Ana Sayfa İç Gündem Ülke Gündemi Dünya Gündemi Kütüphane Etkinlik Kültür -Sanat- Bilim Haber - Analiz Caferider
Suriye’den Yükselen Enformasyon Dumanı
Kasım Alcan

 ABD –AB ve Siyonizm’in karşısında Çin ve Rusya’nın varlığı, Suriye olayında dünya için ne kadar önemli bir denge olduğu güçlü bir şekilde ortaya çıktı.

İslam dünyasının içine düştüğü durum ise ibret vericidir. ABD-AB ve İsrail neyi diyorlarsa onu yapmak için adeta seferber olan kukla satılmış krallıklar ve yöneticilerin durumu da kabak gibi ortaya çıktı.  
Esad’ın gitmesi için her şey mubah kılındı. Sürek avı tüm acımasızlığıyla devam ediyor. Başbakan Erdoğan Putinle görüştüğü sırada Şam’dan suikast haberi geldi.
Tataristan Müftüsüne suikast düzenlendi.  Bulgaristan'da önceki gün İsrailli turistleri taşıyan otobüse düzenlenen bombalı saldırıda 5'i İsrailli 7 kişi hayatını kaybetti. İran ve Hizbullah her zamanki gibi hedef tahtasına oturtuldu.
 
Rusya ve Çin, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinde Suriye hususundaki karar tasarısının onaylanmasını üçüncü kez veto ettiler. 
Veto edilen bu karar tasarısında, Şam yönetiminin bazı istemleri yerine getirmediği takdirde Suriye yönetimine sert yaptırımların uygulanması öngörülmüştü. Rusya’nın Birleşmiş Milletler Daimi Temsilcisi Vitaliy Çurkin, Moskova’nın pozisyonunu şu sözlerle açıkladı: “Karar tasarısı aşırı derecede tek yanlı karakter taşıyordu. Baskı ve yaptırımlar hususundaki tehditler yalnızca Suriye hükümetine yönelikti. Bu, ülkedeki durumun gerçeklerini yansıtmıyor.
 
Gerçekte ise Suriye hükümetini değil de eli silahlı uzlaşmaz muhalefeti caydırmak ve durdurmak gerekiyor. 
Ancak uzlaşmaz muhalefete bağlı güçler “Şam volkanı-Suriye depremi” planının uygulanmasına başlandığını açıkça ilan ettiler. İsyancıların ifadelerine göre bu plan çerçevesinde Şam’a karşı yaklaşık 30 bin savaşçı sürüldü.
Öte yandan bölgede ve bölge dışındaki pek çok gözlemcinin kanaatine göre bu söylenenler on kat abartılı rakamlardır ve söz konusu olan daha ziyade bir propaganda operasyonudur. 
Rus uzmanlar bu zamana kadar isyancılar, sürekli kontrol altına bir tek kenti alamadılar. İsyancıların planı hayata geçirilirse ve Şam düşerse durum ani olarak değişecek. Fakat şimdiki taarruz, özü bakımından çaresizlik gösterisidir. Suriye ordusu, eskisi gibi çok güçlüdür. İsyancı güçlere ise yeni katılımlar gerçekleşmiyor. 
Batı, yalnız para ve silah vererek yardım yapabiliyor. Rusya’nın pozisyonu eskisi gibi kararlı kaldığı sürece Batı başka bir yardım yapamayacak. Bununla birlikte Suriye muhalefeti büyük tutarda para da alıyor. Muhalefetin daha önceki toplantısı gibi Kahire’de düzenlenen toplantı da hiç bir sonuç vermedi. 
 
Toplantıya katılanlar mutabakata varamadılar ve kavga edip bozuştular. Muhalefetin sponsorları bu projenin ileride de cömertçe finanse edilmesi gerektiği konusunda şüphe duymaya başlıyorlar Bizzat Suriye’de isyancıların gücü tükenmek üzere. Bunun için “Şam’a karşı taarruz”, uzlaşmaz muhalefetin yeniden finanse edilmesini sağlamak amacını güden oyundan başka bir şey değildir.
“Suriye baharı” projesi bütçesinin, sponsorlarının tahminlerini çoktan aşmasında şaşılacak bir şey yoktur. Her şey gösteriyor ki Suriye krizi hususundaki ilk senaryoda krizin hızlı çözülmesi öngörülüyordu.
 
Radikal muhaliflerin birkaç yıl içinde özenle yetiştirildiklerini gösteren veriler var. Suriye Ulusal Konseyi yönetiminde Batı haber alma örgütleri ile bağlantılı olan pek çok kişi var. Örneğin Suriye Ulusal Konseyi idari bürosu üyesi Basma Kodmani CIA ile bağlantılı olan Amerikan araştırma örgütlerinin çıkarına faaliyet yürüttü. Suriye Ulusal Konseyinin liderlerinden Rudvan Ziyade 2008’de Washington’da Suriye muhalifleri tarafından düzenlenen konferansa katılmıştı. Bu konferans Amerikan ve İngiliz sivil toplum örgütleri tarafından finanse edildi.
 
Bilindiği gibi isyancılar, bazı Körfez ülkeleri tarafından da cömertçe finanse ediliyorlar. Burada bir başka konu oldukça dikkat çekicidir bazı uzmanların görüşüne göre “Suriye devrimi” için Muammer Kaddafi’nin hesaplarından para ödeniyor. Bahse konu olan 150-200 milyar dolar tutarında paradır. Bu para Libya krizinin başlangıcında donduruldu ve sonra ortadan tamamen kayboldu.
“Suriye projesi”ne çok büyük tutarda para harcanıyor ancak hala daha ortada sonuç yok. Şam rejimi hala daha sağlam duruyor. Uzlaşmaz muhalefet de sponsorların gözünde otoritesini kaybetmemek için oyunlar düzenlemeye başlıyor.  
 
 Şam’da, Suudi Arabistan’ın kontrolü altında olan, ufak silahlı gruplar bulunuyor. Bu gruplar hücumlar yaparak ateş açıyorlar. Fakat olay yerine güvenlik güçleri gelince isyancılar hemen çekiliyorlar. Sağ kalanlar da bir süre sonra başka bir semtte hücuma geçiyorlar. Gürültü çok ama isyancılar için pratik sonuçlar ortada yoktur. Bununla birlikte Şam’da tam kapsamlı savaşın yer aldığı zannedilebilir. Suriyeli isyancılar tarafından gerçekleştirilen operasyonların gerçek boyutunu değerlendirmek güçtür. Olay yerleri üzerinde gerçek yangınlar yüzünden oluşan dumandan daha yoğun “enformasyon dumanı” oluşmuş durumda.
 
Başbakan Erdoğan ise Rusya’dan verdiği mesajda şunları söylüyordu:
 ''Her şeyden önce Suriye'nin istikrarı, bölgenin istikrarı noktasında en ufak bir ihtilafımız yoktur. O konuda aynı şeyi düşünüyoruz. Suriye'nin bölünmesine kesinlikle karşıyız'' dedi.
Başbakan Erdoğan, ''Biz diyoruz ki olması gereken, halkın iradesi Suriye'de ne istiyorsa o olsun. Beşşar Esed'den sonrasının kararını Suriye dışında başka ülkeler vermesin''  
 
Peki, vakıa nedir? Vakıa şudur: Suriye konusunda Suriyelinin dışında kararlar alınmış ve uygulamaya da konulmuştur. Bölünme kaçınılmazdır, halkın iradesi ise Esat bahanesiyle hiçe sayılmıştır. Esatsız bir yönetimi arzu edenlerin Esat’lı bir yönetimi mumla arayacakları günü Allah bize göstermesin.  
Paylaşım :
Mail Yazdır Yorum Yaz 0 Yorum
20-07-2012 19:11 - 2366 Okunma
Kasım Alcan yazarın diğer yazıları [ Tümü ]
Hiç olmazsa dünyanızda özgür kişiler olun 11-06-2014 tarihinde eklendi
Özgür İslami Medya 02-06-2014 tarihinde eklendi
Küfre hizmet eden, Kutsal Cihad 06-05-2014 tarihinde eklendi
İmam Hasan Askeri'nin (as) Mektubu 09-01-2014 tarihinde eklendi
Selam olsun Şah-ı Şehidan İmam Hüseyin'e (as) 04-11-2013 tarihinde eklendi
BOP'un bize karşı açtığı bu savaş "Bizim Savaşımızdır" 09-09-2013 tarihinde eklendi
Kardavi ve Türkiye'de Vahabi Tehlikesi 04-09-2013 tarihinde eklendi
Sırtını zalimlere dayayıp demokrasi çağrısı yapanlar 14-08-2013 tarihinde eklendi
İslam 'cı' lar size ne oldu? 30-05-2013 tarihinde eklendi
Seni yakacağız mesajı!! 02-05-2013 tarihinde eklendi
Caferider Web TV
Video Galeri
Foto Galeri
Yazarlar Tümü
Şirali Bayat
ŞİA-CAFERİ AZERİ MİLLETİNİN YÜCELİŞ SERÜVENİ
Av. Sinan Kılıç
Selahattin Özgündüz’e neden saldırıyorlar?
İbrahim ŞEREN
ALLAH PEYGAMBERİNİ MUHATAP ALARAK YÜCE KURAN’DA ŞÖYLE BUYURUYOR
Mehdi AKSU
İRAN’DA SÜNNİLER!
Hamit Turan
ŞÎR-İ FIZZA
Çayan Uludağ
Mekteb-i Kerbela
Abdullah Turan
İmam Mehdi'nin Dünyaya Geldiğini İtiraf Eden Ehl-i Sünnet Âlimleri
Kasım Alcan
Hiç olmazsa dünyanızda özgür kişiler olun
Namık Kemal Zeybek
Osmanlı'da Alevi Katliamı
Orhan Kiverlioğlu
Biz büyük devlet iken
Seyyid Ahmedi Safi
Tüm Müslümanları ilgilendiren önemli sorun
Hüseyin Çaça
Kerbela Hadisesi-1-
Musa Ayaztekin
Muta Nikahı Nedir, Ne Değildir?
18-04-2024 | Ana Sayfa | Ana Sayfam Yap | Sitenize Ekleyin | Künye | Foto Galeri | Video Galeri | Yazarlar | İletişim | RSS
CaferiDer ® 2012  
Sitede bulunun içerikler ve analizler kaynak gösterilerek alıntılanabilir Tasarım & Yazılım : Network Yazılım