Ana Sayfa İç Gündem Ülke Gündemi Dünya Gündemi Kütüphane Etkinlik Kültür -Sanat- Bilim Haber - Analiz Caferider
Parti grup toplantılarında kim ne dedi?
Liderler hangi mesajları verdi
Paylaşım :
Mail Yazdır Yorum Yaz 0 Yorum
09-04-2013 14:54 - 881 Okunma

Bu gün yapılan parti gurup toplantılarında kim hangi mesajları verdi?

MHP lideri Devlet Bahçeli:

Bin yıllık kardeşliğimizin infilak etmesi için fırsat kollayan, milli değerlerimizin etnik şarapnel parçalarıyla dağılması için ayin yapan bedbahtlar AKP ile birlikte heyecan ve cesaret kazanmışlardır.
Hükümet, milletimize tarihi nefret duyan yerli ve küresel odakların rahat hareket etmesi, kolaylıkla fitne saçması için sosyal, kültürel, ekonomik, psikolojik ve siyasi tüm güvenlik duvarlarını bir bir sabote etmiş, bunlara suikast düzenlemiştir.
İkazla ifade ediyorum ki, Türk milletinin tertemiz milli ve manevi kaynakları, pırıl pırıl parlayan talihi AKP’nin çamur ve pislik dolu politikaları sayesinde kirlenmek ve kapanmak üzeredir.
Küresel ölüm projelerine teşrifatçılık yapan Başbakan Erdoğan aziz milletimize kötülüğün daniskasını yapmak üzere adeta görevlendirilmiş gibidir.
Bu zihniyetin Türklüğe, millet bütünlüğüne ve her dokunulmaz hakkımıza hınç besleyen tüm odak, oluşum ve ortaklıklara davetiye çıkardığı görülmektedir.
Başbakan’ın, Türk milletinin kanına doymayan, acı çekmesinden gocunmayan, hezimete uğramasından şikâyet etmeyen, bilakis bu olumsuzlukları şevkle bekleyen hasis ve lekeli vicdanlarla ağız birliği ve dirsek teması halinde olduğu artık net ve bellidir.
Emperyalizmin vahşiliği ve tek dişi kalmış ağzı Başbakan tarafından canlandırılmış ve açılmış durumdadır.
90 yıl önce, büyük milletimizin kahramanca mağlup ettiği sömürgeci güçler; aramızdan, içimizden ve hemen yanı başımızdan yeni bir Damat Ferit simasını araya araya bulmuşlar ve emellerine memur etmişlerdir.
Bu en başta Başbakan, sonra da ona inanan ve itibar edenler için hiç kuşkunuz olmasın ki utanç vesikası olarak görülmelidir.
Türk milletinden alacaklı olduğunu düşünen her sefil zihniyet, her hayâsız ittifak, her rüsva anlayış bu kafa yapısı tarafından sıcak ilgi ve yakın alakayla taltif edilmiştir.
Hükümet tarafından geride kalan yıllar boyunca gözdağlarıyla kurulmaya çalışılan gerilim, çatışma, kutuplaşma ve kaos atmosferi küresel planlara imkan ve destek sağlamıştır.
Avrupa sevdalıları, Washington esirleri, Erivan hayranları, Erbil yanaşmaları, Kandil elçileri, İmralı müdafaacıları, sözde aydın güruhu, yandaş medya sahipleri, teslimiyet lobisinin temsilcileri, yabancılardan menfaat uman insaf yoksunları çözüm ve barış ezberi etrafında kenetlenmişler, böylece Türk milletine karşı saldırı düzeneği almışlardır.
Kurgulanan ve harekete geçirilen bu ihanet ittifakının merkezi dış kaynaklıdır; hükümet aziz millet varlığının çözülmesi ve çökmesi için tüm imkan ve gücünü son raddesine kadar seferber etmiştir.
√       Amaç milletimizin maddi ve manevi direniş noktalarını esnetmek ve yırtmaktır.
√       Amaç devletimizin ilke ve esaslarını bükmek ve kırmaktır.
√       Amaç Türkiye’nin hukuki, emniyet ve sosyolojik kodlarını ortadan kaldırmaktır.
Bunlar vehim değildir.
Bunlar bir korkunun, korkutmanın ve korku pompalananın ucuzluğu ve basitliğiyle eşdeğer sayılmamalıdır.
Bu söylediklerim afakî, abartı ve aşırı bir yorum olarak da değerlendirilmemelidir.
Söyler misiniz bana, PKK’nın yıllarca silahlı şekilde dağlarda aradığı ve kanla elde etmeye çalıştığı ihanet ve melanet hedeflerin iktidar tarafından sahiplenilmesinin daha nasıl izahı olacaktır?
İslamcılık kisvesi altına sığınarak bölücülük ve terör hamiliğine soyunan bugünkü iktidar mensuplarının maskelerini indirmek için daha ne söylenebilecek ve neler ileri sürülebilecektir?
Teröristlerin el üstünde tutulduğu süreç ihaneti izdüşümünde, milli değerlere sahip çıkmanın, milli birliğimizi ve milli kimliğimizi savunmanın ayıplanacak bir davranış, ilkel ve ırkçı bir bakış olarak lanse edilmesi daha başka nasıl ifade edilecektir?
Bugünkü zaman aralığında, deminden beri ifade ettiğim gibi, ülkemiz küresel bir tezgâhın dibine; ileri demokrasi, çözüm, barış ve süreç beyanları eşliğinde çökmüş kalmıştır.
Bu tezgâhın adı da hepinizin takdir edeceği üzere, Büyük Ortadoğu Projesi veya Genişletilmiş Bü Söz konusu kanlı proje ülkemizin de aralarında bulunduğu; Ortadoğu ve Kuzey Afrika başta olmak üzere, geniş bir coğrafi alandaki ülke ve toplumları hizaya sokmak maksadıyla tasarlanmış ve tanzim edilmiştir.
Arap Baharı isimli isyan ve kaos sürecinin BOP’un ara bir istasyonu olduğu bugün daha iyi anlaşılmıştır.
Çizilen küresel kanlı güzergâhın, hercümerce dayalı eylem planının ilerleyebilmesi için rejimler devrilmiş, otoriter isimler koltuklarından edilmiş, komşu coğrafyalar baştanbaşa deprem geçirmiştir.
Büyük Ortadoğu Projesi’nin kapsam ve hedefindeki ülkeler birer birer kağıttan kaleler gibi devrilmiş, yönetimler el değiştirmiş, bir zamanlar övülen diktatörler teker teker tasfiye edilmiştir.
Kalabalıkların birikmiş itirazı, katlanan kızgınlıkları BOP’un teşvik ve yönlendirmesi altında zıvanadan çıkmış ve kontrolsüz şekilde yayılmıştır.
Tunus’tan Suriye’ye kadarki sömürgeciliğin seyir defterini, repliği ölüm diliyle hazırlanan sözde demokrasi ve özgürleşme macerasını başka türlü ifade etmek bugünkü verilerle mümkün olmayacaktır.
BOP, Türkiye’nin içinde bulunduğu uçsuz bucaksız coğrafyaların haritalarını yeniden belirlemek, 1916 şartlarında gizli anlaşmalarla tayin edilen sınırları yeni baştan şekillendirme gayesi güden emperyalist şarlatanlığın yeni bir oyunudur.
Sözüm ona otoriter rejimler ıslah edilecek, özgürlük talepleri cevap bulacak, barış ve istikrar tohumları her yere ekilecektir.
Tabii olarak, BOP’un Ortadoğu ve Kuzey Afrika’daki totaliter yönetimlerden işe başlaması, hızla sınırlarımıza kadar dayanması şaşırtıcı görülmemelidir.
Nihayetinde hedef Türkiye ve Türk milletidir.
BOP’un ana argümanı, ana savı ve başlıca iddiası arasında da çözüm, barış, özgürleşme ve demokratikleşme ziyadesiyle yer tutmuştur.
İşte bu kanlı ve insanlık dışı yeni sömürgeciliğin senaristi ABD, Eşbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, paralı lejyonerleri de AKP, PKK, BDP ve terörist başından ibaret olmuştur.
 AKP hükümeti başından beridir; suflörü Batı, Kılavuzu BOP olan kanlı bir oyunun dişlileri arasında gönüllü şekilde kalmış ve olaylara yabancı başkentlerin gözüyle ve bakış açısıyla yaklaşmıştır.
Suriye’deki rejimin direnç göstermesi, arzulanan dönüşümün şimdilik engellerle karşılaşması BOP’un hedeflerinde herhangi bir değişiklik veya düzeltme yapmamıştır.
BOP’un en önemli amaçlarından biri bağımsız Kürdistan’ı kurmak, bu kapsamda haritaların yeniden çizilmesini sağlamaktır.
Az önce de vurguladığım gibi,  bu kanlı projenin esas hedefi Türkiye ve Türk milletidir.
Ve görüldüğü kadarıyla, komşu coğrafyaları Arap Baharı ateşiyle yakan bu plan, ülkemize de PKK baharı olarak sirayet etmiş durumdadır.
Küresel projeler doğrultusunda; Türkiye önce demokratik özerklik, arkasından iki dilli ortak kurucu halkın olduğu bir devlet, ardından federal devlet ve daha sonra da birleşik Kürdistan fikrinin somutlaşacağı bir batağa doğru hızla gitmektedir.

Başbakan Erdoğan
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'yi ''kaba'' muhalefet yapmakla eleştiren Erdoğan, ''MHP kaba muhalefet, CHP de muavin muhalefet konumuna terfi etmiştir. Bu kafayla gittikçe her ikisi de müzmin muhalefet, müebbet muhalefet sıfatlarından sıyrılamayacaklar'' şeklinde konuştu.
Başbakan Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti: "MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ve CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nu kastederek, ''Tarih bu iki genel başkanı affetmeyecek. Terör bittiğinde, bu ülke huzura kavuştuğunda tarih bu iki genel başkanı, 'terör bitmesin' diye çırpındıkları için kara bir leke olarak kaydedecektir"
Danıştay saldırısıyla yüksek yargıya saldıranların yargılandığı bir mahkemenin, bu sefer CHP'liler tarafından saldırıya maruz kaldığını belirten Erdoğan, ''Güvenlik güçlerimiz yargının bağımsız çalışabilmesi için her türlü tedbiri almaya devam edecektir. Çözüm sürecine karşı çıkan, Silivri'de yargıya saldıran bu CHP'yi tarih mutlaka kayıtları altında yargılamaya devam edecektir'' ifadelerini kullandı.



 CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu
Kılıçdaroğlu, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın, Ergenekon davasındaki olaylara ilişkin ''Öyle zannediyorum ki bu konuda yargı zaten gereğini yapacaktır'' sözlerinden 15 dakika sonra savcının harekete geçtiğini belirterek, ''Bizim dokunulmazlığa ihtiyacımız yok. Demokrasi için her türlü bedeli ödemeye hazırız. Dokunulmazlıklarımızı kaldırmazsan namertsin'' dedi.
Kılıçdaroğlu'nun gündeme ilişkin konuşmasından satır başları şöyle
"Deniz Feneriş davası ne oldu? Unutuldu gitti. Bu ülkede yargının  bağımsız olmadığını gayet iyi biliyor.
Bugün grupta konuşmuş "CHP'li vekiller Silivri'ye niye gitti, hukuk gerekeni yapacaktır" diyor? Yasak mı getireceksin. Bizim dokunulmazlığa ihtiyacımız yok. Demokrasi için her türlü bedeli ödemeye hazırız. Özel mahkemelerin bağımsız olduğunu söylemek hukuk cahili olmak demektir. CHP olarak dokunulmazlıkların arkasına saklanmadık. Senin dokunulmazlığın sende kalsın. Dokunulmazlıklarımızı kaldırmazsan namertsin.
Son günlerde moda CHP niye konuşmuyor? CHP konuşuyor. Ama sorun şu, "Bizim duymak istediklerimizi niye söylemiyorsunuz?
Recep Tayyip Erdoğan sanki milletvekili seçer gibi 63 akil insan belirledi. Başbakan millete "Bana güvenmiyorsunuz bari bu 63 insana güvenin diyor. Konuyu bilmiyorsun, çözümü bilmiyorsun. Bunlar nasıl akil insan? Akil insanların görevi reklam. Biz düşünen herkese saygılıyız ama kendisine akil insan deyip siyasi otoritenin propandasını yapan akil insan değildir. Aklını kiraya verenden akil insan olmaz.
"Sorunu çözmek istiyorum" diyorsun. Çöz sorunu, samimi ve dürüst ol. Millete bilgi ver dedik, verdi mi vermedi? Sorunu çözmek için yola çıkıyorsan yalan söylemeyeceksin.
Pazarlık yapmadık diyorsun. O zaman o mektuplar nedir? O mektuplar, kusura bakma ama aşk mektubu değil herhalde.
Yapılan pazarlıkları dolaylı yoldan öğreniyoruz. Bir başbakan durduk yerde neden eyaletten, federasyondan bahseder?
Başbakan'ın Osmanlı ve dünya tarihi konusunda bilgi kırıntısı varsa ben genel başkanlığı bırakırım.
Bizim söylediklerimiz eksik olabilir, yanlış da bulabilirsiniz. Çıksın Başbakan bizim yol haritamız hakkında konuşsun.
Ekonomide bütün vatandaşlarım sıkıntılı. Bütün göstergeler S.O.S veriyor. Trabzon'da bir genç işsizlik yüzünden kendisini yaktı. Eğer bir ülkede bir genç iş bulamadığı için kendisini yakıyorsa o ülkede sıkıntı vardır. Tek tek bütün illeri gezip iş dünyasıyla toplantı yapacağım. Ekonomik görüşlerimiz nedir anlatacağım. Üreten bir ülke üzerine inşa edilecek bir Türkiye'ye ihtiyacımız var."

Paylaşım :
Mail Yazdır Yorum Yaz 0 Yorum
09-04-2013 14:54 - 881 Okunma
Caferider Web TV
Video Galeri
Foto Galeri
Yazarlar Tümü
Şirali Bayat
ŞİA-CAFERİ AZERİ MİLLETİNİN YÜCELİŞ SERÜVENİ
Av. Sinan Kılıç
Selahattin Özgündüz’e neden saldırıyorlar?
İbrahim ŞEREN
ALLAH PEYGAMBERİNİ MUHATAP ALARAK YÜCE KURAN’DA ŞÖYLE BUYURUYOR
Mehdi AKSU
İRAN’DA SÜNNİLER!
Hamit Turan
ŞÎR-İ FIZZA
Çayan Uludağ
Mekteb-i Kerbela
Abdullah Turan
İmam Mehdi'nin Dünyaya Geldiğini İtiraf Eden Ehl-i Sünnet Âlimleri
Kasım Alcan
Hiç olmazsa dünyanızda özgür kişiler olun
Namık Kemal Zeybek
Osmanlı'da Alevi Katliamı
Orhan Kiverlioğlu
Biz büyük devlet iken
Seyyid Ahmedi Safi
Tüm Müslümanları ilgilendiren önemli sorun
Hüseyin Çaça
Kerbela Hadisesi-1-
Musa Ayaztekin
Muta Nikahı Nedir, Ne Değildir?
26-04-2024 | Ana Sayfa | Ana Sayfam Yap | Sitenize Ekleyin | Künye | Foto Galeri | Video Galeri | Yazarlar | İletişim | RSS
CaferiDer ® 2012  
Sitede bulunun içerikler ve analizler kaynak gösterilerek alıntılanabilir Tasarım & Yazılım : Network Yazılım