25-06-2012 tarihinde eklendi
Seni Aradım...


İlk defa gelmiştim yanına. Yolda sana gelmenin mutluluğu yanı sıra heyecanı ve çekingenliği sarmıştı beni.

Mutluydum çünkü sana gelmeyi hayal bile edemezken yolda buldum kendimi.

Heyecanlıydım nasıl davranacağımı bilmiyordum.

Çekiniyordum çünkü hiçbir zaman layık olamamıştım sana. Geriye dönüp baktığımda kendimi senin düşmanlarının yanında gördüm, sana tabi olduğumu düşünerek.

 Sana yaklaştığımızda uzaktan gördüm seni, dört bir yana güven saçıyordun.

 Gözüm sana doğru yürüyenlere ilişti; onlara verdiğin güven ile gururla geliyorlardı sana.

Sana olan aşkları yüzlerinde parıldıyordu adeta.

Galiba onlarda benim gibi evinde hissediyorlardı kendini.

Evet, sanki evime gelmiştim; ilk defa orda olmama rağmen.

Senin adını taşıyan bir yol arkadaşımın dediği gibi: ''Babama gelmiş gibiyim''.

 Ve sonunda huzuruna vardım.

Sana anlatmak istediklerimi dilim döndüğünce anlattım.

Sonrası hiçbir zaman anlatamayacağım bir huzur, rahatlık, mutluluk ve güven duygusu hem de şimdiye kadar hiç yaşamadığım yoğunlukta. 

Bugün senden uzakta, yine daralmışken, o gün geldi aklıma.

O kadar çok özlemişim ki, seni aramaya başladım.

Keşke bir fırsatım olsa da hemen sana gelsem dedim yine sana içimi döksem.

 İçimde bir ses ''Onu sadece orada arama.

Gözünü ve kalbini aç etrafına bak. Her yerde Onu göreceksin.'' dedi.

Baktım...

Dert içinde boğulanları gördüm onlara nasihat veriyordun:

 ''Her canlının derdi, her derdin bir dermanı vardır ve derdi olup da üç gün gizleyen ve onu sadece Allah'a şikâyet edene Allah'ın kendisi şifa verir.''

Sonra yetimlere baktım; onları kucağına almış bize gösteriyordun:

 ''Yetimleri koruyanın kendi çocukları da korunur.''

Mazlumların tesellisinde gördüm seni:

 ''Mazlumun zaferi ne de yakındır.''

 

Bahreyn’de karakolda şeytanın askerleri tarafından tecavüze uğrayan kızın ruhundaki yaralarını sarıyordun:

''Mazlumun zalimden intikam alacağı gün, zalimin mazluma zulmettiği günden daha şiddetlidir.''

Sonra bize seslendin:

 ''Mazlumun imdadına koşmak, Allah'ın azabından korunmak için sana bir kale olur.''

Haydari yiğitlerin cesaretinde gördüm seni:

 ''Cesaret hazır bir izzet, korkaklık açık bir zillettir.
Cesaretin zekâtı Allah yolunda cihat etmektir.''

 

''Aliyyen Veliyullah'' nidasını İstanbul semalarında yükseltenlerin işkenceye olan tahammülleri sendin:

 ''Büyük insanlar zorluklar için saklanmıştır.''

Son olarak beni elimden tutup sana getiren ele baktım:

 ''Allah yolunda dost olmak en yakın hısımlıktır.''

 Ya Ali (as) anladım ki Seni arayan, Seni görmek isteyen ve Seni kılavuz olan seçen her yerde görür ve bulur seni; yeter ki gözler kör, kulaklar sağır ve kalpler mühürlenmiş olmasın.

Allah bize seni görebilecek göz ve sana uyabilecek irade versin.

 ''Bizim işimiz gerçekten de çetindir; çetinleştirilmiştir; pek serttir; sertleştirilmiştir; Allah tarafından kalbi imanla sınanmış kişiden başkası tahammül edemez. Sinesi sabit emin, akılları sakin ve vakarlı olmayandan başkası bizim hadisimizi anlayıp kavrayamaz.''

 

http://www.caferider.com.tr/seni-aradim---_m3063.html