Ana Sayfa İç Gündem Ülke Gündemi Dünya Gündemi Kütüphane Etkinlik Kültür -Sanat- Bilim Haber - Analiz Caferider
Kurtulmuş'tan Türkiye içinde güvenli bölge sinyali
İstediğimiz an güvenli bölgeyi oluşturabiliriz"
Paylaşım :
Mail Yazdır Yorum Yaz 0 Yorum
18-10-2014 13:29 - 904 Okunma

  Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, tampon bölgeye ilişkin yaptığı açıklamada, "Biz, kendi sınırlarımız içinde güvenli bölge oluşturabiliriz. Bununla ilgili zaten çalışmalar yapılıyor. İstediğimiz an güvenli bölgeyi oluşturabiliriz" dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Afganistan ziyaretinde bulunan Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, gazetecilere açıklamalarda bulundu.

"KOBANİ'DEN GELECEK OLANLAR ZATEN GELDİ, DAHA FAZLA GÖÇ GELMESİ MÜMKÜN DEĞİL"

"Kobani'de IŞİD'in geri çekilmeye başladığı şeklinde bilgiler geliyor, bu gelen sığınmacı sayısını düşürdü mü?" sorusuna Kurtulmuş, "Şu anda Kobani'de bildiğimiz kadarıyla fazla sivil kalmadı, belki birkaç bin kişiyle ifade edilecek sivil bir nüfus kaldı. Kobani'de hem şehirde hem de etrafındaki kırsal kesimdeki insanların büyük bir kısmı kısa sürede Türkiye'ye geldi. Bizim söylediğimiz çok sayıda sığınmacı gelebilir öngörüsü, Allah muhafaza, savaşın başka bölgelere yayılması ya da Halep gibi önemli şehirlerde ciddi güç dengeleri değişimi sonucu ortaya çok büyük sayıda yüzbinlerce hatta milyonla ifade edilebilecek yeni bir göç dalgası gelebilir. Savaşın yoğun olduğu kuzey bölgelerinin sınırı biziz. Yoksa Kobani'den zaten gelecek olanlar geldi, daha fazla Kobani'den göç gelmesi zaten mümkün değil" şeklinde yanıt verdi.

"İSTEDİĞİMİZ AN GÜVENLİ BÖLGEYİ OLUŞTURABİLİRİZ"

Numan Kurtulmuş, "Güvenlikli bölge oluşursa, buraya Suriye'den gelen milyonlarca kişinin yerleştirilmesi söz konusu mu? Siz en son tampon bolge demiştiniz, biz tampon bölgeden vazgeçildiğini düşünüyorduk?" sorusuna ise, "Çok kafa karışıklığı var. 3 tane kavram var uluslarası hukukla ilgili. Bunlardan birisi uçuşa yasak bölge, bir diğeri tampon bölge. Tampon bölge askeri amaçla da olabiir, sivil amaçla da olabiir. Bunlar bizim sınırlarımızın dışında olacak olan şeyler. Bunların olması için ya BM kararı olması lazım ya koalisyon ülkelerinin bu konuda bir karar alması, yaklaşımda bulunması lazım. Bu doğrudan doğruya Türkiye'nin yapacağı birşey değil. Bir de güvenli bölge var. Biz kendi sınırlarımız içinde güvenli bölge oluşturabiliriz. Bununla ilgili zaten çalışmalar yapılıyor. İstediğimiz an güvenli bölgeyi oluşturabiliriz. Hem askeri anlamda sınır güvenliğimizi kuvvetlendirmek hem de dışarıda önlenemeyen, tampon bölge denilen yerde önlenemeyen çok yoğun göçmen kitleleri gelirse onları alabilecek güvenli bölge. Bu üçü birbirinden farklı şeyler. Tampon bölge ile güvenli bölge kavramları farklı" dedi.

" GÜVENLİKLİ BÖLGE BİR TEDBİR, HAZIRLIK, İLLA BU ADIM ATILMAYABİLİR DE"

"Güvenli bölgeyi kendi sınırlarımız içinde oluşturabiliriz diye bir taslak var mı?" sorusuna Kurtulmuş, "Askeriye bunun üzerinde çok detaylı bir şekilde çalışıyor. Türkiye muhtemel nelereleri askeri ve mülteciler bakımından güvenlikli hale getirmesi gerekiyorsa onunla ilgili çalışıyor. Güvenlikli bölge bir tedbir, hazırlık, illa bu adım atılmayabilir de. Diyelim ki koalisyon ülkeleri için savaş uzakta bir savaş, Pratik olarak kendi ülkelerini ilgilendirmeyen, bütün dünyadaki siyasal dengeleri bozan bir savaş Suriye'de cereyan ediyor. Zaten dünya sistemi bırakın Suriye'deki sorunu çözmeyi Ukrayna'daki sorunu bile çözme kabiliyetini kaybetmiş bir dünya sistemi var. Diğer ülkeler için de koalisyon ülkeleri için de bu fevkalade önemli bir durum, hassas bir durum. Türkiye için herkesten çok daha hassas, çünkü bizim 900 kusür kilometre sınırımız var, orada yaşayan insanlarla akrabalıklarımız var. Bizim sınırımızda bulunan insanlarla aşağı yukarı aynı milletin, toprakların çocukları. Yangın hemen bizim komşumuzda çıkmış olan bir yangın.

 "TÜRKİYE, ULUSLARARASI SİSTEMİN İNSANFINA TERK ETMEDEN KENDİ GÜVENLİĞİNİ SAĞLAMAK DURUMUNDADIR"

Burada oluşacak olan her türlü denge değişikliği, birinci derecede Türkiye'yi etkiliyor. Türkiye, uluslararası sistemin insafına terk etmeden kendi güvenliğini sağlamak durumundadır, bununla ilgili her türlü adımı kararlı şekilde atmak durumundadır. Bizim güvenli bölge dediğimiz çalışma da buna matuf. Kolay değil 3 günde 200 bin mülteciyi, 4 sene içinde 1,5 milyon mülteciyi kabul ettik. Bu dünyada hiçbir ülkenin kabul etmesi mümkün olmayan bir miktardır. Kimse böyle bir özveride bulunmaz. Ne ABD, ne Rusya, ne İngiltere bulunur. Bizden çok daha zengin ülkelerin hiçbirisi böyle bir özveride bulunmaz. Amerika'da çok göçmen alan bir yer, AB ülkeleri de göçmenler alıyorlar, ama bu göçmenler az az miktarda gelen ve belli kriterler içinde kabul edilen göçmenler. Bizde öyle değil, 2011 Nisan'dan beri 1,5 milyonu aşkın göçmen kitlesi. Aynı zamanda askeri açıdan, her türlü güvenliği sağlayacak tedbiri alması lazım. Bunu illa koalisyon ülkelerinin veya uluslararası sistemin alacağı kararlara bırakamaz. Türkiye hiçbir ülkenin bir karış toprağında gözü yok eyvallah. Hiçbir ülkedeki siyasi rejim değişikliğinin ne şekilde olacağı, Ahmet mi, Mehmet mi idare edecek bu da bizi ilgilendirmez bu da eyvallah. Ama sonuçta Türkiye'nin fiziki, fiili olarak güvenliğini sağlamakla yükümlüyüz, onun için de güvenli bölge düşünülen tedbirlerden birisi" dedi.

"Sayın Başbakan, 6 - 7 bölgede ama Türkiye sınırları dışında güvenli bölgelerin oluşturulmasından bahsetmişti" sorusuna Kurtulmuş, "O uluslararası sistemin ya BM ya da koalisyon ülkelerinin kararıyla alınacak tedbirdir. Sınırlarımızın dışında, tampon bölge olarak söylenen yer. Bu tampon bölge askeri tampon bölge şeklinde de bu anlamda güvenlikli bir bölge şeklinde de olabilir. İnsanların, göçmenlerin güvenliğinin sağlandığı yer olabilir. Böyle bir çalışma devam ediyor. TSK böyle bir çalışmayı yapıyor. Bu illa uygulanacak diye söylemiyorum, Türkiye sınırları içinde de gerekirse güvenli bölge çalışması yapılabilir" dedi.

"Güvenli bölgeden kastımız çok büyük bir mülteci kampı mıdır?" sorusuna Kurtulmuş, "Hayır, bunu bir askeri bölge olarak düşünün. Cumhurbaşkanlığı köşkünün bahçesi askeri güvenli bölgedir, oradaki hareketlerin, giriş-çıkışıların kontrol altına alındığı yerdir. Buranın büyük yerleşim yeri olmaması, çok sayıda insanın yaşadığı yerleri kapsamaması şeklinde düşünülüyor.Mevcut kamplarımızda bir sorunumuz yok" diye yanıt verdi.

Paylaşım :
Mail Yazdır Yorum Yaz 0 Yorum
18-10-2014 13:29 - 904 Okunma
Caferider Web TV
Video Galeri
Foto Galeri
Yazarlar Tümü
Şirali Bayat
ŞİA-CAFERİ AZERİ MİLLETİNİN YÜCELİŞ SERÜVENİ
Av. Sinan Kılıç
Selahattin Özgündüz’e neden saldırıyorlar?
İbrahim ŞEREN
ALLAH PEYGAMBERİNİ MUHATAP ALARAK YÜCE KURAN’DA ŞÖYLE BUYURUYOR
Mehdi AKSU
İRAN’DA SÜNNİLER!
Hamit Turan
ŞÎR-İ FIZZA
Çayan Uludağ
Mekteb-i Kerbela
Abdullah Turan
İmam Mehdi'nin Dünyaya Geldiğini İtiraf Eden Ehl-i Sünnet Âlimleri
Kasım Alcan
Hiç olmazsa dünyanızda özgür kişiler olun
Namık Kemal Zeybek
Osmanlı'da Alevi Katliamı
Orhan Kiverlioğlu
Biz büyük devlet iken
Seyyid Ahmedi Safi
Tüm Müslümanları ilgilendiren önemli sorun
Hüseyin Çaça
Kerbela Hadisesi-1-
Musa Ayaztekin
Muta Nikahı Nedir, Ne Değildir?
23-04-2024 | Ana Sayfa | Ana Sayfam Yap | Sitenize Ekleyin | Künye | Foto Galeri | Video Galeri | Yazarlar | İletişim | RSS
CaferiDer ® 2012  
Sitede bulunun içerikler ve analizler kaynak gösterilerek alıntılanabilir Tasarım & Yazılım : Network Yazılım