Uluslararası terör teşkilatının lideri Ayman Zavahiri’nin kardeşi, ABD başta olmak üzere, Batı ülkelerine ateşkes karşılığında ABD ve Batılı ülkelerin çıkarlarına yapılan hücumlara son vermeye hazır olduklarını açıklamış.

 

Muhammed az-Zavahiri, kardeşi üzerinde yeterli etkiye sahip olduğunu ve, “Al-Kaide” liderinin kendisini dinleyeceğine emin olduğunu ifade ederken, 10 yıldır birbiriyle konuşmadıklarını da gizlemiyor.

 

İşin garip tarafı eli kanlı örgüt zaden kurulduğu günden beri ABD-İsrail ve Batıyla uzlaşı içinde. Bu örgütlerin hiç İsrail’e bir kurşun sıktığını gören, duyan, bilen var mı?

 

Kendilerini Sünniliğin temsilcisi göstererek mezhep savaşı çıkarmak için her türlü cinayeti yapmaktan çekinmeyen örgüt kendisini çok kutuplu dünyanın güçlerinden biri olarak gösterme çabasında.  

 

Bu çabanın içinde ortaya koyulmak istenen tablo ABD ve Batı bir yana El Kaide bir yana. 

Oysa bu medya tarafından uydurulan sıradan, yeni bir yalandır.

 

Bazı diplomatik kaynaklar bu gelişmeyi şöyle yorumluyor:

Mevcut duruma bakılacak olursa Batı, karşılıklı anlaşmayı andıran, “El-Kaide” ile görüşmeler teklifini reddedecektir. “El-Kaide” de bundan yararlanarak,

Batı’yı örnek alıp mücadeleye devam edecektir. Bu demektir ki, teklifin arkasında gerginliğin yeniden artması, Amerikalı olmayanların ya da hepsi Amerikalı olmayan insanların hayatlarını yitirdikleri Irak’ta ya da her hangi başka bir yerde yeni terör olaylarının düzenleneceği hususu gizleniyor.

Söz yerine gelmişken, “El-Kaide”nin eski lideri Usame bin Ladin’in de defalarca buna benzer girişimlerde bulunduğunu hatırlamakta fayda var. Teklifleri reddedildikten sonra, yeni terör dalgaları gelmekteydi. Örneğin, 2004 yılında 50’den fazla kişinin ölümüne yol açan Londra metrosunda düzenlenen terör olayı, Batı’nın bilinen nedenlerle “El-Kaide” ile ateşkes yapmayı reddettiği bir ortamda gerçekleştirilmişti.

 

Oysa Rusya Doğu Araştırmaları Enstüsü’nden analiz uzmanı Aleksey Podtserob, Batı’nın bu örgüt  ile zaten anlaştığını hatırlatıyor:

“İç politik açıdan “El-Kaide” ile ateşkese varmak, Batı için rasyonel bir adım değildir. Burada başka bir husus ilgi çekicidir. Libya’daki iç savaş sırasında ve şu anda Suriye’deki iç savaşta radikal gruplar önemli bir rol oynuyorlar. Bununla beraber Batı’nın ayrımcıları da dahil ettiği özgürlük savaşçıları denilen güçler ABD dahil Batı devletlerinden destek görüyorlar. Yani hepsi, barikatların aynı tarafında bulunuyorlar. Asıl bu olay, şaşkınlık yaratıyor. 

ABD zamanında, Afganistan’da Sovyet ordu birlikleri ile Kabil hükümetine karşı mücadele eden “El-Kaide”yi sözün tam anlamıyla büyütmüştü. New-York ve Washington’da 11 Eylül olayları, İngiltere’deki terör olayları, İspanya’da ölüm trenlerinin unutulduğu izlenimi oluşuyor. Batı, radikal grupları destekleyerek yine aynı hatayı yapıyor. Bu ise şaşkınlık yaratıyor.”

 

Anlaşılan o ki, Muhammed az-Zavahiri Batı’ya yeni bir satranç partisi ve kendi oyununu dayatmak niyetinde. Batı ise istenilmeyen rejimlerin devrilmesi amacıyla, aralarında “El-Kaide” savaşçılarının da bulunduğu radikallerle oynamaktan çekinmemektedir. 

Geçtiğimiz günlerde de Talibandan benzer bir açıklama gelmesi dikkat çekicidir. Afganistan ve Libya’da olaylar işte bu şekilde gelişmişti. Suriye’de de aynı şeyler oluyor. Bu ise, “El-Kaide”ye inisiyatifi kendi eline alarak barışçı rolünü oynamak için uygun ortam sağlamaktadır.