Amerika Birleşik Devletleri'nin Hizbullah'ı terör örgüt olarak göstermisinin onur verici bir durum olduğunu belirtirken İran tarafından desteklenmekten gurur duyuyoruz.

 

ABD'nin nükleer anlaşma sonrasında bir değişikliğin olmayacağını vurgulayan Nasrallah ABD, önce de "büyük şeytan"dı bundan sonra da öyle kalacak" dedi.

 

Bölgede nifak çıkaran, yalan ve dolanlarla halkları birbirine düşüren sinsi planların sahibi 'Büyük Şeytan' Amerika'dır.diyen Seyyid Hasan Nasrallah, "Wikileaks'e gerek yok! Resmen ilan ediyorum ki İran bize ve direnişe fiili destek veriyor. Bu değişmedi/değişmeyecek!" ifadelerini kullandı.

 

Nasrallah " İran bizim müttefikimiz ve bizi hiç bir pahaya satmadı. Ama bir de ABD'nin müttefikliğine bakın. Sizi kaç kere sattı?" diyerek devam ederken, ABD ve İsrail zayıf bir Hizbullah görmek istiyor Suriye'de ve Lübnan'da ellerinden geleni yapıyorlar.Ama ellerindeki raporlar hala Hizbullah'ın gücünün karşı konulamaz düzeyde olduğunu gösteriyor.

 

Nasrallah Türkiye'nin IŞİD'e yönelik operasyonlarına da değinerek, "Suriye'deki tekfircilerin gün gelip kendisine fırsat verenlerin başına bela olacağını söylemiştik. Türkiye bunun bedelini ödüyor. Tekfirci terörizmin geleceğini öngörebilmek için yüksek meblağlı akademik çalışmalara gerek yoktu.Genel gidişat ve basit mantık!" ifadelerini kullandı.

 

Hatırlar mısınız birkaç yıl önce Ben ve kardeşlerim bütün münasebetlerde konuştuk. Suriye'de olayların başladığı ilk anlardan beri dedik ki… Batılılar ve bölgesel kimi güçler ve getirdiler ve getirecekler. Dünyanın bütün tekfircilerini, yeryüzünün bütün vahşilerini Suriye'ye yönetimi değiştirmek ve Irak’a denklemi değiştirmek için bölgede direniş eksenine savaş açmak için getirdiklerini ve getireceklerini söyledik. 

 

 

Ve dedik ki getirdikleri tüm bu tekfirciler ve vahşiler, gün gelecek ve onlara saldıracaklardır. Büyünün büyücüye döneceğini söyledik yılanın sahibini ısırmakla kalmayacağını, aynı zamanda onu tamamen yiyeceğini söyledik. 

 

 

Bunları yıllar önce söyledik hepsi de sanıyorlardı ki oyunun tüm kontrolünü tamamen ellerinde tutuyorlardı. Güya Suudi Arabistan ipleri sımsıkı tutuyor Türkiye de aynı şekilde kontrolü altında olduğunu düşünüyordu. Katar.. Ürdün.. ve kimi Arap Körfez ülkesi… Amerika, İngiltere, Fransa ve herkes.. İpleri ellerinde tuttuklarını sanıyorlardı. Her şeyin tamamen kontrol altında olduğunu düşünüyorlardı. Ve Suriye ve Irak’a bu denli büyük sayıda tekfirci ve vahşileri doldurdular. IŞİD’in seferlerini kolaylaştırdılar. Önünde sınırları açtılar. Onapara verdiler, silah temin ettiler. Ve de onunla savaştılar. Ona siyasi, dini, şer’i medyatik ve her türlü örtüyü sağladılar. Doğru mu değil mi!!

 

Fakat şu an tümü, Bunların bedelini ödemeye başladılar. Günümüzde ise yeni Olan Türkiye’dir. Bugün yeniden diyebilirim ki! Türkiye hiç kuşkusuz ki IŞİD’i destekledi, himaye ve gözetimini yaptı. IŞİD’ifinanse etti, ona her türlü kolaylığı sağladı, Sınırlarını ona açtı. Fakat şimdi, Türkiye başbakanı diyor ki; “IŞİD Türkiye'nin milli güvenliğini tehdit ediyor”. Günaydın Türkiye Uykunuz sıhhatli olsun. Tabii, IŞİD’in duygularını da incitmemek için Yanına Kürtleri ve solcuları ekledi. Ona göre bunlar fazlalık, amacı da sadece IŞİD ile çatışmaya örtü sağlamak. Şuna inanan kimse varsa, büyük bir kuruntu-hayal yaşıyor. Gerek ABD ve İstihbarat cihazı, gerek Suudi Arabistan yada Türkiye… Dünyanın en güçlü istihbarat cihazı bile, bunlar beni iyi dinlesin.

 

 

Bu örgütleri kontrol altında tutabileceğinizi düşünüyorsanız büyük bir kuruntu bir hayal içindesiniz. Sizler bunları hedeflerin kesişmesinde kullanabilirsiniz, onlar sizden faydalanır

Kendi hedefleri için faydalanır, fakat bunların bileşenleri, mantıkları, kültürleri, içerikleri, mekanizmaları ve her şeyleri, Hayır. Onları koruyan, besleyen, büyüten, destekleyen ve 

onlarla ilgilenenlere saldıran yılan türündendir.. Günümüzde onalar da budur.

 

Nasrallah konuşmasında direnişin durumu hakkında da bilgiler vererek şu ifadeleri kullandı;

 

Altımızı oymaya çalışanlara diyorum ki; biz boyun eğmeyiz! Çözüm yalnızca diyalogla mümkündür. Gelin konuşalım!

 

Tekrar tekrar diyorum ve müjdeliyorum ki: Andolsun! Artık yenilgiler dönemi kapanmış ve zaferler dönemi başlamıştır!