Irak parlamentosunun ABD ve diğer yabancı güçlerin ülkeden çıkarılması kararını Sputnik’e değerlendiren 21. Yüzyıl Türkiye Enstitüsü uzmanı Dr. Yasin Atlıoğlu “Bu karar, kısa vadede uygulanabilir değil. Ancak Süleymani’nin öldürülmesi Irak’ta ABD’nin hiç arzu etmeyeceği bir birlik yarattı. ABD’nin saldırısı karşılıksız kalmayacaktır” dedi.
İran Devrim Muhafızları Ordusu’na bağlı Kudüs Gücü Komutanı Kasım Süleymani'nin, ABD'nin Irak'ta düzenlediği saldırı sonucu öldürülen öldürülmesiyle birlikte Ortadoğu, 2020’ye gergin başladı. Süleymani’nin öldürüldüğü Irak’ta, İran’ın “maceracılıkları karşılıksız kalmayacak" dediği ABD aleyhine önemli bir karar çıktı. Irak parlamentosu, oy çokluğuyla ABD ve diğer yabancı güçlerin ülkeden çıkarılmasına karar verdi. ABD aleyhine sonuç çıkan oylamanın ardından Şii vekiller “ABD ye hayır” ve “Ey işgalci çık dışarı” sloganları atıldı.
Peki, ABD’nin Süleymani suikastının sonuçları neler olur? ABD’nin bu hamlesi, İran Devrim Muhafızları Ordusu Genel Komutanı Hüseyin Selami’nin ifade ettiği üzere "ABD'nin bölgedeki varlığının sona ermesinin başlangıç noktası” olur mu? Amerikan askerleri, Irak’tan çıkartılabilir mi? ABD’nin saldırısının sonuçları neler olur? Sputnik’in bu sorularını, 21. Yüzyıl Türkiye Enstitüsü uzmanı Dr. Yasin Atlıoğlu yanıtladı.
‘Irak parlamentosunun kararı sembolik, kısa vadede uygulanabilir gibi gözükmüyor’
Sputnik’e yaptığı açıklamasında Dr. Atlıoğlu, Irak parlamentosundan çıkan kararın kısa vadede uygulanabilir olmadığına işaret ederek “Irak’taki siyasetin yapılanmasının temeli büyük ölçüde Amerikan işgalinin takip eden süreçle bağlantılı. Gerek Irak meclisinde gerekse hükümetinde birçok grubun etkisinin bulunduğu karmaşık yapılanmalar söz konusu. Irak meclisinden çıkan son kararın nedeni büyük ölçüde oradaki İran etkisinden kaynaklanıyor. İran, Kasım Süleymani’nin öldürülmesiyle birlikte Irak’ı da kapsayacak şekilde nüfuzunu kullanıyor. Ancak Irak parlamentosundan çıkan bu kararın kısa vadede bir etkisi olacağını ve Irak’ta Amerikan askerlerini ülkeden çıkarabilecek bir siyasi irade olduğunu düşünmüyorum. Ülkede, yeni anayasanın yürürlüğe girdiği 2005 sonrası, ülkede kurulan yapı, mezhepsel ve etnik bir çok çıkar grubunun söz sahibi olduğu bir yönetim anlayışı söz konusu. Bu yüzden karar, kısa vadede sembolik bir karar olarak kalacaktır” diyor.
‘Irak meclisinin kararı Başika’daki Türk askerlerini etkilemeyecektir’
Peki, yabancı askerlerin ülkeden çıkarılması kararı Türk askerlerinin konuşlandığı Başika Üssü’nün durumunu etkiler mi? Atlıoğlu’nun bu soruya yanıtı şöyle oluyor:
“Meclisin aldığı karar, Amerikan askerlerini hedef alıyor gibi gözüküyor. Amerikan askerlerinin bile ülkeden çıkartılabilmesi için bu kararın uygulanabilmesi ihtimali çok düşükken, ben Türk askerlerinin ülkeden çıkarılması aşamasına gelineceği düşünmüyorum. Bu karar, suikaste verilen tepki olarak kalacaktır. Türk askerlerinin çıkarılması, ancak Amerikan askerlerinin çıkarılmasının ardından konuşulabilir ki şu an bu çok mümkün gözükmüyor.”
‘Süleymani’nin öldürülmesi Irak’ta ABD’nin hiç istemeyeceği bir birlik yarattı’
Atlıoğlu ayrıca ABD’nin Süleymani’yi öldürmesinin kendi aleyhine bir birliğin önünü açtığına işaret ediyor:
“İran, Süleymani’nin öldürülmesini beklemiyordu. Süleymani’nin de sürekli savaş alanlarında bulunan bir general olması itibariyle çok tedbirli davranmadığını da görüyoruz. Diğer taraftan ABD Başkanı Donald Trump’ın bu hamlesi, ortalama bir Amerikan uzmanın ‘aşırı’ bulacağı bir karardı. Eminim Trump bu kararı verirken yanına iyi bir askeri uzman alsaydı, o zaman muhtemelen Trump’a ‘İran’ın böyle sembolik ismini öldüreceksen, en azından Irak’ta öldürme’ derdi. Çünkü Irak’ın Şiilik tarihinde yeri büyük ve bu yüzden de Süleymani’nin öldürülmesinin Irak’ta yarattığı duygusal bir etki yarattı. Suikastin ardından sosyal medya paylaşımlarına bakıldığında, şehit paradigması ve ağıt kültürü üzerine kurulu Şiilik mezhebinin mensuplarının Süleymani’yi şehit olarak gördüğü pek çok paylaşım söz konusu. Bu da Amerika’nın hiç istemeyeceği şekilde birlik yarattı. Son dönemde sürekli Suudi Arabistan’la temasta olan Mukteda es-Sadr bile iki gündür ABD’ye karşı sert bir tutum almış durumda. Bu ABD’nin oradaki varlığı açısından çok tehditsel bir durum ortaya çıkarabilir.”
‘1300 yıldır Hz. Hüseyin’in acısını yaşayan toplum, Süleymani gibi figürün intikamını almak isteyecektir’
Dr. Atlıoğlu, İran’ın ABD’nin saldırısını karşılık bırakmayacağına işaret ederek “Elbette şu an bölgede, 1983 yılında Lübnan’da Amerikan Büyükelçiliği’ne yapılan saldırı ve 241 Amerikan askerinin öldürüldüğü saldırıya benzer bir saldırının düzenleneceği koşullar yok. Ben İran’la ABD arasında doğrudan bir çatışma olacağını düşünmüyorum. Ancak İran’daki rejimin de halkın onlara duyduğu güveni sarsmamak için karşılık vermesi lazım. Hiç adı duyulmamış bir örgüt çıkıp Amerikan askerlerine saldırabilir ya da Irak’ta sıradan bir Şii de, İran’ın talimat vermesine gerek kalmadan, ABD’yi hedef alan bir saldırı gerçekleştirebilir. 1300 yıldır Hz. Hüseyin’in acısını yaşayan bir toplum, Kasım Süleymani gibi kendisini feda etmiş bir adamın intikamını almak isteyebilir. Açıkçası, aklı başında bir Amerikan başkanı Irak gibi sembolik önemde bir ülkede böyle bir hamle yapmazdı” diyor.
‘İran, 2-3 yıla nükleer bomba bile yapabilir’
Süleymani'nin öldürülmesinin ardından İran’ın nükleer anlaşmayla sınırlanan uranyum zenginleştirmesine herhangi bir sınır olmadan devam etme kararının hatırlatılması üzerine Atlıoğlu “İran, 2-3 yıl içerisinde nükleer bomba bile yapabilir. İsrail’de 50’lerden, 60’lardan beri nükleer bomba var. İran’ın da nükleer bomba yapması bölgedeki durumu başka bir boyuta taşıyabilir. Neticede İran’ın bu saatten sonra hiçbir şey yapmaması, hem bölgede hem ülke içerisinde gücünün sorgulanmasının önünü açar” diye ekliyor.
Elif Sudagezer Sputnik'te yazdı...