Caferilik İnancını Tanıtma, Araştırma ve Eğitim Derneği (CAFERİDER) tarafından düzenlenen "Geleneksel Aşura Matem Merasiminde konuşan Antakya Ehli Beyt Vakfı (EHDAV) başkanı Ali Yeral şu mesajları verdi:

İstanbul İmam Hüseyin'in aşkına koşmuş.  Türkiye'de milyonlar, İstanbul'da yüzbinler, Azerbaycan'da, İran'da, Irak'ta, Lübnan'da, Suriye'de, Japonya'da, Amerika'da, Brezilya'da ve tahmin edemeyeceğiniz ülkelerde, herkes, Lebbeyk Ya Hüseyin diye haykırıyor, feryat figan ediyor.
 
Ama bizim zorumuza gidiyor, bu necip milletin arasında, birileri çıkıyor, İmam Hüseyin'in safını bırakıp, melun Yezid'in safına geçtiğini, canlı yayınlarla bu milletin gözüne baka baka haykırıyor.

Halbuki, bu necip millet, Alevi'si, Sünni'si ile Türk'ü, Arap'ı, Kürt'ü ile, Lazı, Çerkez'i ve diğer bütün kavimleriyle, ırklarıyla, tarih boyunca İmam Hüseyin'in, Ehlibeyt'in yolunda ve onların kervanında yer almıştır, melun Yezid'e de sürekli karşı çıkmıştır.
 
Sayın Meclis Başkanım, biz TBMM'nin çatısı altında, İmam Hüseyin'in safını bırakıp, melun Yezid'in safına geçen birilerin o çatıda görmek istemiyoruz, bu illeti içine sindiremiyoruz,  ümit ediyorum ki, sizde içinize sindirmiyorsunuzdur.

Eğer gerçekten birileri İmam Hüseyin'i seviyorsa, İmam Hüseyin'in evlatlarıyla, aşıklarının katillerini, 3. Köprüye ad olarak koymasınlar.

Eğer gerçekten İmam Hüseyin'i seviyorsa, bu sadece Hüseyin, Hasan, Ali adını koymakla olmuyor, Hüseyni duruş, Yezid ve Yezid'lere karşı çıkmaktır, onlara Heyhat Minne Zilleh diye haykırmaktır. Hz. Hüseyin'in helaline helal, haramına haram, dostuna dost,  düşmanına düşman olabilmektir.  Yoksa bir çiçeği, bir doğayı, bir arkadaşı sever gibi, biz Hz. Hüseyin ve Ehlibeyt'i sevmiyoruz.
Allah için, Peygamber için, dinimiz ve imanımız için, biz Alevi'yiz, Hüseyni'yiz, Muhammedi'yiz Elhamdulillah.

20 gün önce Antakya'da Gadir-i Hum coşkusu Antakya'da yaşandı, tadı damağımızda kaldı. Muharremliği, Aşura'yı yaşıyoruz, temennimiz, inşallah, hem 20 yıldır istediğimiz mübarek Gadir-i Hum bayramının bayram olarak ilan edilmesi, hem de bu necip milletin, yasını tuttuğu Aşura günününde tatil ilan edilmesidir.

Bir beyitle huzurunuzdan ayrılacağım.

Başımı tenden cüda etmekse kasdın ey lâin, / Sadrım incitmeksizin olmaz mı bu emr-i âzim?
Büsbütün olsun mu dersin hurdahaş ol sine kim, / Kâinatın kıble-i âlem penahı ordadır.
Basma zalim sineme, arş-ı ilâhi ordadır, / Kalp derler nâmına, Hak cilvegâh ordadır.

Kimse öldürmez bu zilletle dahi müşrikleri, / Sen nasıl idam edersin bir muvahhit serveri?
Bak Medine semtine der hatır-ı peygamberi, / Tâcidarı enbiyanın habıgâhı ordadır.
Basma zalim sineme, arş-ı ilâhi ordadır, / Kalp derler nâmına, Hak cilvegâh ordadır.

Bir içim su vermedin ne Ekber’e, ne Asğar’a, / Kanıma benzer Fırat akmış - dökülmüş çöllere,
Kalsın artık şikayetim hem sabah-ı mahşere, / Zümre-i biçaregânın dâd-hâh-ı ordadır.
Basma zalim sineme, arş-ı ilâhi ordadır, / Kalp derler nâmına, Hak cilvegâh ordadır.

Değmedik hançer mi kaldı sinemde, / Yâreler açtın derin bu sinei bi gâneme
Böyle Âlü’l-âl sadrı vahşiyane çiğneme, / Rabbi âlânın muallâ barigâhı ordadır.
Basma zalim sineme, arş-ı ilâhi ordadır, / Kalp derler nâmına, Hak cilvegâh ordadır.