02-07-2014 tarihinde eklendi
Suçumuz Alevi olmak mıydı?
Aleviler hep ötekileştirildi

 
Sivas katliamının üzerinden 21 yıl geçse de annelerin acısı hiç dinmedi. 12 yaşındaki oğlu Koray ve 15 yaşındaki kızı Menekşe Kaya’yı kaybeden Hüsne Kaya, katliamdan sonra doğan küçük kızı Menekşecan ile birlikte hayata tutunmaya çalışıyor.

Gözyaşları 21 yıldır kurumayan Hüsne Kaya, “27 Haziran Menekşe’nin doğum günüydü. Canlarımızla onun mezarına gittik, doğum gününü kutladık. Menekşem 34 yaşına giriyor. Menekşe 34 yaşına girecek, onlar benim için hiç ölmedi, ölmüşler gibi düşünmüyorum.

Yok sayılıyoruz 21 yıldır sadece adalet istediklerini vurgulayan Hüsne Kaya, şunları söyledi “Adalet yerini bulmadı, suçlular cezasını tam olarak çekmedi, devlet bize destek olmadı. Devlet kime sahip çıktı ki bana sahip çıksın. Devlet bizim devletimiz değil ki bize sahip çıksın. Biz ötekileştirilmişiz,dışlanmışız, yoksayılıyoruz. Devlet benim canımı yakmasın da yardımını istemiyorum. Çocuklarımızın yakıldığı yeri kültür merkezi yaptılar, insan yanan yerde neyin kültürü olabilir? O kadar ağır bir şey ki bu,düşündüğün zaman deli olmamak elde değil. Orada kültürlü canları yaktınız, insanlık kültürünü yaktınız. Hâlâ yok sayılan, katliama uğrayan biziz. Suçumuz insan olmak mı, Alevi olmak mı?”

Aleviler hep ötekileştirildi

Katliamda yaşamını yitiren Belkıs Çakır’ın amcası Mustafa Çakır, acılarının her geçen gün katlanarak arttığını anlattı. Çakır, “Acılarımızın üzerine başka acılar da yüklendi. Kerbela’dan itibaren IŞİD zihniyeti bu topraklarda var zaten, hiç bitmedi. Madımak Oteli’ni ateşe verip de çocuklarımızı diri diri yakan zihniyet ile bugün kafa kesip, ciğer yiyen zihniyet aynı zihniyettir. Biz bunları Kerbela’dan tanıyoruz. Maraş, Çorum, Sivas katliamlarını, Madımak ve Gazi katliamını yapan aynı zihniyettir” dedi.

Katliamda kardeşi Gülsüm Karababa’yı yitiren Hüseyin Karababa, Türkiye’de Alevilerin her zaman ötekileştirildiğini ve hedef olarak görüldüğünü belirterek “Ülkede etnik kökene dayalı, mezhep kökenine dayalı yaratılmak istenen çatışmalar aslında sınıfsal olduğunu düşünüyorum ve bu tür ayrışmaların yine belli bir sınıfa, sömürüye hizmet ediyor. 21 yıl önce gerçekleştirilen Madımak katliamının da yine bu amaca yönelik yapıldığını düşünüyorum” diye konuştu.

Katliamda yaşamını yitiren İnci Türk’ün Babası Mehmet Türk de katliamın devlet desteğiyle yapıldığını belirterek, “Bu işleri devlet planlıyor,
devlet organize ediyor, koyuyor ortaya millet de izliyor, düşüncem bu” dedi.

Katliamda yaşamını yitiren 16 yaşındaki Asuman ve 19 yaşındaki Yasemin Sivri’nin annesi Yeter Sivri acılarının hiç kapanmadığının, aksine günden güne daha da arttığını anlattı. Artık hiçbir şey beklemediğini ifade eden Sivri, “21 yıldır hiç kapanmadı acımız. Devletten ne beklentimiz olabilir ki, çocuklarımızın katili devlet. Devlet planladı, Sivas’ta çocuklarımızı katletti. Ben bu devletten ne bekleyim? Sivas’ın katilleri zamanaşımından beraat edince bir başbakan çıkıp ‘Millete hayırlı olsun’ dedi. Ben böyle bir başbakanın yönettiği devletten ne bekleyeyim? Başbakan’ın bu sözü içimizde bir yara. Alevi olmamız suç muydu?

Aleviler varsın ölsün, katiller, şeriatçılar, dinci yobazlar kurtulsun mu demek istedi başbakan. Bunun bir açıklamasını yapmadı,ondan o açıklamayı bekliyoruz” dedi. İnsanı seven çocuklar yetiştirecekti. Vatana millete hayırlı, namuslu çocuklar yetiştirdiğini ifade eden Sivri, “Büyük kızım Yasemin Hacettepe Üniversitesi’nde felsefe okuyordu. Yaşamasına izin verselerdi, öğretmen olacaktı. Başbakan gibi birilerinin yetişmesine engel olacaktı, demokrat, barıştan, insanı seven çocuklar yetiştirecekti. 21 yıldır hiç kapanmadık yaramız, hâlâ kanıyor.

Ne zaman ki o katiller cezalarını bulana kadar. Küçük kızım lise son sınıftaydı, takdir aldı, ama takdir aldığını göremedi. Sivas’a sevinerek gittiler, ama tabut ile gönderdiler benim çocuklarımı. Ölene kadar her 2 Temmuz’da Sivas’a gideceğim. Son nefesimi orada versem bile çocuklarımın mücadelesini
bırakmayacağım. Ben onları hiçbir zaman öldü saymıyorum, onu cahiller diyor” diye konuştu.

Pir Sultan Abdal Derneği, katliamı bugün saat 18:00'de Ankara Kolej Meydanı'nda, Sivas'ta ise saat 12:00'de Pir Sultan Abdal Cemevi'nde gerçekleştirilecek mitinglerle protesto edecek.

Çorum’a anıt istiyoruz
Çorum’da 1980 yılının Mayıs ve Temmuz aylarında ülkücülerin Alevi mahallelerine sadırması sonucu katledilen 57 kişi, katliamın 34. yılında
törenlerle anılacak.

Katliamda yaşamını yitiren 16 yaşındaki Asuman ve 19 yaşındaki Yasemin Sivri’nin annesi Yeter Sivri acılarının hiç kapanmadığının, aksine günden güne daha da arttığını anlattı. Artık hiçbir şey beklemediğini ifade eden Sivri, “21 yıldır hiç kapanmadı acımız. Devletten ne beklentimiz olabilir ki, çocuklarımızın katili devlet. Devlet planladı, Sivas’ta çocuklarımızı katletti. Ben bu devletten ne bekleyim? Sivas’ın katilleri zamanaşımından beraat edince bir başbakan çıkıp ‘Millete hayırlı olsun’ dedi. Ben böyle bir başbakanın yönettiği devletten ne bekleyeyim?

Başbakan’ın bu sözü içimizde bir yara. Alevi olmamız suç muydu? Aleviler varsın ölsün, katiller, şeriatçılar, dinci yobazlar kurtulsun mu demek istedi başbakan. Bunun bir açıklamasını yapmadı,ondan o açıklamayı bekliyoruz” dedi.

Kulesi Meydanı’na yürüyecek ve burada bir basın açıklaması yapılacak. Katliamda yaşamını yitirenler için havaya beyaz güvercinler bırakılacak. Daha sonra Hacı Bektaş Veli Anadolu Kültür Vakfı’nda saat 17.00’de “Dersim’den Çorum’a Alevi Katliamları: Devlet,Hukuk ve Aleviler” konulu bir panel düzenlenecek.

http://www.caferider.com.tr/sucumuz-alevi-olmak-miydi-_h11915.html