08-12-2012 tarihinde eklendi
Hikmeti ve Önemi


 

NAMAZIN HİKMETİ VE ÖNEMİ

Namaz yani insanın Rabbi karşısında durarak kul olduğunu göstermesi, ona muhtaçlık elini uzatması, alçak gönüllülük ve huşu ile Allah'a yönelmesidir.

İnsanın Allah'a yaklaşması ve tekâmüle ermesi için en iyi yol namaz kılmaktır, Allah kullarını sevdiği ve onların kemale ermesini istediği için bu ameli vacip kılmıştır, yoksa onun kesinlikle amellerimize ihtiyacı yoktur. Her ne olursa olsun, her halükarda insan namaz kılmak zorundadır, hatta bazı fakihlerin buyurduğuna göre; denizde boğulan dahi, kıbleye dönmek ve buna benzer şartları yerine getiremese bile, yine de kalben Allah'a yönelmeli ve namaz kılmalıdır. Bu durum namazın insan saadetinde ne kadar önemli bir etkiye sahip olduğunu göstermektedir. Peygamberimiz (s.a.a) şöyle buyurmaktadır: "Namaz en hayırlı hükümdür."  İmam Rıza da (a.s) buyuruyor: "Namaz takvalı her insanı Allah'a yaklaştıran bir vesiledir."

Yine bir rivayette Resulullah (s.a.a) şöyle buyuruyor: "Eğer birinin evinin önünden ırmak akıyorsa ve o her gün beş vakit o akan suda yıkanıyorsa, acaba onun bedeninde bir kir ve pislik kalır mı? Namaz evin önünden akan ırmak gibidir, kim her gün namaz kılarsa bütün günahları bağışlanır."

Keşke herkes Allah dostlarının namaz sayesinde ne keyifler aldığını bilse idi, bazı büyüklerimiz rivayetlerde de nakledildiği gibi şöyle buyurmuşlardır: "Eğer dünya padişahları namazdaki tadın ve keyfin farkına varsalardı, hükümdarlığı bırakıp sürekli namaz kılarlardı."

Bu yüzdendir ki Resulullah (s.a.a) şöyle buyurmuştur: "Övgüsü yüce olan Allah gözümün nurunu namazda karar kılmış ve namazı bana sevgili kılmıştır ve aç insana yemeği ve susuz insana suyu sevdirdiği gibi.  (Şu farkla ki) aç kimse yemek yediğinde doyar ve susuz kimse su içtiğinde suya kanar. Ama ben namaza asla doymuyorum."[1]

İşte namaz bu kadar önemlidir, eğer onun değerinin farkına varacak olursak, asla bizde kötülük kalmaz; ama ne yazık ki, namaza önem vermeyerek, baştan salarcasına kılıp hemen bitiriyoruz, zaten bundan dolayı faydasını görmemekteyiz.

Namazın insan yaşamında ki çok büyük etkisi ve onun sonsuz mutluluğunun en büyük faktörü olması nedeniyle, şeytan sürekli insanı gerçek namaz kılanlardan olmaması için çalışıyor. Namaz kılsa bile bir şekilde insanı namazın hakikatinden uzaklaştırarak, onu namaz sonucu oluşacak faydalardan mahrum etme peşindedir. Bunun için de namaz esnasında onlarca değişik olayları ve anıları aklımıza getirmektedir.

Şeytan, insanoğluna olan çok eski düşmanlığı ve onu kemalden uzaklaştırma hedefi nedeniyle, onu namazdan uzak tutarak veya namazı ona önemsiz göstererek, saadet için gerekli olan bu büyük vesileyi elinden alma peşindedir.

Öyleyse yapılması gereken namazın önemi ve dolayısıyla bize ulaşacak faydaları hakkında derinlemesine düşünmektir.

Namaz kılan birisi kimin karşısında durup konuştuğunun farkında olmalıdır. Allah ki kendi lütfüyle sana huzuruna çıkma, onunla konuşma ve münacat etme iznini vermiştir, bunu en iyi şekilde değerlendirmek yerine, ondan gafil olmak akıllı birisine yakışır mı? Büyük makam sahipleri herkesin yanlarına yaklaşmasına izin vermezler, sadece bazı insanlarla görüşürler, oysa âlemin en büyük hâkimi olan Allah böyle değil, kullarına olan sınırsız sevgisi yüzünden evinin kapısını herkese açarak, herkesin ona yönelmesine, onunla görüşmesine izin vermiştir. Öyleyse bu nimetin kadrini bilerek, can-u gönülden ona yönelmeliyiz.

Namazı tat alarak kılabilmek ve namazda sadece Allah'a yönele bilmek için yapılması gereken en önemli işlerden biri; başlamadan önce oturup namaz ve Allah'ın azameti hakkında düşünmektir. İnsan namaz kıldığı yerde oturarak beş on dakika kafasını toparlamaya çalışmalı, günlük olayları unutup, gönlü maddi arzulardan temizleyip ve kimin karşısında duracağını düşünerek, tüm kalbiyle Allah'a yönelmeye hazır bir halde namaza durmalıdır. Ayrıca geçmişte namaza önem vermediğini ve verdiğinde neler kazandığını düşünmek de çok faydalı olacaktır.

İnsanın namazdan önce düşüncesini ve hayallerini kontrol etmesi gerekir, her şeyi unutup, beynini sadece namaza, Allah'a ve secdegahına vermelidir. Yalnız başına namaz kılıyorsa ve kimse bulunmuyorsa rahat bir şekilde oturmalı, vücudunu sıkmamalı, kafasını dağıtacak şeyleri kendisinden uzaklaştırarak, Allah'ın her yerde hazır olduğunu ve onun karşısında durduğunu düşünmelidir.

 Yavaş yavaş, ,kalben yönelip, dediklerimizi düşünerek namaz kılmalıyız, önceden bir rekâtı bir dakikada kılıyordunsa şimdi bunu iki dakikaya çıkarmalısın, namazı ne kadar yavaş kılarsak süre ve duaların anlamını da düşüne biliriz, bu şekilde namaz kıldıkça da zamanla manaya dikkat ederek kılma alışkanlığını kazanacağız.

İmam Seccad (a.s) şöyle buyurmaktadır: "Namazı, son kılacağın namazmış gibi kıl."

Bir vakitteki namazı kıldığımızda bir diğer vakte kadar yaşayıp yaşamayacağımı bilmiyoruz, bunun için de İmam: "Sanki bu namazdan sonra ölecekmişsin gibi namaz kıl" diye buyurmaktadır. Böyle bir düşüncede olan, yani namazdan sonra öleceğini bilen kimse kesinlikle başka şeyleri düşünmez, tamamen Allah'a yönelir ve düzgün bir şekilde namazını kılar. Bu ruh haleti insan da bulunduğu sürece, şeytan insana galip gelemez, son namazımız olduğunu düşünürsek, şeytanın vesveselerine karşı direncimiz daha çok olur, kafamız dağılmaz ve sonuçta namazdan gereken faydaları alabiliriz.

Elbette insan sadece namaz esnasında Allah'ı yanında hissetmemeli, namazdan sonra da günün her anında Allah'ın yanında olduğunu bilmeli ve ondan gafil olmayıp, sürekli kalben teveccüh etmelidir.

Kuran Ve Hadislerde Namazın Önemi

1- Namaz Takva Sahiplerinin (Allah'a) Yakınlaşma Sebebidir: Resulullah (s.a.a) şöyle buyurmuştur: "Namaz her takva sahibinin Allah'a yakınlaşma sebebidir."[2]

2- Namaz Takdir Edilen En Hayırlı Tekliftir: İmam Sadık (a.s) şöyle buyurmuştur: "Allah'a itaat, ona yeryüzünde hizmet etmektir. Ona yapılan hiçbir hizmet namaza denk değildir."[3]

3- Allah'ı Tanıdıktan Sonra Namaz En Üstün Ameldir: İmam Sadık (a.s), kendisine, "Allah katında işlerin en sevimlisi ve en üstünü hangisidir?" diye sorulunca şöyle buyurmuştur: "Allah'ı tanıdıktan sonra namazdan daha üstün bir şey tanımıyorum. Görmüyor musun ki salih kul İsa b. Meryem şöyle buyurmuştur: "(Allah) Bana namazı tavsiye etti. . ."[4]

4- Namaz Dinin Direğidir: Resulullah (s.a.a) şöyle buyurmuştur: "Namazın örneği, çadırın direği örneğidir. Eğer direk sağlam olursa iplerin, kazıkların ve çadırın bir faydası olur. Ama eğer direk kırılırsa, ne ip kalır, ne kazık ve ne de çadır fayda verir."[5]

5- Namaz Çirkin ve Kötü Şeylerden Alıkoyar: "Kitaptan sana vahyolunanı oku; namaz kıl; muhakkak ki namaz çirkin ve kötü şeylerden alıkoyar; Şüphesiz Allah'ı anmak en büyük şeydir! Allah yaptıklarınızı bilir." [6]

6- Namaz Kendinden Önceki Günahları Örter: Resulullah (s.a.a) şöyle buyurmuştur: "Her namaz vakti geldiğinde bir münadinin şöyle seslendiğini duydum: "Ey insanoğlu! Kalkınız ve canlarınız için yaktığınız ateşi söndürünüz." Böylece insanlar kalkarlar, temizlenirler ve bu işleriyle gözlerinin günahları dökülür, namazlarını kılarlar ve iki namaz arasındaki işledikleri tüm günahlar bağışlanır. Sonra yeniden canlarında günah ateşini yakarlar. Öğlen vakti gelince o münadi yeniden şöyle seslenir: "Ey insanlar! Kalkınız ve canlarınız için yaktığınız ateşi söndürünüz." Sonra kalkar, abdest alır ve namaz kılarlar. İki namaz arasında işledikleri tüm günahlar bağışlanır. İkindi vakti ulaşınca da bu tertiple amel edilir. Akşam namazı ve yatsı namazı olunca da bu tertiple amel edilir. Sonuçta bağışlanmış bir halde uykuya dalarlar."[7]

7- Kıyamet Günü Sorulan İlk Şey Namazdır: Resulullah (s.a.a) şöyle buyurmuştur: "Beş vakit namazlara özen gösterin, zira kıyamet günü olunca Allah Tebarek ve Teâlâ kuluna seslenir ve ondan ilk istediği şey namazdır. Eğer onu kâmil bir şekilde yerine getirmişse (ne iyi) aksi takdirde ateşe atılır."[8]

8- Namazın Hikmeti: İmam Rıza (a.s), namazın sebebini beyan makamında şöyle yazmıştır: "Namaz, Allah'ın rububiyetini ikrar etmek, ortağı olduğunu reddetmek ve azameti yüce cabbar olan Allah'ın karşısında horluk, küçüklük ve huzu içinde durmak (Allah'ın azametini) itiraf etmek, geçmiş günahlarının bağışını dilemek, Allah'ı ululamak için günde beş defa alnını yere dayamaktır. Namaz kulun sürekli Allah'ı hatırlamasına, onu unutmamasına, nankörlüğe ve isyana düşmemesine huşu ve tevazu içinde olmasına, din ve dünyada rağbetli ve artış taleb etmesine neden olmaktadır. Bütün bunlardan başka insanın günahlardan sakınmasına, gece gündüz sürekli olarak aziz ve celil olan Allah'ı hatırlamasına sebep olur ta ki kul efendisini, yöneticisini ve yaratıcısını unutmasın, isyan, tuğyan ve aşırılığa yönelmesin"

9- Namaz Kılan Kimsenin Fazileti: İmam Ali (a.s) şöyle buyurmuştur: "Namaz kılan kimsenin üç nasibi vardır: Melekler, ayağının altından göklere doğru onu çepeçevre sarar, başından aşağı iyilik kaplar ve bir melek sağ ve solunda karar kılar. Allah Tebarek ve Teâlâ'dan yüz çevirince ona şöyle buyurur: "Benden daha başka birine mi yöneldin ey insanoğlu?!" Eğer namaz kılan kimse kiminle münacat ettiğini bilecek olsaydı asla onu kesip atmazdı. [9]

10- Namazın Adabı: İmam Sadık (a.s) şöyle buyurmuştur: "Namaza kalktığın zaman şöyle de: "Allah'ım! Ben Muhammed'i (s.a.a) hacetime vasıta kıldım. Onunla sana yöneldim. O halde onun hürmetine beni dünya ve ahirette kendi nezdinde değerli kıl ve beni dergâhına yakınlaşmış kimselerden kıl. Onun yüzü suyu hürmetine namazımı kabul buyur ve onun hürmetine günahımı bağışla. Onun yüzü suyu hürmetime duama icabet et ki sen bağışlayıcı ve merhamet edicisin."[10]

11- Namazda Huşu:  "Müminler saadete ermişlerdir. Onlar namazlarında huşu içindedirler." [11]

12- Huşunun Anlamı: Resulullah (s.a.a), kendisine, "Huşu nedir?" diye sorulunca şöyle buyurmuştur: "Namazda huşu içinde olmak kulun tüm kalbiyle rabbine yönelmesidir."[12]

13- Peygamber'in (s.a.a) Namazda Huşu İçinde Oluşu: Ayşe şöyle diyor: "Resulullah (s.a.a) bizimle sohbet ediyor ve biz de onunla konuşuyorduk. Ama namaz vakti gelince adeta bizi tanımıyordu ve biz de onu tanıyamıyorduk."[13]

14- Huşuya Engel Olan Şeyler: Resulullah (s.a.a) namazda sakalıyla oynayan kimse hakkında sorulunca şöyle buyurmuştur: "Eğer kalbi huşu içinde olsaydı bedeni de huşu içinde olurdu."[14]

15- Namazın Kabul Edilme Şartları: İmam Sadık (a.s) şöyle buyurmuştur:  "Allah Telala şöyle buyurmuştur: "Ben, azametim karşısında tevazu içinde olan, benim için nefsini şehvetlerden alıkoyan, gününü benim zikrimle geçiren, yaratıklarıma karşı büyüklenmeyen, açı doyuran, çıplağı giydiren, musibet gören kimseye merhamet eden ve garibi barındıran kimsenin namazını kabul ederim. Böyle bir kimse parlayan bir güneş gibidir. Karanlıkta onun için bir nur ve bilgisizlikte ise bir bilgi karar kılarım."[15]

16- Namazın Kabul Olmasının Engelleri: İmam Sadık (a.s) şöyle buyurmuştur: "Allah'a yemin olsun ki bazen insan elli yıl ömür yaşar hatta Allah bir tek namazını dahi kabul etmez. Bundan daha ağır ne olabilir! Allah'a yemin olsun ki sizler komşularınızdan ve dostlarınızdan öyle kimseler tanıyorsunuz ki eğer sizden biri için namaz kılacak olursa onu kabul etmezsiniz. Çünkü onu hafife almıştır. Aziz ve celil olan Allah ise iyiden başkasını kabul etmez. O halde hafife alınan bir şeyi nasıl kabul edebilir?"[16]

17- Namazı Kabul Olmayan Kimse: Resulullah (s.a.a) şöyle buyurmuştur: "Sekiz kişinin namazı kabul edilmez: Efendisine dönmedikçe kaçan kölenin, kocası kendisinden razı olmadıkça (cinsel konuda) itaat etmeyen kadının, zekât vermeyen kimsenin, abdest almayan kimsenin, başörtüsüz namaz kılan buluğa ermiş kızın. Kendisinden razı olunmadıkça kendileriyle namaz kılan bir topluluğun imamının, sarhoş kimsenin, küçük ve büyük abdestini zorla tutan kimsenin (sıkıştığı halde namaz kılan kimsenin.)"[17]

18- Namazda Tedebbür Etmenin Fazileti: Resulullah (s.a.a) şöyle buyurmuştur: "Ey Ebazer! Tefekkür ve tedebbürle birlikte olan iki rekât normal namaz, gece sabaha kadar gafil kalple kılınan namazdan daha iyidir."[18]

19- Dünyadan Kopmuş Bir Kalple Namaz Kılan Kimsenin Sevabı: Resulullah (s.a.a) şöyle buyurmuştur: "Herkim iki rekât namaz kılar ve o iki rekâtta dünya işlerinden hiçbir şey düşünmezse Allah günahlarını bağışlar."[19]

20- Vedalaşır Gibi Namaz KılmayaEmir: Resulullah (s.a.a) şöyle buyurmuştur: "Adeta ömrünün son namazını kılıyormuşsun gibi namaz kıl. Zira böyle bir namaz Allah'a yakınlaşma ve ulaşma sebebidir."[20]

21- Namazı Yüzüne Vurulan: Allah Davud'a (a.s) şöyle vahyetmiştir: "Bazen kul namaz kılar, ben onu yüzüne vururum ve sesinin bana ulaşmasına engel olurum. Ey Davud! Onun kim olduğunu biliyor musun? O fısk (günahkâr) gözle müminlerin namusuna bakan kimsedir. O kendi kendisine, gücü olduğu takdirde zulümle herkesin boynunu vuracağını" söyleyen kimsedir."[21]

22- Namazda Gevşek Davranmaktan Sakınmak: Doğrusu münafıklar Allah'ı aldatmağa çalışırlar, oysa O, onlara aldatmanın ne olduğunu gösterecektir. Onlar namaza tembel tembel kalkarlar ve Allah'ı pek az anarlar." [22]

Miraç hadisinde şöyle yer almıştır: "Ey Ahmet! Üç kula şaşırırım: Namaza durduğu bir halde kime el uzattığını, kimin karşısında durduğunu bilen, ama uykusu gelen kula…"[23]

23- Namazın Vakitlerini Gözetmek:  "Vay o namaz kılanların haline ki onlar kıldıkları namazdan gafildirler." [24]

"Namazlarına riayet ederler. İşte onlar, temelli kalacakları Firdevs cennetine varis olanlardır." [25]

24- Namazı Terkeden Kimse:"Onlar cennettedirler. Suçlulara: "Sizi bu yakıcı ateşe sürükleyen nedir?" Diye sorarlar. Onlar derler ki: "Namaz kılanlardan değildik."[26]

25- Namazı Zayi Etmekten Sakındırmak: İmam Sadık (a.s) şöyle buyurmuştur: "Kul namazını vaktinde kılar ve ona özen gösterirse o namaz bembeyaz ve tertemiz bir şekilde Allah'ın dergâhına yükselir ve şöyle der: "Beni korudun Allah da seni korusun." Ama eğer namazı vaktinde kılmaz ve onu korumazsa simsiyah ve karanlık olarak (kendisine) döner ve şöyle der: "Beni zayi ettin Allah da seni zayi etsin."[27]

26- Namazı Hafife Almayın: Ebu Basir şöyle diyor: "Ben İmam Sadık'ın vefatı sebebiyle başsağlığı dilemek için Hamide'nin huzuruna vardım Hamide ağladı ve şöyle dedi: "Ey Eba Muhammed! Keşke İmam vefat edince sen orada olsaydın. İmam gözlerinin birini yumduktan sonra bana şöyle dedi: "Akrabalarımı ve yakınlarımı yanıma çağır." Hepsi İmamın etrafına toplanınca şöyle buyurdu: Namazı hafife alan kimseler şefaatimize nail olamazlar."[28]

 

 

 


[1]Mekarim'ul Ahlak, c: 2.s: 366

[2]el-Hisal,s:  620.

[3]Bihar'ul Envar,c:  82,s: 219.

[4]el-Kafi, c: 3,s:264.

[5]el-Kafi, c: 3,s:266.

[6]Ankebut : 45.

[7]el-Kafi, c: 3,s:. 224.

[8]Bihar'ul Envar,c: 10,s:369.

[9]el-Mehasin, c:1,s:122.

[10]el-Kafi, c:3,s: 309.

[11]Mü'minun:1, 2.

[12]Deail'ul İslam, c:1,s:158

[13]Bihar'ul Envar,c:84s: 258.

[14]Bihar'ul Envar,c:84,s:228.

[15]Bihar'ul Envar,c:  69,s: 391.

[16]el-Kafi, c: 3,s:269.

[17]Mekarim'ul Ahlak, c:2,s:324.

[18]Tenbih'ul Havatir,c:2,s:59

[19]Bihar'ul Envar,c: 84,s: 249.

[20]Bihar'ul Envar,c: 78,s: 200.

[21]Bihar'ul Envar,c: 84,s: 257.

[22]Nisa :142.

[23]Bihar'ul Envar,c: 77s: 22.

[24]Maun :4 /5.

[25]Müminun :9 /10.

[26]Müddessir: 40/43.

[27]Bihar'ul Envar,c: 83,s: 9.

[28]Müstedrek'ul Vesail, c: 3,s: 25.

http://www.caferider.com.tr/hikmeti-ve-onemi_m3168.html