08-12-2012 tarihinde eklendi
Namazın Çeşitleri ve Namazın Ahkamı


NAMAZ ÇEŞİTLERİ

Namazın Vacip Olduğu Kimseler

Her mükellef / yükümlü, ergenlik çağına girmekle birlikte dinî görevleri yerine getirmek ve dinî yasaklardan kaçınmakla yükümlü olan kimse; yerine getirmesi gereken günlük şer'î vazifelerin detaylarını da (namazın temel hükümleri, oruç, taharet, bazı alışveriş hükümleri vs.) öğrenmek zorundadır. Eğer bu hükümleri öğrenmemek, bir vacibi terk etmeye veya bir haramı yapmaya sebep olursa bu kimse günahkâr sayılır.

Yükümlülük Şartları

1-Buluğ/ Ergenlik

2-Akıl

3-Kudret

Buluğun alameti üç şeyden biridir: 1- Cinsel bölgede kalın tüylerin bitmesi. 2- İhtilam / Düş atması. 3- Erkeklerde 15, kızlarda 9 kamerî yılı bitirmiş olmak. (Bunda ölçü kamerî yıldır. Eğer miladi (güneş) yılına göre doğum tarihi biliniyorsa, güneş ve ay yılı arasındaki fark göz önünde bulundurularak buluğ yaşı hesaplanabilir. Her kamerî yıl, miladi takvimden 11 gün daha azdır.)

Buluğ alametlerinden herhangi biri kendisinde görülmeyen kimse için "buluğa ermiştir" denilemez ve dolayısıyla bu kimse şer'î hükümleri yerine getirmekle yükümlü değildir.

Vacip Namazlar

Farz namazlar altı tanedir:

1- Günlük beş vakit namaz.

2- Âyat namazı.

3- Cenaze namazı.

4- Vacip tavaf namazı.

5- Büyük oğlun üzerine vacip olan babanın kaza namazı.

6- Ecir olma, nezir, yemin, ahdetmek ve akit anında yapılan şarttan dolayı farz olan namaz.

Günlük Namazların Rekâtları

Sabah namazı: 2 rekât.

Öğle namazı: 4 rekât.

İkindi namazı: 4 rekât.

Akşam namazı: 3 rekât.

Yatsı namazı: 4 rekât.

Müstehap Namazlar

Müstehap namazlar çoktur ve bunlara "Nafile" de denir. Müstehap namazlar içerisinde günlük nafile namazların ve gece namazının kılınması daha çok tavsiye edilmiştir. Nafile namazlar cuma günü dışında otuz dört rekâttır:

Günlük Nafileler

Sabah namazının nafilesi:2 rekâttır ve sabah namazından önce kılınır.

Öğle namazının nafilesi:8 rekâttır ve öğle namazından önce kılınır.

İkindi namazının nafilesi:8 rekâttır ve ikindi namazından önce kılınır.

Akşam namazının nafilesi:4 rekâttır ve akşam namazından sonra kılınır.

Yatsı namazının nafilesi:2 rekâttır ve yatsı namazından sonra oturarak kılınır.

Gece Namazı

Resulullah (s.a.a) şöyle buyurmuştur: “Kul gece karanlığında efendisiyle halvet eder, onunla münacatta bulunursa Allah kalbini nurani kılar... Sonra meleklerine şöyle der: “Ey Meleklerim! Kuluma bakın ki gece karanlığında batıl ehlinin boş şeylerle oyalandığı ve gafillerin uyuduğu bir sırada benimle halvet etmiştir. Şahit olun ki ben de onu bağışladım.”[1]

Kuran'da ve hadislerde çok sevap olarak nitelendirilen gece namazı 11 rekâttır ve gece yarısından sabah ezanına kadar vakti vardır; ancak gecenin son üçte birlik diliminde kılınması daha iyidir.

Kılınış şekli ise şöyledir: İkişer rekât halinde kılınan ilk sekiz rekât gece namazı niyetiyle kılınır. Sonra iki rekât da şef' namazı niyeti ve son bir rekâtı da vitir namazı niyetiyle kılınır. Vitir niyetiyle kılınan tek rekâtlık namazın ilk rekâtında kunut tutulur ve kunutta tövbe etmek, müminler için bağışlanma dilemek ve hacetleri istemek müstahaptır.

 

Hatırlatma:Yolculukta öğlen ve ikindi nafileleri kılınmamalıdır. Ama yatsı nafilesi, reca (sevap ümidiyle)  niyetiyle kılınabilir.

 


[1]Emali es-Seduk,s:230/9

 

NAMAZA HAZIRLIK

1- Namaz Vakitleri

Âlem öyle nurlu bir sarmal içinde ki, her an beş vaktin beşi de dünya içinde ayrı ayrı yerlerde yaşanabiliyor. O vakitlerin öyle güzel sırları var ki, bize kulluğumuzu ve ahireti hatırlatıyor. Her namaz vaktinde ruhumuzda canlanan şey, tek ve sonsuz olanın O olduğudur, bakî, sermedî, ebedî olan O'dur. Nurun kaynağı, ebedi saadetlerin sahibi O'dur. Her namaz vaktinde zihnimizde bu duygular canlanır.

Burada çok dikkat edilmesi gerekilen şey, namazları mutlaka vaktinde kılmaya çalışmaktır; zira bu namazı hem sevap yönünden ve hem de kişi üzerindeki etkisi yönünden çok önemlidir.

İmam Sadık (a.s) şöyle buyurmuştur: "Namazı ilk vaktinde kılmanın son vaktinde kılmaktan üstünlüğü, ahiretin dünyaya üstünlüğü gibidir."[1]

İmam Bakır (a.s) şöyle buyurmuştur: "Bil ki ilk vakit her zaman daha iyidir. O halde yapabildiğin kadar bu hayırlı işe koş. Aziz ve celil olan Allah nezdinde en sevimli iş az bile olsa kulun sürekli yaptığı iştir."[2]

İmam Sadık (a.s) şöyle buyurmuştur: "Her namazın iki vakti vardır: İlk ve son. İlk vakit en iyi vakittir. Hiç kimse özrü olmaksızın namazını son vakte havale etmesin. Son vakit sadece hasta, sakat ve özrü olan kimseler için takdir edilmiştir. İlk vakit Allah'ın hoşnutluğuna sebep olur, son vakit ise Allah'ın bağışlamasına neden olur."[3]

Her Müslüman'ın her gün kılması gereken günlük namazların vakitleri şöyledir:

Sabah Namazının Vakti:  Sabah namazının vakti Fecr-i Sadık'ın doğuşundan güneşin doğuşuna kadardır. Güneşin doğuşunu belirlemedeki ölçü, güneş ışınlarını, namaz kılınacak bölgedeki ufukta görmüş olmaktır. Güneş doğduktan sonra namaz kaza niyetiyle kılınmalıdır.

Öğle Namazının Vakti:Öğle namazının vakti, öğlenin ilk vaktinden (cisimlerin gölgesi, güneşin yükselmesi sonucu en kısa haddine gelip yeniden uzamaya başladığı an) başlar, güneşin batışına ikindi namazını kılacak kadar vakit kalıncaya dek devam eder.

İkindi Namazının Vakti:İkindi namazının vakti, öğlen vaktinden öğle namazını kılacak kadar vakit geçtikten sonra başlar ve güneş batıncaya kadar devam eder.

Akşam Namazının Vakti:Güneşin batışından sonra doğuda görülen kızıllığın kaybolmasıyla başlar ve gece yarısına akşam namazını kılacak kadar vakit kalıncaya dek devam eder.

Yatsı Namazının Vakti:Akşam namazının ilk vaktinden akşam namazı kılınacak kadar vakit geçtikten sonra başlar ve gece yarısına kadar devam eder.

2- Kıble

Yüce Allah özel bir yön ve tarafla sınırlı değildir; her nereye yönelecek olsak, Allah'ı bulacağımız kesindir. Kurân- Kerim, bu hususta şöyle buyurmaktadır: "Doğu da, batı da Allah'ındır. Nereye dönerseniz Allah'ın yüzü oradadır."[4]

Fakat tevhit evinin kurcusu İbrahim'in anısını yaşatmak, kalplerimizi kutsal bir yere yöneltmek, ibadî yönde ibadet ve namaz ehliyle aynı düzen ve uyumu sağlayabilmek için Kâbe yönünde namaz kılmakla yükümlüyüz. Kâbe Hz. İbrahim, Hz. İsmail ve Hz. Muhammed'in (s.a.a) yadigârıdır; Hüseynî (a.s) hareketin başlangıç noktası ve de İmam-ı Zaman'ın (a.s) evrensel kıyamındaki dayanağıdır.

İslâm ümmeti de bu emirden yola çıkarak namaz kılarken, dua ederken, hayvan keserken, uyurken ve yemek yerken bile kıbleye doğru yönelirler.

Buna göre namaz kılmak isteyen her insan mutlaka kıbleye yönelerek namaz kılmalıdır. Kıble; Arabistan'ın Mekke şehrinde bulunan Kâbe'dir. Uzakta olanların tam olarak ona yönelmeleri mümkün olmadığı için "Kıbleye doğru namaz kılıyor" denecek şekilde buraya yönelmek yeterlidir.

Namaz kılmak isteyen kimse, kıble yönünü tespit etmek için kıblenin hangi yön olduğundan emin oluncaya kadar araştırması gerekir. Veya iki adil şahidin sözüne veya sözünün aksine zan olunmayacak, kıble yönünü tanıyan ve güvenilir olan kimsenin sözüne göre hareket edebilir. Aynı şekilde, Müslüman şehirlerin namazları ve mezarları için belirledikleri kıbleye göre hareket edebilir. Namaz kılan kimse hangi yönün kıble olduğu konusunda emin olamazsa, kıble olabileceğine daha çok ihtimal verdiği yöne doğru namazını kılmalıdır.

Müstahap namazlar, yerde durarak kılındığında kıbleye doğru kılınmalıdır; amayol yürürken ve bir şeye binmiş olduğu hâlde, nezir ile vacip olmuş olsa bile kıbleye doğru olması gerekmez.

3- Namaz Kılınan Yer

İnsan namazını kıldığı yere dikkat etmelidir, özellikle namazının yüce Allah katında kabul olmasını istiyorsa aşağıdaki yedi şartı mutlaka yerine getirmesi gerekmektedir.

1- Namaz kılınan yer, mubah olmalıdır. (Gasp edilmiş olmamalıdır)

2-Hareketsiz olmalıdır.

3- Namazı tamamlayabileceğine ihtimal verdiği bir yerde namaz kılmalıdır. Rüzgâr, yağmur, kalabalık topluluk ve benzeri sebeplerden dolayı namazı tamamlayamayacağını düşündüğü yerde namaz kılmamalıdır.

4- Namaz kılınan yerin tavanı tam olarak ayakta duramayacak şekilde aşağı olmamalı, rükû ve secde edilen yer, rükû ve secdenin yapılamayacağı kadar çok küçük olmamalıdır.

5- Namaz kılınan yer necis ise, namazı bozan necisin beden veya elbiseye bulaşacak kadar ıslak olmaması gerekir. Fakat namaz kılarken alnın koyulduğu yer temiz olmalıdır ve eğer necis olursa kuru bile olsa namaz batıldır.

6- Namaz halinde kadın ve erkeğin arasında en azından bir karış mesafe olmalıdır.

7- Namazda alnın koyulduğu yer, ayak başparmakların ve farz ihtiyat gereği dizlerinin koyulduğu yerden dört kapalı parmak miktarı aşağıda veya yüksekte olmamalıdır.

Namaz Kılınması Müstehap Olan Mekânlar

Namazın en fazla kılınması tavsiye edildiği yer, camilerdir. Camilerin ise en faziletlisi Mescid-i Haram'dır (Kâbe ile çevresindeki sahadır). Sonra Mescid-i Nebevî'dir ve daha sonra Kûfe Mescid'i, ondan sonra Beyt-ül Mukaddes mescidi, ondan sonra her şehrin merkez camii, sonra mahalle camisidir.

 Ehli Beyt İmamları'nın türbelerinde namaz kılmak müstehaptır; hatta bazı rivayetlerden anlaşıldığına göre Emir'ül-Müminin Ali'nin  (a.s) ve Hz. İmam Hüseyn'in  (a.s)  mutahhar hareminde kılınan namaz, camide kılınan namazdan daha faziletlidir. Camiye çok gitmek ve cemaati olmayan camiye gitmek müstehaptır. Camiye komşu olanın bir özrü olmadıkça cami dışında namaz kılması mekruhtur.

Namaz Kılınması Mekruh Olan Mekânlar

 Şu yerlerde namaz kılmak mekruhtur:

1- Hamamda.

2- Tuzlada.

3- İnsan karşısında.

4- Açık kapı karşısında.

5- Geçen insanlara zahmet vermediği takdirde yol, cadde ve sokakta; eğer zahmet verirse haramdır.

6- Ateş ve lamba karşısında.

7- Mutfakta ve ateşlik olan her yerde.

8- Ruhu olan şeylere ait resim ve heykellerin karşısında; ancak bunların üstü perdeyle örtülürse mekruh olmaz.

9- Namaz kılanın yüzüne karşı olmasa bile resim bulunan yerde.

10- Mezarlıkta, mezar karşısında, üzerinde ve iki kabir arasında.

4- Namaz Kılınan Elbise

Namaz kılan insanın bedeninin örtülü olması hem uygun ve hem de gereklidir. Örtülü olması gereken miktar, namaz kılanın cinsiyetine göre değişir. Erkeğin, iki avret yerini örtmelidir; ancak göbekten dizlere kadar olan bölümü örtmek daha iyidir. Kadın ise (yüzü, bileğe kadar el ve ayakları hariç) bütün bedenini örtmelidir.

Namaz Kılanın Elbisesinin Şartları

Namaz kılanın elbisesinde şu şartlara dikkat etmelidir:

1- Temiz olmalı.

2- Mubah (gasp edilmemiş ) olmalı.

3- Murdar/leş hayvanın parçasından yapılmamalı.

4- Eti haram hayvanın parçasından yapılmamalı.

5– Namaz kılan erkek ise, elbisesi halis ipek ve altın işlemeli olmamalı.

 Namaz Kılanın Elbisesiyle İlgili Müstehaplar

Namaz kılanın elbisesiyle ilgili olarak müstehap olan şeylerden bazıları şöyledir:

1- Başa sarık takıp bir ucunu çene altından geçirmek.

2- Aba giymek.

3- Beyaz elbise giymek.

4- En temiz elbiseler giymek.

5- Güzel koku kullanmak

Namaz Kılanın Elbisesiyle İlgili Mekruhlar

Namaz kılanın elbisesiyle ilgili olarak mekruh olan şeylerden bazıları şöyledir:

1- Siyah, kirli veya dar elbiselerin giyilmesi.

2- İçki içen ve necasetten kaçınmayan insanın elbisesinin giyilmesi. 3- Üzerinde resim bulunan elbiselerin giyilmesi. 4- Elbisenin düğmesinin açık olması.

 

ABDEST

Kulu manevi bir atmosfere sokan, ona Allahın huzurundaymış gibi hissetmesini sağlayan ve şeytan ile arasında büyük bir duvar ören; abdesttir. İnsan abdestli olduğu zaman daha fazla Allaha yakın şeytandan uzak olur.

İmam Rıza (a.s) abdestin hikmeti hakkında şöyle buyurmuştur: "Abdest kulun, cebbar olan Allah karşısında münacaat için durduğunda temiz olması emrine itaat etmiş olması, pislik ve necasetten temizlenmiş olması içindir. Ayrıca abdest bitkinlik haletinin ortadan kalkmasına, uyku haletinin giderilmesine ve cebbar olan Allah'ın karşısına durmak için kalbin temizlenmesine sebep olur."

Peygamber efendimiz (s.a.a) sürekli abdestli olmanın fazileti hakkında şöyle buyurmaktadır: "Eğer sürekli abdestli olabiliyorsan öyle yap. Zira ölüm meleği kulun canını aldığında o abdestli olursa, kendisine şehadet yazılır."

Ayrıca namaz kılmak isteyen kimsenin abdest alması gerekir, bu Allah tarafından açıkça Kuran-ı Kerim'de belirtilen bir hükümdür. Abdest almadığı takdirde namazı kabul olmayacak, bilakis abdestsiz namaz kıldığı için de günahkâr sayılacaktır. Allah-u Teâlâ şöyle buyuruyor:"Ey iman edenler! Namaza kalktığınızda yüzlerinizi ve dirseklere kadar ellerinizi yıkayın. Başlarınızı ve topuk kemiklerine kadar ayaklarınızı meshedin. Allah sizi zorlamak istemez, Allah şükredesiniz diye sizi arıtıp üzerinize olan nimetini tamamlamak ister."[5]

Abdestin Şartları

1- Niyet: Abdest, Allah'a yakınlaşma kastıyla yerine getirilmelidir. Yani "Ben bu işi Allah'ın emri olduğu için yerine getiriyorum" niyeti olmalıdır.

2- Su kullanımı sakıncasız olmalıdır. Dolayısıyla abdest aldığında hastalanacağından korkan veya suyu abdeste kullanırsa susuzluk sorunuyla karşılaşacağını düşünen bir kimse abdest almamalıdır.

3- Abdest suyunun mutlak olmalı yani başka bir şeyle karışık olmamalıdır.

 4- Abdest suyu pak olmalıdır. Dolayısıyla necis suyla alınan abdest batıldır.

5- Abdest suyu helal olmalıdır. Dolayısıyla gasp edilmiş suyla abdest almak caiz değildir.

6- Abdest uzuvları yıkama ve mesh esnasında pak olmalıdır.

7- Abdest uzuvlarında suyun bu uzuvlara ulaşmasını engelleyecek bir mani olmamalıdır.

8- Abdest, tertip konusunda anlatıldığı şekilde tertibe, belirtilen sıraya uyularak alınmalıdır.

10- Muvalat: Abdest amelleri bir biri ardınca beklemeksizin yapılmalıdır. Şöyle ki; bir uzuv yıkanırken veya mesh edilirken ondan önce yıkanan veya mesh edilen uzuv kurumuş olursa abdest batıl olur.

11- Mübaşeret: Abdest alan şahıs, abdestin bütün amellerini bizzat kendi yerine getirmelidir. Eğer başka bir kimse ona abdest aldırır veya suyu yıkanacak ya da mesh edilecek yerlere ulaştırmasına yardımcı olursa, abdest batıl olur.

12- Namaz ve abdest için yeterli vakit olmalıdır. Abdest aldığı takdirde namazın bir kısmını vakit bittikten sonra kılmak zorunda kalacaksa, bu durumda abdest almamalı ve namazını teyemmümle kılmalıdır.

Abdest Alma Şekli

1- Önce yapılan işin bilincinde olarak, abdesti sadece âlemlerin rabbi Allahın rızasını kazanma niyeti edilir.

2- Sonra yüzün orta parmakla başparmağın arasında kalan kısmı sağ el ile yıkanır.

3- Yüz bölgesi yıkandıktan sonra önce sol el ile sağ kol dirsekten başlayarak parmak uçlarına kadar yıkanır. Daha sonra aynı şekilde sağ el ile sol kol yukarıdan aşağıya doğru yıkanır.

4- İki kol yıkandıktan sonra elde kalan ıslaklık ile başın ön kısmı mesh edilir.

5- En sonunda da ıslak olan sağ el ile sağ ayağın parmak uçlarından ayak bileğine kadar ve sol el ile de sol ayağın parmak uçlarından ayak bileğine kadar mesh edilir.

Abdestin Müstehap Duası

Abdest alırken İmam Ali'den nakledilen şu duaları okumak müstehaptır. Abdurrahman b. Kesir İmam Sadık'ın (a.s) şöyle buyurduğunu naklediyor:

"Bir gün Hz. Emir'el Müminin Ali (a.s) oğlu Muhammed b. Hanefiye'ye şöyle buyurdu: Muhammed! Namaz için abdest alacağım, bana biraz su getir. Muhammed bir tasın içerisinde su getirdi.

İmam sağ eliyle biraz su alıp sol eline döktü ve şu duayı okudu:"Bismillahi ve billahi ve'l-hemdu lillahillezî ce'ele'l-mâe hehûren ve lem yec''elhu necisa./ Allah'ın adıyla ve Allah'ın yardımıyla. Hamd, suyu temizleyici kılan ve onu necis kılmayan Allah'a mahsustur "

Sonra istinca için hazırlandılar ve bu duayı okudular: "Ellahumme hesin ferci ve eiffuho ve estur avreti ve herrimni elannar /Allah'ım fercimi koru, onu saklı tut ve cehennem ateşini ona haram kıl."

 Ağıza su vererek şöyle dediler: " Ellahumme lekkinî huccetî yevme elkake ve etlik lisanî bizikrik / Allah'ım huzuruna çıktığım zaman huccetini bana telkin et ve dilimi senin zikrinle meşgul kıl."

Daha sonra bu duayı okuyarak buruna su çektiler:"Ellahumme la tuherrim 'eleyye rîh'el-cenneti vec''elnî mim-men yeşummu rîheha ve revheha ve tîybeha / Allah'ım cennet kokusunu bana haram kılma, beni cennetin güzel kokusunu koklayanlardan karar kıl."

Bundan sonra şu duayı okuyarak yüzünü yıkadı:"Ellahumme beyyiz vechî yevme tesveddu fîhi'l-vucûh, vela tusevvid vechî yevme tebyezzu fîhi'l-vucûh./ Allah'ım günahkârların yüzü siyah olduğu zaman benim yüzümü ağart ve yüzler beyaz olduğu zaman benim yüzümü karartma."

 Ardından sağ elini yıkarken bu duayı okudular:"Ellahumme e''tinî kitabî biyemînî ve'l-hulde fi'l-cinani biye-sarî ve hasibnî hisaben yesîra /Allah'ım kitabımı sağ elime ver, beni cennetinde az bir şeyle ebedi kalanlardan karar kıl ve hesap zamanında hesabımı kolaylaştır."

 Sonra sol elini yıkarken buyurdular: " Ellahumme la tu'tinî kitabî bişimalî vela min verâi zehrî vela tec''elha meğlûleten ila 'unukî ve eûzu bike min mukette'-at'in-nîran / Allah'ım kitabımı sol elime verme, kollarımı boynuma dolama ve ateşten elbiseler giymekten sana sığınıyorum."

 Başı mesh ederken şu duayı okuyarak mesh etti:"Ellahumme ğeşşinî birehmetike ve berekâtike / Allah'ım beni rahmet ve bereketine ulaştır."

Başı meshettikten sonra ayakları meshederken şu duayı okudular: " Ellahumme sebbitnî 'ele's-sirati yevme tezillu fîhi'l-ekdam, vec''el s'e'yî fîma yurzîke 'ennî ya zelcelali ve'l-ikram./Allah'ım ayakların kaydığı zamanda beni sıratta sabit kıl, o günde benim bütün çabalarımdan razı ol."

Abdesti bu duaları okuyarak aldıktan sonra, mübarek başını kaldırarak şöyle buyurdu: Muhammed! Kim bu duaları okuyarak, aldığım şekilde abdest alırsa, yüce Allah o abdest suyunun her damlasından kıyamete kadar zikir, tespih ve tekbir eden bir melek yaratır ve bütün o zikirlerin sevabını abdest alana yazar." [6]

Cebire Abdesti

Abdest organlarının bazısında yara olur yahut üzeri bağlıysa veya suyun oraya değmesi zararlı olursa; bu durumda yıkanması mümkün olan yerler yıkanmalı, yıkanamayan yerin ise üzerine temiz bir bez bırakılır ve ıslak el o bezin üzerine çekilir. Bu şekilde alınan abdeste cebire abdesti denir.

Cebire Abdestinin Hükümleri

1- Abdest uzuvlarında (el ve yüz) kırılma veya yaralanma varsa, üzeri açıksa ve suyun bir zararı yoksa bu durumda uzuvların yıkanması gerekir. Eğer yıkamak zararlı olursa bu kez etrafı yıkanmalı ve eğer rutubetin zararı yoksa üzeri, elin ıslaklığıyla sıvazlanmalıdır.

2- Mesh mahalli yaralı ve ıslak elle ona dokunmak zararlıysa, abdest yerine teyemmüm edilmelidir. Ancak o bölgeye bir bez parçası koyarak onun üzerinden mesh etmek mümkünse, vacip ihtiyat gereği teyemmüme ilave olarak bu şekilde de bir abdest alınmalıdır.

3- Abdest uzuvlarından herhangi birinde sürekli kanayan yaraya sahip bir kimse o bölgeyi naylon gibi kanın dışarıya çıkmasını engelleyecek bir şeyle bağlamalıdır.

4- Cebire, bütün abdest organlarını kaplamış olursa, teyemmüm etmelidir.

5- Cebire, ayak üzerinin hepsini kaplamış, ama parmakların olduğu taraftan ve ayağın üst tarafından bir miktar açık kalmışsa, açık olan yerlerde ayak üzerine ve cebire olan yerlerde cebire üzerine meshetmelidir.

6- Abdest veya gusül organlarına bir şey yapışır ve kaldırılması mümkün olmazsa veya dayanılamayacak kadar meşakkatli olursa, cebire hükümlerine göre amel etmelidir.

7-  Vazifesinin teyemmüm mü yoksa cebire abdesti mi olduğunu bilmeyen kimse, farz ihtiyat gereği, her ikisini de yapmalıdır.

Abdestin Bozulduğu Durumlar

Abdest aldıktan sonra, eğer aşağıdaki durumlardan biri gerçekleşirse abdest bozulur ve abdesti gerektiren işlerden birini yapmak için yeniden abdest alması gerekir:

1- İdrar.

2- Gaita / Dışkı.

3-Yellenme.

4- Uyumak.

5- Delilik, sarhoşluk ve bayılma gibi aklı alan haller.

6- Cenabet, adet olma ve ölüye dokunma gibi gusül gerektiren haller.

 


[1]Sevab'ul Ummal, s:58/2

[2]el-Kafi, c.3,s:274.

[3]Bihar'ul Envar,c: 83,s: 25.

[4]-Bakara:115

[5]Maide :6

[6]Füru-u Kâfi, c:1,s:21.

http://www.caferider.com.tr/namazin-cesitleri-ve-namazin-ahkami_m3169.html