30-05-2014 tarihinde eklendi
Hayber'in fethi Halkalı'da kutlandı


Hayber Kalesi'nin fethi nedeniyle Halkalı'da kutlama etkinliği düzenlendi.

İFA Spor Sosyal Tesislerinde düzenlenen tören Cabir alimlerinden H. Ş. Ehed Talan'ın okuduğu Kur'an-ı Kerim tilavetiyle başladı. 

Kutlama töreninde konuşan Zeynebiye Camii alimi H. Ş. Hamit Turan Hayber Kalesi'nin fethinin Hz. Peygamberin vefatından üç yıl önce gerçekleştirildiğini belirterek Hayberin fethi olmasaydı Mekke'de feth olunmayacaktı. Hayberin fethi çok önemlidir. Medine'nin güneyinde bulunan bir yerdir. Hayber Yahudilerin dilinde sağlam kalesi anlamına gelmektedir. Bu büyük kale Hz. Ali'nin eliyle fethedildi. Hayber kalesi zamanın siyonistlerinin elnide  olan bir yerdi. Bu kale İslam için büyük bir tehlikeydi. Onun için bu fetih İslam'ın en önemli fetihlerinden birisidir. Özellikle gençlerimizin bundan çıkaracağı çok büyük dersler vardır diye konuştu.

Program Hayberin fatihi Hz. Ali (as) için okunan methiyelerle devam etti.

Törende konuşan Cabir Başkanı H.Ş. Hasan Karabulut şunları söyledi: 24 Recep İslam tarihinde önemli bir gündür. İslam dünyası için en büyük tehlike olan zamanın Yahudilerinin Hz. Ali'nin eliyle yenilgiye uğratıldığı bir gündür. Bizim övgülerimiz onlar için kusurdur. Onları Allah övmüştür, evliya onları selamlamıştır. Bütün melekler Ehli Beyt'in hizmetinde olmuştur. Ali'nin anıldığı her meclis meleklerin toplandığı bir meclistir. Onu anmak ibadettir. Hz. Peygamber (saa) Medine'ye geldiğinde orada beş asır önce orada üç büyük Yahudi kabilesi vardı. Son peygamberin burada çıkacağı için gelmişlerdi ki o peygamber bizim içimizden çıksın diye. Peygamberimize Medine halkı kucak açmıştı. Medine halkı her şey pahasına Peygamberimizi korumaya ahd etmişlerdi. Mekkeli müşrikler Kabe'de bir anlaşma yaptılar onu bertaraf etmek üzere. Sonra savaşlar oldu. Savaşan kabilelerden üçünü peygamberimiz onları Medine'den uzaklaştırdı. Bir başka tehlike daha kalmıştı. Medine'ye 150 kilometre uzaklıkta bir bölge vardı adı Hayberdi. Hayberde yaşayan ve gelişmiş silahlara ve techizatlara sahip 20 bir Yahudi vardı. Yaşadıkları yer dağın üzerinde yedi büyük kale ve sağlam evlerin yaşadığı bir bölgeydi. Buralara ulaşmak mümkün değildi. Hayber Yahudileri Peygamberimizin her geçen gün güçlendiğini görünce bu tehlikeyi bertaraf etmek için plan yaptılar. Kendilerine hizmet eden yardım eden her kesime maddi yardımlarda bulundular. 2000 tam techizatlı ordu oluşturdular. Ve Ahzab savaşı başladı. Zafer İslamın oldu. Sonunda 1600 kişilik bir orduyla İslam peygamberi Hayberi kuşattı. Hayberin etrafı güzel bir ziraat alanıydı. Yahudiler kuşatmayı görünce kalelerin kapılarını kapattılar. Kararları şu oldu bütün birlikler yapılan tunellerden geçilerek askeri bir noktada ve halkı da bir noktaya topladılar.

25 gün muhasara devam etti. Zaman zaman kapıları açıp İslam ordusuyla savaşıp tekrar içeri giriyorlardı.  Taberi tarihinde şöyle yazıyor. Allah Resulü bayrağı önce birinci halifeye verdi. Ancak korkarak geri çekildiler. Sonra ikinci halife de aynı şekilde korkarak sancağıyla birlikte firar edip kaçtılar. Peygamberimiz çok müteessir olmuştu.Nasıl olur ki İslam ordusu sancağıyla birlikte savaş meydanından kaçarlar diye.  Peygamberimiz  akşam orduya hitaben  şöyle buyurdu " Yarın bu sancağı öyle bir kişiye vereceğim ki onu Allah ve Resulü sevmektedir. Allah ve Resulü'de onu sevmektedir.

Ehli Sünnet kaynaklarında Taberi şöyle diyor: Hz. Ali hiç bir zaman firar eden bir kişi değildir." Yine Ehli Sünnet kaynaklarından Halebi diyor ki Peygamber şu cümleyi kurdu Hz. Ali için "Durmadan savunur ama asla düşmana sırtını dönüp firar etmet" Ashap akşam acaba bu yiğit kimdir diye birbiriyle konuşmaya ve merak etmeye başladı. Hz. Peygamber sabahleyin Hz. Ali'yi sordu. Ali nerede diye. Hz. Ali gözlerinden rahatsızdı bir deve üzerinde huzura gelip Resulullah'ın huzurunda durdu. Hz. Peygamber mübarek ağzının suyunu onun gözlerine sürde. Hz. Ali diyorki o günden sonra ben göz ağrısı görmedim diyordu. Peygamberimiz sancağı ona verdi. Dualar etti ve Hz. Ali fetihe çıktı. Hz. Ali Hayberin en büyük komutanı Merheb'le karşı karşıya geldi. Onu görenler korkudan titriyordu. Karşılıklı recezler okundu.  Ve Merheb Hz. Ali'nin eliyle bertaraf edildi. Hz. Ali daha sonra Hayberin kapısını koparıp ordu için köprü yaptı. Böylece fetih gerçekleşmiş oldu. 

Allah Resulü'nün huzuruna siyah bir Yahudi bir çoban geldi. Dediki ben bu hayberin çobanıyım. Siz bizi neye davet ediyorun. Peygamberimiz o çobana da aynı ihtiramla hitap etti ve İslam'a davet etti. Peygamberimiz çobana sürüyü sahiplerine geri vermesini istedi. Çoban sürüyü kaleden içeri geçirdi ve akşam saatlerinde tekrar geri dönüp Peygamberimizin huzuruna geldi ve şehadet getirip Müslüman oldu. O çoban daha sonra İslam ordusunun içinde savaşarak şehit oldu. Evet o çoban bu savaşta şehit olanlardan birisi  oldu. İslam kan dökmek peşinde değildi. İslam insanları kazanmanın peşindeydi. Peygamberimiz İslam topraklarında İslam bayrağı altında Hayber Yahudilerinin özgürce yaşayacağını ama cizye ödeyeceklerini Hz. Ali tarafından beyan edilmesini istedi. Hz. Ali de bunu Hayber halkına tebliğ etti.  Hayberin fethi işte böyle oldu. Hz. Ali'nin eliyle bu fetih gerçekleşti.

İslamın sancağını her zaman yükseklerden dalgalandıran Hz. Ali olmuştur. diye konuştu. Kutlama töreni dua ve selavatlarla son buldu.

http://www.caferider.com.tr/hayber-in-fethi-halkali-da-kutlandi_h11733.html