10-07-2014 tarihinde eklendi
Caferider'den Kamuoyuna


Ülkemizde son zamanlarda Alevi-Caferi inanç mensuplarının inancına, inanç değerlerine, sembollerine karşı yapılan saldırılar giderek artış göstermektedir. Kişi ya da kurumlarca basın yayın organlarında sözlü ve yazılı aşağılama, iftira, karalama kampanyalarına karşı, hukuksal, siyasal ve toplumsal caydırıcı ve koruyucu tedbirlerin alınmaması saldırganları daha da cesaretlendirmiştir. Öyle ki, Caferi inanç mensuplarının din görevlileri açıkça ölümle tehdit edilmekte, camileri yakılıp kundaklanmaktadır. 
 
Dünya kamuoyunun gözü önünde Suriye ve Irak bölgesinde, kendilerini İslami değerlerle ifade eden ancak değil İslam, asgari insanlık değerlerinden bile uzak terörist vahşi gurupların sergiledikleri vahşet tüm insanlığın vicdanında lanetlenmektedir. İslam etiketi altında, Siyonist ve emperyalist emellere hizmet eden, kendilerinden olmayan Sünni/Şii Müslüman, Hıristiyan, Türk, Kürt, Türkmen masum insanları en vahşi yöntemlerle katleden bu azmış güruha, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin aktif olarak veya pasif kalarak en küçük bir yardımda bulunmadığı/bulunmayacağı inancımızı korumak istiyoruz. Çünkü Türkiye Cumhuriyeti Devleti ve ülkesi üzerinde de kabul edilemez emelleri olan vahşi terör guruplarının yaktığı ateşe odun taşımak, dökülen masum insanların kanına ortak olmak demektir. Bu ateşin, ona odun taşıyanları da yakacağı bir gerçektir.
 
Ne yazık ki; Irak’da Musul Konsolosluk binasının basılarak diplomatlarımızın tutsak alınması, Türk kamyon ve tırlarına el konarak sürücülerinin tutsak edilmesi olayına rağmen, mevcut iktidarın dış politika uygulamasının terörist guruplara silah ve lojistik destek sağladığı iddiası kamuoyunda yaygın bir kanaat olarak dillendirilmektedir. Ancak, mevcut iktidarın terörist diyemediği bu guruplara karşı göstermiş olduğu ılımlı yaklaşım, gerek bu terör guruplarının mensuplarını gerekse esasen İslami değerlerden uzak, kötü niyetli bazı gurupları Alevi/Caferiler aleyhine kalkışmaya sevk etmektedir.
Hatta milletimizin birlik ve beraberliğine kasteden karanlık odakların, Alevi/Caferilerin kitlesel katliamını amaçladıklarını düşünmek artık kötümserlik sayılamaz.
 
Kısa bir süre önce Esenyurt’da Allahuekber Camii kısmen yakılmıştır. Birkaç gün önce de, mevcut durumdan cesaret alan ülkemizdeki selefi terör mensupları İstanbul Esenyurt’da Muhammediye adlı Caferi Camii imamını tehdit etmek ve camiyi yakmak eylemini gerçekleştirmiştir. Üstelik kundaklama eylemi bir gün arayla tekrarlanmıştır. 
 
Anayasamızın 24. Maddesinde ifade edildiği gibi; kimse, dini inanç ve kanaatlerinden dolayı kınanamaz ve suçlanamaz. Devlet, vatandaşlarının dini inanç özgürlüklerini ve yerine getirilmesini sağlamakla sorumludur. Bu sorumluluk, imzalamış olduğumuz uluslararası sözleşmelerde de açıkça ifade dilmiştir.
 
Ülkemizin birlik ve dirliğine yönelik bu eylemleri şiddetle kınıyor, hükumetin gerekli tedbirleri bir an önce almasını, emniyet birimlerinin güvenlik, koruma ve suçluların yakalanması konusunda önemle ve ciddiyetle çalışmasını, bütün inanç mensuplarının her türlü provokasyonlardan uzak durmasını talep ediyoruz. 
http://www.caferider.com.tr/caferider-den-kamuoyuna_h11981.html