20-06-2015 tarihinde eklendi
7 Haziran 2015 Seçimleri


    7 Haziran 2015 tarihinde yapılan genel seçim sonuçları, 12 yıl süren tek parti hakimiyetine son vermesine rağmen, muhalefet partilerini de tek başına iktidara taşımamıştır. Bu durumun en kısa ve net tanımı olarak, “Türkiye’nin yönetimi  birden çok siyasi partinin uzlaşması ile mümkündür” denebilir.
 
    Sık sık askeri darbeler ve müdahaleler ile kesilen demokrasimiz içerisinde şüphesiz ki “milli irade” büyük öneme sahiptir. Ancak tıpkı bireysel iradenin olduğu gibi milli iradenin de fesada uğratılması “ ifsat” edilmesi mümkündür. Genellikle iktidardaki siyasi partinin, bütün devlet olanaklarını kendi lehine, rakipleri aleyhine kullanması, sahip olunan güç ve imkanlarla lehine haksız menfaatler elde etmesi, temsilde adalet ve hakkaniyet ölçüsü yerine konjonktürel  tercihlerde bulunulması halinde, ortaya çıkan milli iradenin her türlü eksiklikten azade, saf bir irade olduğu söylenemez. Bütün bunlara rağmen milletin tercihi olan iradeye saygı duymak  demokrasinin gereğidir.
 
    Bu yazımız yazılırken, henüz bir hükümet kurulmamış olup,  siyasi partiler arasında görüşmeler yapılmaktadır. Bu aşamada  siyasi partilerce zaman zaman olumsuz sözler söylense de, medeniyet tarihindeki birikimi, sayılı devletler arasındaki yeri ve büyüklüğü Türkiye Cumhuriyeti’nin sorunlarını aşma yolunda teminattır. Türkiye köklü devlet geleneği olan büyük devlettir. 
Seçim sonuçları analiz edildiğinde, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının etnik ve kültürel yapılarının-yeterli olmasa da- temsil edildiğini görmekteyiz. Hatta bazı kesimlerin nüfus oranlarına kıyasla çok daha fazla temsil gücü elde ettikleri de bir gerçektir. Ne var ki Azeri/Caferi kökenli vatandaşlar sahip oldukları nüfus oranının büyüklüğüne rağmen temsil edilmeyerek yine  TBMM dışında kalmışlardır.
Tam anlamıyla bilimsel ve güvenilir kaynaklar olmamasına rağmen, çeşitli araştırmalar Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı Azeri/Caferi Türklerin 3 milyondan fazla bir nüfusa sahip olduğunu göstermektedir. Bu nüfus oranı 4. veya 5. büyük kitle anlamına gelmektedir. 50-60 bin nüfusu olan diğer etnik nüfusa sahip olanlar birden fazla temsilci ile TBMM’de temsil edilirken, 3 milyonluk bir nüfusun temsil dışı kalması, temsilde adaletin sakatlanmasına dolayısıyla milli iradenin de eksik yansımasına yol açmıştır. 
 
    Şüphesiz Anayasa ve yasalara göre kurulup faaliyet gösteren her siyasi parti “meşru”dur. Meşru siyasi partiler çatısı altında siyasi faaliyette bulunmak da her Türk Vatandaşının en temel ve Anayasal hakkıdır. Sorun, siyasi partilerin nüfus oranlarına göre adil ve hakkaniyete uygun temsil imkanı vermemesinde yatmaktadır. Çözüm ise, temsil olanağı isteyenlerin, demokraside yeri olan “birlik ve beraberlik” halinde hareketle, kendilerine önem verilmesini sağlamaktır.
http://www.caferider.com.tr/7-haziran-2015-secimleri_m3336.html