25-10-2013 tarihinde eklendi
Demokrasi ve özgürlükten bahsetmek


İki yıldan uzun bir süredir devam eden Suriye’deki savaşın, uluslararası sıcak savaşa dönüşmemesi bölgemizi ve dolayısıyla milletimizi buruk da olsa sevindirmiştir. Temennimiz bölgede bulunan 80 ülkeden gelmiş 50 bin civarındaki terör unsurlarının bir an önce vahşeti, zulmü durdurarak çekilmeleri ve Suriye’yi, Suriye halkına bırakmalarıdır.

BM raporlarına göre 150 bin kişinin katledildiği, 8-10 milyon Suriyelinin mülteci durumuna düşürüldüğü Büyük Ortadoğu Projesi’nin bir ayağı olan bu savaş bölge ülkelerini de derinden etkilemiştir.  Hiç şüphesiz bu durumdan en fazla etkilenen Türkiye olmuştur. 900 kilometrelik sınırımız katliamcı terör unsurlarınca kullanılmış, silah ve para girişi iddiaları uluslararası toplumda Türkiye’yi zan altına sokmuştur. Vahhabi/Selefi tekfirci anlayışın ürettiği bir sonuç olanEl Kaide ve El Nusra gibi vahşi terör unsurlarının yaptıkları katliamlarda ülkemizden lojistik ve stratejik destek sağlamaları uluslararası toplumda Türkiye’yi terör örgütlerine yardım ve yataklık eden konumuna düşürmüştür. Sınır bölgelerimizde bu terör unsurlarının gerçekleştirdiği katliamlar ne yazık ki yüzlerce vatandaşımızın hayatını kaybetmesine ve toplumsal dokumuzda onarılması güç yaralar açılmasına neden olmuştur. Reyhanlı,  Cilvegözü gibi yerlerde yapılan toplu katliamlar, sönen ocaklar, yaşanan acılar milletimizin benliğine, bilincine derin travmalar olarak yerleşmiştir.

Kırk yıldır Asala, PKK gibi terör örgütleriyle mücadele eden ve bu terör örgütlerinin eylemiyle binlerce şehit veren ülkemiz bu kez de, kafa kesen, ciğer söküp yiyen güya İslamcı El Kaide ve benzeri vahşi terör unsurlarının tehdidiyle yüz yüze kalmıştır. İslam inancıyla bağdaşmayan vahşete, iktidarın ve Diyanet İşleri Başkan’ının küçük bir itirazı karşısında dahi bu terör örgütleri Türkiye’yi tehdit etme cüreti gösterebilmektedirler. Suriye’de savaşmak üzere birçok ilden askere alır gibi adam toplayan El Kaide terörü, bu gün için çözülmesi gereken temel sorunlarımızdan biridir.

**

Büyük vaad ve umutlarla sunulan “Demokratikleşme Paketi” ne yazık ki, ülkenin yararına birlik ve beraberliğimize hizmet eden bir paket olmadı. Paketin, toplumun tamamını kapsayan, temel hak ve özgürlüklere esas itibarıyla katkı yapan bin anlayışla hazırlanmadığı açıktır. Bütün ülkenin Sünni –Kürt ve bir kısım da gayrimüslüm olarak görülmesine devam edilmiştir. Milletin büyük bir çoğunluğunu oluşturan Alevi kesim yine dışlanmıştır. Sorunlara, eşit yurttaşlık kapsamında temel insan hak ve özgürlükleri olarak bakılmadığı sürece demokrasiden ve özgürlükten bahsetmek mümkün değildir.

http://www.caferider.com.tr/demokrasi-ve-ozgurlukten-bahsetmek_m3278.html