Ana Sayfa İç Gündem Ülke Gündemi Dünya Gündemi Kütüphane Etkinlik Kültür -Sanat- Bilim Haber - Analiz Caferider
Prof. Dr. Haydar Baş: "İslam’ın özü EHL-İ Beyt’tir Risalet dönemi bitti velayet dönemi başladı"
Meltem TV’de yayınlanan Diyalog programına konuk olan BTP Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş, “Dinin özü, İslam’ın özü Ehl-i Beyt’tir. Kurtuluşumuz Ehl-i Beyt’i sevmek ve bu faziletli yolda yürümekle mümkün olacaktır” dedi
Paylaşım :
Mail Yazdır Yorum Yaz 0 Yorum
28-12-2014 17:57 - 1278 Okunma
Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş Meltem TV’de canlı olarak yayınlanan Diyalog programında Muharrem Bayraktar’ın sorularını cevapladı. Programda Ehl-i Beyt konusunda önemli açıklamalarda bulunan Prof. Dr. Haydar Baş, “Ehl-i Beyt’le böyle bir güzel sohbete başlamamız, Allah’ın rızasını kazanmamızda Cenabı Peygamber Efendimizin şefaatini hak etmemizde en büyük vesiledir” diyerek konuşmasına başladı. Sünni bir dünyanın insanı olduğunu söyleyen BTP Genel Başkanı Prof. Dr. Baş, “Ama şunu itiraf etmeliyiz: Ben medresede okudum, ilahiyatta okudum, doktora tezimi verdim profesör oldum, Ehl-i Beyt’i hiçbir yerde bize anlatmadılar, izah etmediler” dedi.
 
Prof. Dr. Haydar Baş şunları söyledi: “Benim doktora tezim Veda Hutbesi’nde İnsan Hakları’dır. Peygamberimizin Veda Hutbesi’nin insan hakları açısından incelemek da elhamdülillah bana nasip oldu. Biz Peygamber efendimizin Veda Hutbesi’nde irad ettiği hutbenin dışında bir hutbe bilmiyorduk. Bendeniz Azerbaycan’da üniversitede 15 tane profesörden oluşan heyetin karşısında doktora tezimi savunurken burada bir felsefe hocası –zaten benimki felsefe doktorasıydı- dedi ki; “Niçin Gadiri Hum’dan bir parça alıp da Veda Hutbesi’nde olduğu gibi tahlil etmedin?” Ben Gadiri Hum’u ilk defa orada duydum. Ama ne demek istediğini de anlamadım. Benim tez hocam Vasım Bey, ‘Sen onlara deki; ben inşallah tezimi genişletme durumunda Gadiri Hum konusunu da ele alacağım.’ Gadiri Hum nedir diye sorduğumda Vasım Hoca ‘Peygamberimiz Veda Haccı’ndan sonra Gadiri Hum denilen yerde bir hutbe daha irat ediyor’ dedi ama işin teferruatına girmedi.”
 
Dinin özü Ehl-i Beyt’tir
“Ehl-i Beyt Külliyatını kaleme alırken ufkumuz açıldı, meğer dinin özü, İslam’ın özü Ehl-i Beyt’miş” diyen Prof. Dr. Haydar Baş şöyle konuştu: “Mehmet Emin Koç hocayı Hatay’a gönderdim ve “Siyasette vatandaşın huzurunu, mutluluğunu, geçimini, eğitimini, tarımını hülasa diğer ihtiyaçlarıyla ilgili sorunları çözmek için kurulan partiler vardır. Biz de bunlardan bir tanesiyiz. Bu Alevi arkadaşların dertleri nelerdir, bunlara ne çare bulabiliriz. Git Hatay’daki dedelerle görüş” dedim. Hatay’da Hasan Hüseyin dedemizle üç gün boyunca görüştü. Ben onu telefonla aradığımda ‘Hocam Hasan Hüseyin dedemizle beraberiz, bize Alevileri çok yanlış tanıttılar. Aleviler öyle değilmiş. Çok temiz insanlar. Ben gelip size bunları aktaracağım ama sizin de buraya gelmeniz gerekiyor. Biz Mehmet’in dönüşünden yaklaşık bir buçuk ay sonra Hatay’a gittik. Hasan Hüseyin dede bizi 20 tane dedeyle birlikte çok önceden dostluğumuz olan insanlar gibi yakınlıkla karşıladı. 80 yaşlarında çok temiz bir insan. Gittik onlarla güzel bir sohbet ettik. Bu sohbet esnasında ben ‘İnşallah İmam Ali hakkında bir eser yazacağım’ diye söz verdim. Allah nasip etti, İmam Ali hakkında güzel bir eser ortaya çıktı. Ehl-i Beyt’in ne manaya geldiğini biliyorduk ama araştırma sonucu bir bilgimiz yoktu. Herkesin bildiği gibi Ehl-i Beyt’in peygamber ailesi olduğunu sanıyorduk. Baktık ki Ehl-i Beyt bizim zannettiğimiz gibi Peygamber ailesinin tamamı değilmiş. Hamsei ali aba denilen Peygamberimizin de dâhil olduğu beş kişi. İşte Ehl-i Beyt dediğimiz insanlar topluluğu bunlardır. Ben eserlerimde bunlardan geniş geniş bahsettim. Zaten Ehl-i Beyt Külliyatı olarak 14 tane eser yazdık. Zannediyorum 14-15 bin sayfalık bir eserdir bunlar. Bu eserleri yazarken bilgi sahibi olduk, burada ufkumuz açıldı, meğer dinin özü, İslam’ın özü Ehl-i Beyt’miş.” 
 
Risalet dönemi bitti velayet dönemi başladı
Konuşmasına “Sünnilik bizim önümüzde bazen perde oldu” diyerek sürdüren Bağımsız Türkiye Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar baş şunları söyledi: “Mesela benim tefsir hocam Cerrahoğlu’dur. O’nun yazdığı Şiilikle ilgili bir eserini inceledim. Çok büyük yanlışlar tespit ettik. Arapça metniyle Türkçe metni arasında dağlar kadar fark var. Benim bildiğim Şia ve Alevilikle uzaktan yakından ilgisi yok. Cerrahoğlu’nun bu yanlışa düşmüş olması aslında benim kabul edemeyeceğim bir hatadır. Yani demek ki kasıtlı bir darbe indirilmiş, belki bu Yavuz’dan ve Fatih’ten bu tarafa devam ediyor. Maalesef Ehl-i Beyt silsilesinden olanların hakkı maalesef tanınmıyor. İşte sonra gördük ki, İslam demek bir Peygamber aleyhisselam, iki İmam Ali Efendimiz. Neden birincisi Peygamber Efendimiz? Çünkü İslam’da iki tane ana yol var. Birisi risalet yolu, diğeri velayet yoludur. Risalet yolu Peygambere ait bir yoldur. Cenabı Peygamber Efendimiz Gadiri Hum’daki irad ettiği hutbede İmam Ali’nin velayetini ilan ediyor. Hz. Ali’nin velayetini ilan ettiği zaman son ayet olan ‘dininizi tamamladım’ ayeti nazil oluyor. Ondan sonraki dönem velayet dönemidir. Ben medresede okudum, kimse bunu bize söylemedi. 
Bu gerçekleri gizlemek mümkün değil. Benim kitaplarımda Hz. Ali ve Hz. Fatıma’yla ilgili yüzlerce Hadisi Şerif var. Bunu nasıl gizleyecekler. Yani Sünni dünya bunun üstünü örttü ve o tarafa hiç girmedi.”
 
İmam Ali’yi sevenin mükâfatı cennettir
Konuşmasının bu bölümünde Peygamber Efendimizin Ehl-i Beyt’le ilgili hadislerinden örnekler veren Prof. Dr. Haydar Baş, “Bir rivayette Peygamber aleyhisselam Fatıma’ya şöyle hitap ettiği yer almaktadır: “Ey Fatıma Allah Ali’yi 7 hususta benimle bir kıldı. O kabri açılıp benimle birlikte dirilen ilk kimsedir. O benimle Sırat başında duran ve Cehennem ateşine ‘bunu al, bunu bırak’ diyen kimsedir. O benden sonra giydirilen ilk kimsedir. O arşın sağında benimle birlikte duran kişidir. Cennet kapısını ilk defa çalacak olan ilk kimsedir. O cennetin en yüksek makamı illiyyün makamına yerleşecek ilk kimsedir. O benimle birlikte mühürlenmiş şarabı içecek olan kişidir.” Bu şarap bizim hatırımızdaki şarap değildir. Allah’ın nimet olarak kullarına ikram edeceği içecek. Bu içeceği Allah ilk önce Hz. Ali’ye verecek. Bir başka Hadisi Şerif’te Peygamber Efendimiz buyurdu ki, “Bilin ki, kim Ali’yi severse beni sevmiştir. Kim de beni severse Allah ondan razı olur.” Allah bir kimseden razı olursa onu cennetle mükâfatlandırır. Demek ki Hz. Ali’yi seven insanın mükâfatı cennettir.”
 
Ali’siz iman olmaz
Allah Resulü’nün “Şunu bilin ki, kim Ali’nin sevgisi üzerine ölürse ben cennet konusunda onun kefiliyim” diye buyurduğunu söyleyen BTP Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş, “İmam Ali’yi seven mutlaka cennetliktir” dedi. Prof. Dr. Baş şunları söyledi: “Bir başka Hadisi Şerif’te Peygamber Efendimiz, “Bilin ki kim Ali’yi severse onun için ne bir divan, ne bir kurul ne de bir terazi olmayacak. Ona şöyle hitap edilir; hesapsız olarak cennete gir” buyurmuştur. Kimmiş bu? Ali’yi seven. Selman Allah Resulü’nden şöyle rivayet ediyor: “Kişi ancak benim Ehl-i Beyt’imi benim için severse iman etmiş sayılır.” Ömer bin Hattap buyuruyor ki Resulullah’a Ehl-i Beyt’i sevmenin ölçüsü nedir diye sorulduğunda elini Ali’nin omzuna koyarak “işte budur” buyuruyor Peygamberimiz. Yani Peygamberimiz Ehl-i Beyt’i sevmenin alameti Ali’yi sevmektir diyor. Yine bir başka Hadisi Şerif’te “Kim hayatında hem de vefatından sonra Ali’yi severse onun için emniyet ve iman yazılır. –Yani imanı kesin olur- Kim ashabımdan herhangi birisini Ali’den üstün tutarsa hakkın üzerine perde çekmiştir.
 
Yani şu sahabe Ali’den üstündür diyen hakkı gizlemiştir diyor Peygamber aleyhisselam- Sizler Ali’nin velayeti altında olduğunuz müddetçe asla yolunuzu şaşırmaz ve helak olmazsınız. Ama O’na muhalefet ederseniz faklı yollar ve nefsanî hevesler sizi yolunuzdan saptırır, şaşkınlığa sürükler. O halde Allah’tan korkun, hiç kuşkusuz Allah’ın ahdi Ali bin Ebi Talibin’dir. Yine bir başka Hadis’te “Kim Allah’ın sağlam ipine sarılmak isterse Ali ve zürriyetini sevsin” buyrulmaktadır. İbni Abbas Resulullah’tan şöyle nakletmiştir; “Eğer insanlar Ali bin Ebi Talib’in sevgisinde birleşselerdi Allah cehennem ateşini yaratmazdı.” Yine Peygamberimiz, “Ali bin Ebi Talib’in sevgisi ateşin odunu yaktığı gibi günahları yakar” buyurmaktadır.
 
İmam Ali ve Ehl-i Beyt hakkında böyle binlerce Hadis var. Hz. Hüseyin’in Hz. Hasan’ın ve Hz. Fatıma’nın faziletleri hakkında Hadisi Şerifler var. Ayetler malum, Allah’ın Ehl-i Beyt’ini tertemiz olarak yaratmış ve Onları günahsız bir şekilde beşeriyet âlemine göndermiştir. Bu faziletli insanların temizliği Allah’ın ayetleri ve Peygamberin hadisleriyle ortadadır. Bizim de kurtuluşumuz Onları sevmek, onlarla beraber olmak ve bu faziletli yolda yürümekle mümkün olacaktır. Allah bu güzel sevgiyi hepimize nasip etsin.”
Paylaşım :
Mail Yazdır Yorum Yaz 0 Yorum
28-12-2014 17:57 - 1278 Okunma
Caferider Web TV
Video Galeri
Foto Galeri
Yazarlar Tümü
Şirali Bayat
ŞİA-CAFERİ AZERİ MİLLETİNİN YÜCELİŞ SERÜVENİ
Av. Sinan Kılıç
Selahattin Özgündüz’e neden saldırıyorlar?
İbrahim ŞEREN
ALLAH PEYGAMBERİNİ MUHATAP ALARAK YÜCE KURAN’DA ŞÖYLE BUYURUYOR
Mehdi AKSU
İRAN’DA SÜNNİLER!
Hamit Turan
ŞÎR-İ FIZZA
Çayan Uludağ
Mekteb-i Kerbela
Abdullah Turan
İmam Mehdi'nin Dünyaya Geldiğini İtiraf Eden Ehl-i Sünnet Âlimleri
Kasım Alcan
Hiç olmazsa dünyanızda özgür kişiler olun
Namık Kemal Zeybek
Osmanlı'da Alevi Katliamı
Orhan Kiverlioğlu
Biz büyük devlet iken
Seyyid Ahmedi Safi
Tüm Müslümanları ilgilendiren önemli sorun
Hüseyin Çaça
Kerbela Hadisesi-1-
Musa Ayaztekin
Muta Nikahı Nedir, Ne Değildir?
18-04-2024 | Ana Sayfa | Ana Sayfam Yap | Sitenize Ekleyin | Künye | Foto Galeri | Video Galeri | Yazarlar | İletişim | RSS
CaferiDer ® 2012  
Sitede bulunun içerikler ve analizler kaynak gösterilerek alıntılanabilir Tasarım & Yazılım : Network Yazılım