Almanya EKONOMİ Bakanı Gabriel, Tahran yönetimi ile varılan nükleer anlaşma sonrasında İran'ı ziyaret eden ilk üst düzey Batılı politikacı olacak. Gabriel'in üç günlük ziyaret sırasında İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani ile de bir araya gelmesi bekleniyor. EKONOMİ Bakanı Gabriel İranlı bakan, sanayici ve iş adamlarıyla da temaslarda bulunacak.

 

Gabriel'e Alman işadamı ve sanayicilerden oluşan geniş bir delegasyon da eşlik ediyor. Bunlar arasında Alman Sanayi ve Ticaret Odaları Birliği Başkanı Eric Schweitzer de bulunuyor.

 

Alman ekonomisi, ekonomik yaptırımların kalkmasıyla birlikte İran ile milyarlarca euroluk iş anlaşmaları yapmayı umuyor. Alman Sanayi ve Ticaret Odaları Birliği'nin (DIHK) rakamlarına göre Almanya'nın İran'a yaptığı ihracat 2014 yılında 2,39 milyar euro olan ihracat üç ila dört yılda 10 milyar euronun üzerine çıkartılabilecek.

 

DIHK Dış Ekonomi Birimi Yöneticisi Volker Treier “Eğer yaptırımlar kaldırılırsa kısa süre içinde 5 milyar euroya ulaşabiliriz” tahmininde bulunmuştu. Treier İran'da Alman teknolojisine büyük talep olduğunu söyledi. Özellikle makine sanayisi, kimya ve ilaç endüstrisi, otomobil tedarikçileri, raylı araç üreticileri açısından yeni ticaret olanakları bulunduğu belirtiliyor. İran'da hâlihazırda 80 Alman şirketi faaliyet gösteriyor.

 

Tahran'ın nükleer programı üzerine İran ile 5+1 ülkeleri (ABD, İngiltere, Fransa, Rusya, Çin, Almanya) hafta başında Viyana'da anlaşmaya varmıştı.

 

Almanya EKONOMİ Bakanı Sigmar Gabriel'in İran ziyaretini yorumlayan Münchner Merkur gazetesi, nükleer anlaşmazlığa çözüm bulunmasının hemen ardından İran'ın cazibesinin artmasına şu satırlarla değiniyor:

 

“'Şer ekseni' dağılıp İran'ın yeniden ekonomik imkan ve açgözlülüğün odağına yerleşmesinden sonra hepsi ‘eli tetikte' beklemeye başladı. EKONOMİ Bakanı Gabriel'in Tahran ziyareti yeni bir dönemin başlangıcı olabilir. Almanya'nın petrol zengini ve mali gücüne yeniden kavuşmuş İran'a acilen ihtiyacı var. Tahran'dan cesaret verici sinyaller geliyor. Almanya bu sinyalleri almazsa, Çin alır ve yaptırım yıllarında olduğu gibi İran'ın tecrit edilmesinden en kârlı çıkan ülke olur.”