybet döneminin son bulması, halkın hazırlanmasına ve dünyada evrensel bir hükümetin hakimiyeti için gerekli şartların oluşmasına bağlıdır.

5- Bu gaybet süresini Allah Teala dışında hiç kimse bilmez; gaybet süresi hiçbir hadiste belirtilmemiş, zuhur zamanını belirleyenler (ki bu durumda gaybet dönemini de belirlemiş olurlar) yalancı ve iftiracı sayılmışlardır.[2]
 
[1]- bk. Vesailu'ş- Şia, "kaza" kitabı ve İmam Humeyni'nin (r.a) "Velayet-i Fakih" ve "Bey'" kitabı.
[2]- Muntehabu'l-Eser, s.400.

Bekleyiş

Sonunda Hz. Mehdi'nin (a.s) zahmet ve sıkıntı dolu günleri son bulacak; şanlı zuhur, İslâm'ın ve tevhidin zafer dönemi gelecektir.

Bu bakış açısıyla Hz. Mehdi'ye (a.f) inananlar, velayet ve itaat ahdini üstlenenler hiçbir za-man beklemekten usanmayacak, hiçbir zaman kendilerini ve toplumlarını hazırlamak yolun-da hareket etmekten ve çaba harcamaktan vaz-geçmeyeceklerdir.

Hadislerde Hz. Mehdi'yi (a.s) beklemek Allah yolunda cihad etmekle eşit, hatta Hz. Resu-lullah'ın (s.a.a) huzurunda cihad edip şahadet mertebesine ulaşmakla bir derecede sayılmıştır.[1] Bu hadisler öncelikle, gaybet döneminde bekleyişin ne kadar önemli olduğunu, ikinci olarak da bekleyişin zorluklarını, bu yolda direnme ve çaba harcamanın gerekliliğini ortaya koymaktadır.

Bekleyiş kesinlikle bir köşeye çekilip ilgisiz kalmak ve gözünü geleceğe dikmek anlamına gelmez; aksine kıyam edip sapıklık ve yanlışlara itiraz etmek, aydın ve İslâmî gelecek için ze-min hazırlamak demektir.
 [1]- Biharu'l-Envar, c.52, s.126.

Zuhur

– Gökyüzünden bir ses Hz. Mehdi'nin zuhur vaktinin ulaştığını bütün insanlara bildirecektir.

– Hz. Mehdi evrensel kıyamını Mescid-i Ha-ram'dan, Kâbe'nin kenarından başlatacaktır.

– Hz. Mehdi'nin en iyi yarenlerinden üç yüz on üç kişi Kâbe'nin yanı başında toplanacaktır.

– Hz. İsa (a.s) gökten inecek ve namazda Hz. Mehdi'ye (a.f) uyacaktır.

– Hz. Mehdi'nin (a.f) yarenleri dünyanın dört bir tarafından Mekke'ye akacak ve onun komutasında Irak'a doğru hareket edecekler.

– Süfyanî'nin ordusu "Beyda" adındaki bir bölgede yerin dibine girecek ve İslâm'ın muzaffer ordusu bütün dünyayı fethedecek.

– Hz. Mehdi (a.f) Kufe'yi hükümetinin mer-kezi kılacaktır.


HZ. MEHDİ (A.S) ZAMANINDA DÜNYA

Hadislerde yer aldığı üzere Hz. Mehdi (a.s) zuhur edip savaşta Doğu-Batı güçlerine karşı galip gelince tüm dünya bir tek cihanşumul İslam devletiyle idare edilecektir. İmam (a.s) tüm ülke ve beldelere liyakatli yöneticiler tayin edecektir.

Bu yöneticilerin çalışma ve ciddiyeti sayesinde tüm topraklar ihya ve bayındır olacak Hz. Mehdi (a.s) da tüm dünyayı dikkatli bir şekilde kontrol edecek, dünyayı adaletle dolduracak, insanlar birbirine karşı sevgi ve merhametle davranacak; heryerde emniyet ve güvenlik olacaktır. Hiçkimse bir başkasına eziyet etmeyi düşünmeyecek, insanların iktisadi durumu çok iyi olacak, öyle ki zekat verilecek biri bulunmayacaktır. Oldukça bereketli yağmurlar yağacak, heryer yemyeşil olacak, yerin bereketi artacak ve tarımda gerekli ıslahatlar yapılacaktır; insanlar Allah’a daha fazla yönelecek, ve O’na isyan etmeyecektir. Yol yapımında da önemli gelişmeler kaydedilecektir. Caddeler genişletilecek ve kaldırımlar yapılacaktır, yayalar kaldırımdan taşıtlar caddeden geçecek, sokaklara açılan tüm pencereler kapatılacak, oluklar sökülüp atılacaktır. Mehdi zamanında insanların aklı kemale erecek ve genel bilgileri artacaktır. Öyle ki kadınlar bile evinde hükmedebilecektir.

İmam Sadık (a.s) şöyle buyuruyor: "İlim yirmiyedi kısma ayrılmıştır. insanoğlu şimdiye kadar bunun sadece iki kısmını elde edebilmiştir. Kâim’imiz kıyam edince diğer yirmibeş kısmı da ortaya çıkacak ve insanlar arasında yayılacaktır." [1]

İnsanların imanı kemale erecek, kalplerden kin silinecektir. Bütün bunlar birtakım rivayetlerde yer almıştır. Ama bu rivayetler genelde haber-i vahid’dir. Daha fazla bilgi için Bihar c.51 s.52, İsbat-ul Hudat c.6-7 ve Gaybet-i Numani kaynaklarına müracaat ediniz.
 

[1]- Bihar, c.52, s.336.

Paylaşım :
Mail Yazdır Yorum Yaz 0 Yorum
12-06-2014 09:41 - 1387 Okunma
Caferider Web TV
Video Galeri
Foto Galeri
Yazarlar Tümü
Şirali Bayat
ŞİA-CAFERİ AZERİ MİLLETİNİN YÜCELİŞ SERÜVENİ
Av. Sinan Kılıç
Selahattin Özgündüz’e neden saldırıyorlar?
İbrahim ŞEREN
ALLAH PEYGAMBERİNİ MUHATAP ALARAK YÜCE KURAN’DA ŞÖYLE BUYURUYOR
Mehdi AKSU
İRAN’DA SÜNNİLER!
Hamit Turan
ŞÎR-İ FIZZA
Çayan Uludağ
Mekteb-i Kerbela
Abdullah Turan
İmam Mehdi'nin Dünyaya Geldiğini İtiraf Eden Ehl-i Sünnet Âlimleri
Kasım Alcan
Hiç olmazsa dünyanızda özgür kişiler olun
Namık Kemal Zeybek
Osmanlı'da Alevi Katliamı
Orhan Kiverlioğlu
Biz büyük devlet iken
Seyyid Ahmedi Safi
Tüm Müslümanları ilgilendiren önemli sorun
Hüseyin Çaça
Kerbela Hadisesi-1-
Musa Ayaztekin
Muta Nikahı Nedir, Ne Değildir?
24-04-2024 | Ana Sayfa | Ana Sayfam Yap | Sitenize Ekleyin | Künye | Foto Galeri | Video Galeri | Yazarlar | İletişim | RSS
CaferiDer ® 2012  
Sitede bulunun içerikler ve analizler kaynak gösterilerek alıntılanabilir Tasarım & Yazılım : Network Yazılım