30-07-2016 tarihinde eklendi
İMAMI CAFERİ SADIK (A.S) ŞEHADETLERİ


İmamı Caferi Sadık (a.s) ın şehadetlerini Öncelikle İmamı zaman(a.a.f) ağamıza taklit mercilerimize, İslam alemine özellikle İmamı Caferi Sadık (a.s) dostlarına ve aşıklarına taziyet ve tesliyet  arz ederim.
İmamı Caferi Sadık (a.s)  kısaca biyografisini açıkladıktan sonra konuya giriş yapmayı yerinde görüyorum.
Mübarek isimleri Cafer lakapları Sadık ve künyeleri ise Ebu Abdullahtır.
 
Babaları beşinci İmamımız İmamı Muhammed Bakır (a.s) ve değerli anneleri ise Ümmü Fervedir.
Hicretin 83. Yılı Rebi’ul Evvel ayının 17’sinde Medine de insanlık varlık âlemini ziynetlendirmişler.
Hicretin 148. Yılı Şevval ayının 25’inde 65 yaşında Abbasi halifesi Mansur Davanikî emriyle zehirlenerek dedeleri peygamber şehri olan Medine de şehit edilmiştir ve mübarek türbeleri Cennet-ül Baki mezarlığındadır.
 
Döneminin zalim ve gasıp halifeleri ise Emevi halifelerinden Yezid b.Abdulmelik ( 9. Emevi halifesi) Abbasi halifelerinden ise Saffah ( Abbasi halifelerinin evveli) ve Mansur Davanikî’dir. İmamet dönemleri 34 yıl olmuştur.
İslam tarihinde asrısaadetten sonra bir dönüm ve aydınlanma ve öze dönme noktasını oluşturan İmamı Caferi Sadık (a.s) hayatı ve İmamet dönemini aslında birçok açıdan ele almak ve üzerinde derin düşünmek ve araştırmalar yapmak gerekir. Ancak biz burada İmamın yaşadığı siyasi ortamı ve bilimsel devrimi üzerinde kısaca durmaya yetineceğiz.  Emevi ve Abbasi zalim sultanlarının birbirleriyle itişip kalkışmaları sonucu “ehli beyt dostlarıyla ve taraftarlarıyla” pek fazla yakından takip etme ve onlara fazla baskı uygulama zamanları olmuyordu bu nedenle azda olsa rahat nefes alma olanağına sahiplerdi. 
 
Bu iç kargaşayı en büyük fırsat bilen İmamı sadık (a.s) Öncelikle Emevilerden süre gelen zulme akan kardeşkanlarına karşı insanların zalimlere karşı tutumu ve görevlerini açıklıyordu. Emevi ve Abbasi hanedanlarının çirkef yüzünü ortaya koyuyordu. Bu zalim hanedanlarının hiç birinin hedefinde Allah Resulünün siyret ve sünnetinin bulunmadığını ve oldukları konum Allah Resulünün makamını gasp etmek ve uygulamaları Allahın kuranıyla asla uyum içinde olmadığını ve hırsları uğruna kardeşkanlarını akıttıklarını açıklayarak insanların aydınlanmasını ve siyasi duruşlarının berraklaşmasını sağlamıştır. Öylesine ki Abbasi ve Emevi hanedanına karşı insanların gün geçtikçe arasında nefreti artıyordu. Hatta yer yer Abbasi Halifesi Seffah’ın Kendilerini Ehli beyt Taraftarı ve İmamı Hüseyin (a.s) İntikamını alacağını söylemesine karşın
 
İmamı Sadık (as.) “Bunların yalan söylediklerini ve kendi çıkarları için bizim adımızı kullandıklarını buyurmuştur”.
Böylece Abbasilerin çirkef iç yüzünü insanlara tanıtmışlar ve insanları onların yalan ve iftiralarına kanmamaları için aydınlatmışlarıydı.
İmamı Caferi sadık (a.s) Emevi ve Abbasilerin makam ve mevki peşinde koşuşturdukları ve insanların kanını hırsları uğruna akıttıkları bir dönemi en güzel fırsata çevirmiştir.
 Bu ortamdan insanların aydınlanması ve İslam’ın gerçek ruhuyla tanışmaları için tüm tehlikelere rağmen Allah Resulünün ve kuranın öğretisine başlayarak aslında ilmi devrimin temelini atmaya kararlı olduklarını ve insanların bu hassas ortamda ilmi olarak aydınlanma ortamına itilmelerini ve kendilerini fikir ve inanç hususunda gelişmelerini sağlamıştır.
 
İmamı Caferi sadık (a.s) sadece İslam dünyasını değil gerçekler peşinde koşan ve ilim ve bilime susamış ve gerçek marifet ve aydınlanma peşinde koşuşturanları aydınlatmış ve binlerce farklı dallarda bilim adamları yetiştirmiştir. Hatta günümüz dünyasında İmamı Caferi Sadık (a.s) ilim ve marifetinden ve onun öğrencilerinin ilim sofrasından bu gün bile insanlık faydalanmaktadır.
 
İmamı Caferi Sadık (a.s) Bir taraftan İslam ve kuranla Ve kısaca Allah Resulünün siy ret ve sünnetiyle uzaktan yakından alakası olmayan hurafelerle mücadele etmiş Emevilerden sure gelen hurafeleri İslam’dan ayırt etmiş ve insanları gerçek İslam’la tanışmaya yönlendirmiştir. İlim adamları yetiştirirken diğer taraftan da kendi döneminde ortaya çıkan ve toplumu zihnini meşgul eden mezhep ve meşrep ve tarikatlarla da ilmi savaşı başlatmış ve insanların hidayete ve doğru yola ermesinde gerçekleri açıklamış ve ilmi devrimini gerçekleştirmiştir. Tarihi doğru analiz eden her vicdan sahibi bu gerçekleri çokça örnekleriyle tarihin safhalarında görmekte kalacaktır. 
 
İmamı Caferi sadık (a.s)  birçok alanda öğrenciler insanlık ve İslam dünyasına yetiştirip sunmuştur. Bunlardan örnek verecek olursak: Hişam Bin Hekem, Muhammed Bin Müslim, Cabir Bin Hayyan ve Mufazzal gibi öğrencilerdir.
 
İmamı Caferi Sadık (a.s) halk arasında olan bu konumunu hazmedemeyen Abbasi gasıp halifesi Mansur her türlü önlem almaya çalışsa da İmamı Caferi Sadık (a.s) mukabele etme imkânı bulamayıp yenilgiye uğramıştır. Hatta yedi kez İmamı Caferi Sadık (a.s) şehit etmek için yanına davet etmiş ve yine yenilgiyle hüsrana uğradığını saklayamayıp yakınlarına söylediği de bir acı gerçektir.
Sonuçta Mansur insanlık dünyamızı aydınlatan Allahın hüccetini zehirle şehit emek için emir vermiş ve İmamı Caferi Sadık (a.s)  Hicretin 148.Yılı Şevval ayının 25’inde 65 yaşında Medine de şehit ettirmiştir.
İmamı Caferi sadık (a.s) dan dostlarına iki hadisle konuyu sonlandıralım.
İmamı Caferi Sadık (a.s) şöyle buyurmuştur:
 
“Üç çeşit insandan kaçının: Hain, Zalim ve söz taşıyan; Çünkü başkasına senin için hıyanet eden sana da hıyanet eder; başkasına senin için zülüm eden sana da zulmeder;  sana söz taşıyan sendende başkasına taşır.”
 
İmamı Caferi Sadık (a.s) şahadet anlarında önemle iki şey buyurdular:
1-Allah’a yakın olma vesilesi olan namaz hakkında şöyle buyurdu: “ Bizim şefaatimiz namazı hafife alan kimseye asla ulaşmayacaktır.”
2- Akrabalarla olan sıla-i rahim hakkında şöyle buyurdular: “ Cennetin kokusu anne ve babası kendisinden razı olmayan ve akrabalara sıla-i rahimde bulunmayan kimseye asla ulaşamayacaktır.” 
http://www.caferider.com.tr/-imami-caferi-sadik-a-s-sehadetleri-_m3396.html