13-10-2016 tarihinde eklendi
2016 AŞURA KONUŞMAM


(İkinci Bölüm)

Ümmetin ortak yası olan bugün, AŞURA günü başta imamı zaman imam Mehdi'nin, İslam âleminin ve sizlerin başı sağ olsun, hepinize tasliyetlerimizi arz ederiz.

Bu kutsal yürüyüşümüzde yanımızda duran, hayır dualarda bulunan; İmam Hüseyin camii yönetim Kurulu üyelerimize, dava kardeşlerime, şuurlu gençliğimize, basiretli bacılarıma, fedakâr cemaatimize, Belediyemize, Belediye Başkanımıza, Personeline, bürokrasimize, güvenlik güçlerimize, medyamıza, karınca kadarınca da olsa emeği geçen herkese ve özellikle siz değerli - duyarlı dava kardeşlerime teşekkürü bir borç bilirim.

Sn. Protokol, kıymetli Ehlibeyt dostları, malumunuz 15 Temmuzda çok çirkin bir darbe girişimi yaşadık. Aslında o bir darbeden çok, bir ihanet, katliam ve güzel ülkemizi bölme ve sonrasında emperyal odaklara sunma girişimiydi. Zira tarihte ilk kez Halk, TBMM ve güvenlik güçleri, Halkın silahıyla vuruldu. Biz, bu ihaneti yapan teröristleri tekrar lanetle, şehitlerimizi de rahmetle anıyoruz. Allah bir daha bu ülkeye böyle kanlı ve kapkara bir gece yaşatmasın! Ama biz yıllar önce; “bu adamdan hayır yok, imanlı biri ABD’de CIA’nın koruması altında olmaz” dediğimizde ve hoca efendi söylemlerine, desteklenmesine karşı çıktığımızda, bazı köşe yazarları, tv program yapımcıları onun huzurunda el - pençe duruyor ve “ne isterseniz buyurunuz, emirlerinize amadeyiz efendimiz!” diye ona arz-ı endam ediyorlardı.

Bu güzelim ülkemde iki zümreye çok dikkat edilmeli ve bu iki zümre titizlikle seçilmelidir. Bunlar öğretmenler ve din âlimleridir. Bu iki zümre doğru olduğu millet, memleket doğru olur. Bu iki zümre yanlış oldu mu millet kısır döngülerden kurtulamaz ve memleketimiz zarar görür…

Yılda bir bizim buradan bazı yetkililere, Tv kanallarında inanç değerlerimize hakaret edenlere yaptığımız haklı ve seviyeli eleştirilere gelince; size tüm samimiyetimle arz edeyim ki: Sosyal, laik, demokratik ve güzel ülkemde İnançlarımıza bazı yandaş medyada hakaret edilmezse; iktidarın sözde bir milletvekili; “Hüseyin ile Yezit savaşında, biz Yezit’in safındayız!” demezse, Caferiler/Aleviler tahkirle hedef gösterilmezse; Suriye’de yapılan toplu Alevi katliamların şerefine, Cuma namazı çıkışında güzel Ülkemde zafer tatlısı dağıtılmazsa, emin olun biz de onları buradan eleştirmek zorunda kalmayız, doğrusu bunun çok meraklısı da değiliz. Ama ne yazık ki güzel ülkemde birileri tarafından planlı bir şekilde “fitne, ayrım, kutuplaşma ve düşmanlık yapılıyor” Hepiniz de şahitsiniz ki, bizler her zaman ve yerde Sünnileri kardeş olarak bilir ve öyle anarız. Bizim hesabımız Sünni kardeşlerimizle değil, 12 Ehlibeyt İmamının 11’ini şehit eden Emeviler ve tekbirle kafa kesenvahabi, Işidçi çocuklarıdır...

Bizler; İslam inançlarını bizler gibi şekillendirmeyen Ehli sünnete can-kardeş diyor, Sünni ulemanın, sünni kardeşlerimizin içerisinde Emevi kokusu saçanların Emevilerle aralarını açmalarını ve saflarını iyice belirlemelerini istiyoruz. Ancak bu da bilinmelidir ki, bizler her şeye rağmen Şia, Sünni, Alevi kardeşliğimizden asla ödün vermeyeceğimizi ve birileri gibi mezhep bağnazlığı yapmayacağımızı, son nefesimize kadar ülkemizin bölünmez bütünlüğünden yana olacağımızı, ülkemizin huzurunu hiç kimseye bozdurmayacağımızı, bulunduğumuz topluma merhamet, sevgi komşulara ise nefret gözü ile değil barış ve kardeşlik gözü ile bakacağımızı herkesin iyice bilmesini isteriz.

Bizler asla sağ gösterip sol vurmadık, Vatanımıza ihanet etmedik, Bayrağımızı çiğneyip yakmadık, Vatanımızın kutsal değerlerine sahip çıktık. Askere, polise uzanan elleri tel'in ettik. Milletin birliğine kastedenleri daima kınadık durduk.

Bizim dini, milli değerlerimize sahip çıkarak, ilke ve ülke değerlerimizden ödün vermeden mezhep bağnazlığı yapmadan Müslümanların ve ülkemizin birlik beraberliği adına yaptıklarımız, yazdıklarımız konuştuklarımız bu değerlere karşı olan bazı yandaşlar tarafından hakkımızda çirkin yakıştırmalara sebep olmuştur.

Bizim tasamız dini ve milli değerlerimizden ödün vermeden, birlik beraberlik, kardeşlik, hukuk, kanun ilkelerine riayet ederek değerlerimize hizmet etmektir. Biz buyuz. Birilerini hoşnut etmek, sevindirmek için değerlerimizden ödün verecek değiliz. Beğenen beğenir, beyenmeyene ise Kuranın tabiri ile "mutu biğeyzikum"  yani "öfkenizden ölün" deriz.

Keşke yanlış söylemler neticesinde ortadoğuda, çok uluslu sözde cihatçı teröristler yüz binlerce Müslüman kardeşimizin kanını dökmese, namuslarını ihlal etmese, evlerini, yurtlarını darmadağın etmeselerdi! Ama her halükarda zararın neresinden dönülürse kârdır. Bizler kaygılarımızı üç yıl önce dile getirdiğimizde bazı köşeli beyincikler, yandaşlar, kiralık kalemler bizi mezhepçi, hatta ihanetle suçlama dalaletine düştüler.

Ehli sünnet kardeşlerime, Alevi canlarıma, sizlere şunu hatırlatmayı faydalı görüyorum; Biz bu ülkede sünnisi, Alevisi, Şiası, türkü, kürdü, lazı, çerkezi, abazası, azerisi ile aynı geminin yolcularıyız. Gemiye bir felaket bir fırtına yöneldiği zaman hepimizi tehdit eder ve cümlemiz zarara maruz kalırız. Onun için gelin canlar bir olalım iri olalım diri olalım ve birbirimizi sevelim. Çanakkale de yatanlara bakalım ibretler alalım.

Son olarak; başta ülkemizle diğer islam ülkeleri olmak üzere, tüm dünyada kan ve gözyaşı yerine kardeşlik, sevgi ve huzurun hâkim olmasını diliyor, “yurtta barış, birlik ve kardeşlik, cihanda barış ve dayanışma” diyoruz. Hepinizi saygıyla selamlıyorum. İmam Hüseyin için aşkınız, keder ve gözyaşınız bol olsun. Hepinizi saygı ile selamlıyorum…

http://www.caferider.com.tr/2016-asura-konusmam_m3407.html