Ana Sayfa İç Gündem Ülke Gündemi Dünya Gündemi Kütüphane Etkinlik Kültür -Sanat- Bilim Haber - Analiz Caferider
Özgündüz: "Ali’den Başka Yiğit, Zülfikar’dan Başka Kılıç Yoktur"
Halkalı Zeynebiye Camii'nde 23 Ağustos 2019 Cuma hutbesinde binlerce kişiye seslenen Türkiye Caferileri Lideri Selahattin Özgündüz güncel konulara değindi.
Paylaşım :
Mail Yazdır Yorum Yaz 0 Yorum
23-08-2019 17:24 - 1194 Okunma
Özgündüz; "Cumanız ve bayramlarınız mübarek olsun. Kimse bilmiyor ki bahsettiğim bayramlar ne bayramıdır. Geleceğiniz aydınlık, akıbetiniz hayırlı olsun. Allah Müslümanlara nusretini göndersin, küfrü ve nifakı yok etsin. Allah Müslümanlara kast edenleri gazabıyla hedef alsın.
Bayramlarınız derken birincisi Cuma idi. Geçen diğer bayram Gadir-i Hum’dur. Kuran’a baktığımızda bu ümmetin en değerli bayramı Gadir-i Hum’dur. Diğerleriyle kıyasladığınızda göreceksiniz ki Gadir-i Hum en değerli bayramdır.
 Allah rahmet eylesin Allame Emini’nin ortaya koyduğu “El- Gadir” adında on bir ciltlik mükemmel bir eser vardır. Yaklaşık elli senelik bir eserdir. 
 
Gadir-i Hum konusunda gerçekten objektif bir araştırma yapmak isteyen El- Gadir kitabını okusun. Allah Gadir-i Hum gününe çok önem vermiştir. Bir sürü ayet o gün gelmiş. Bu vilayeti inkâr eden kişinin başına Allah taş salmış. Din kemale ermiş, Allah’ın nimeti bize tamamlanmış ve de küffar dinimizin ortadan kalkacağından ümidini kesmiştir; Kur’an’ın bize bildirdiği budur. 
 
 Peki bana söyleyin Kurban Bayramı Müslümanlar açısından hangi zaferin bayramıdır? Kurban Bayramı da bir bayramdır ve Peygamber’imizden beş bin, altı bin yıl önce yaşanmış bir olaydır. Ya da otuz gün oruç tuttuğun için bayram ediyorsun, yine bir kıyaslayın Gadir-i Hum hepsinden daha büyük bir bayramdır. Ben diğer bayramlar bayram değildir demiyorum kesinlikle.
 
 Diğer bayramlara gelince, bu önümüzdeki bir iki gün içerisinde “Hel Eta Günü” var. Beş arpa ekmeğe bir sure geldi. Tabi üç gündür, bu da on beş arpa ekmek yapar. Peki bu on beş arpa ekmek neden bu kadar değerlidir de bir sure geldi? Bir sürü Ehl-i Sünnet kaynağında ve bizim kaynaklarımızda hadis var: “Allah ne yaptığınızla çok ilgili değil, niyetinizle ilgilidir. Onun müşterisidir.” 
 
 Şimdi ben üç arpa ekmek verseydim belki biraz azarlanırdım elimdekilerle orantılı olarak. Ama onların elinde bir tek onlar vardı ve onlara da çok ihtiyaçları vardı. O ekmekler olmadan akşama kadar tuttukları orucu açacak bir şey kalmıyordu ellerinde, tuz ve su kaldı ellerinde. Üç gün oruç oruca kaldılar. Buna rağmen ellerindeki her şeyi kapılarına gelen yardıma ihtiyaç duyan insanlara verdiler. Ve de ne teşekkür beklediler ne de kendilerine minnet duymalarını beklediler. Allah için yaptılar yaptıklarını. Yetmedi, gayrimüslime de verdiler. Köleyi aç bırakmamak için kendileri aç kaldı. Biz versek en azından bir kuru teşekkür beklerim, ama onlar beklemiyorlardı. Allah onun gönlüne şahittir. Bu yüzden onların birkaç arpa ekmeği bizim milyonlarımızdan daha makbuldür Allah katında. Allah sizin cemalinize de bakmıyor, yaptıklarınıza da bakmıyor; niyetinize bakıyor.
 
 “Hel etâke suresi”, “İnsan suresi” olarak da bilinir. Allah burada diğer bir yandan dikkatimizi şuna çekiyor: “Bu insana bir zaman gelmedi mi?” 
 Ben bunu özel sohbetlerimde de diyorum, konuşmalarımda da diyorum o da şudur ki: Âdem ilk insan değildir. İnsan vardı ama diğer canlılar, hayvanlar gibiydi. Anılmaya değer bir varlık değildi. Bir şey idi ama mezkûr değildi. Allah onu mükellef de kılmamıştı, muhatap da değildi. 
 
 Emir-el Mümin’e diyorlar ki: “nerede sıkıntılı amel varsa sen ona müştaksın. Yazın orucu, kışın abdesti. Bir orduya tek başına karşı koyuyorsun. Bütün silah arkadaşların kaçtılar ama sen kaçmıyorsun.” 
 Tabi yanında Ebu Dücane ile Nesibe Hanımda vardı yanlarında. Nesibe Hatun baktı ki erkekler kaçıyor savaştan onların bir tanesinin yanına gidip dedi ki “Madem savaşmayacaksın, ver zırhını da ben Peygamber’in yanında savaşayım.” O da verdi zırhı zaten işine de geliyordu ağırlıktan kurtulduğu için. Neyse… devam ettiler sözlerine “Neden böyle zor işlerden keyif alıyorsun?” 
 
 Fatika adında bir hanıma Ali (a.s) talip oldu derler. Kadın, “Talibi bir göreyim” dedi. Diğerleri de “Mescitte namaz kılıyor, bitince çıkacak işte o zaman görürsün” dediler. Ali (a.s) mescitten çıkınca gösterdiler onu kadına ama Hz. Ali’nin hali perişan. 
 Kadın dedi ki: “Bu mu beni istiyor, ben onu istemiyorum.”
 Bir gün de savaştan geldi, atının üstünde, yanı başında Zülfikar. Kadın dedi ki “Bu kimdir?” dediler Ali’dir. Kadın şaşırarak “Bu mu? Mescitten çıkan perişan Ali mi? Savaştan gelirken nasıl da bu kadar dinç görünüyor?” haber gönderdiler Hz. Ali’ye. Hz. Ali dedi ki: “O geçti artık, bir saat sonra tekrar namaza gideceğim ve o halime döneceğim.” 
 
 Neyse… Hz. Ali, zor işlerden aldığı hazzı şu şekilde açıklıyor: “Allah’ım bana değer veriyor ki ve beni muhatap alıyor ki bana böyle görevler geliyor. O azameti, o zorluğu çekebileceğimi biliyor. Bu beni mutlu ediyor. Ve bir de bana bir sıfat veriyor ‘Mümin’ diyor. Bu nedenlerden dolayı o işimin hiçbir zorluğunu da hissetmiyorum. Yeter ki Allah beni muhatap alıp görev versin. Onun verdiği keyif görevin zorluğunu bana unutturur.”
 İnsan bu dönemler öncesi hayvan gibiydi. Yiyecek için birbirini boğazlayan yaratıklardı. İşte bunlar gibi değerli insanlar gelince insan evrende anılmaya değer bir varlık oldu. Yaratılmışların en değerlisi oldu. En hayırlı topluluk oldu. Hepsi bu peygamberlerin, imamların sayesinde.
 
 Ali’nin muhatap olduğu, bahsedilen yerde yiğitlikten bahsedilmez. Bunu tekrar tekrar söylüyorum ama Ali’den başka yiğit yoktur. Ali’nin adının olduğu yerde başka yiğit olmaz. İsmi okunmaz diğerlerinin. O farklı bir seviyedir. Zülfikar’dan başka kılıç yoktur. Zülfikar’dan bahsedildiğinde diğer kılıçlar çekilirler kınlarına.
 
 Allah, meleklerine karşı övünüyor; diyor ki: “Ben yeri, göğü o beş kişi hürmetine yarattım” Melekler arz etti ki: “Kimdir onlar?
 
“Şu abanın altında toplananlardır” dedi Allah.
Peygamber o abanın altına dört kişi toplamış ve meleklerin en değerlisi de istemiş ki Allah’tan “İzniniz olursa ben de gideyim o abanın altına” ne değerli bir aba ne güzel bir topluluk.
 Melekler tekrar sordular: “Onlar kimdir de bütün her şey onlar için yaratılmış olsun?”
 
Allah buyurdu ki: “Bu abanın atlındaki evreni yaratma sebebim olan beş kişi: Fatima’dır, onun babasıdır, onun kocasıdır ve onun oğullarıdır.” Onunla tanıtıyor bu beş kişiyi, Fatima’yı merkeze koyarak. 
 Değerli müminler, cumanız mübarek olsun. Allah dualarınızı kabul etsin." dedi.
  
Paylaşım :
Mail Yazdır Yorum Yaz 0 Yorum
23-08-2019 17:24 - 1194 Okunma
Caferider Web TV
Video Galeri
Foto Galeri
Yazarlar Tümü
Şirali Bayat
ŞİA-CAFERİ AZERİ MİLLETİNİN YÜCELİŞ SERÜVENİ
Av. Sinan Kılıç
Selahattin Özgündüz’e neden saldırıyorlar?
İbrahim ŞEREN
ALLAH PEYGAMBERİNİ MUHATAP ALARAK YÜCE KURAN’DA ŞÖYLE BUYURUYOR
Mehdi AKSU
İRAN’DA SÜNNİLER!
Hamit Turan
ŞÎR-İ FIZZA
Çayan Uludağ
Mekteb-i Kerbela
Abdullah Turan
İmam Mehdi'nin Dünyaya Geldiğini İtiraf Eden Ehl-i Sünnet Âlimleri
Kasım Alcan
Hiç olmazsa dünyanızda özgür kişiler olun
Namık Kemal Zeybek
Osmanlı'da Alevi Katliamı
Orhan Kiverlioğlu
Biz büyük devlet iken
Seyyid Ahmedi Safi
Tüm Müslümanları ilgilendiren önemli sorun
Hüseyin Çaça
Kerbela Hadisesi-1-
Musa Ayaztekin
Muta Nikahı Nedir, Ne Değildir?
28-03-2024 | Ana Sayfa | Ana Sayfam Yap | Sitenize Ekleyin | Künye | Foto Galeri | Video Galeri | Yazarlar | İletişim | RSS
CaferiDer ® 2012  
Sitede bulunun içerikler ve analizler kaynak gösterilerek alıntılanabilir Tasarım & Yazılım : Network Yazılım