29-06-2012 tarihinde eklendi
AB Yaptırımları İran'ı Felç Etmez
Orta Doğu Enstitüsü müdürü Yevgeniy Satanovskiy analiz etti

 

ABD,Tahran ile petrol sözleşmelerine katılan yabancı bankalara yaptırımlar uygulamaya başladı. Daha önce İran ile işbirliği yapan özel finansal kuruluşlara karşı kısıtlamalar uygulandı. 1 Temmuzda Avrupa Birliği İran’a karşı petrol ambargosunu yürürlüğe koyacak. Dünya petrol rezervleri piyasasındaki en büyük oyunculardan birine karşı uygulanan bunca kapsamlı yaptırımlar ne gibi sonuçlar verecek?

Birkaç gün sonra Avrupa’ya petrol sevki durdurulacak. Daha önce geçerliğini koruyan sözleşmelere uygun olarak satın alınan petrol tüketilecek. Tahran’ı “cezalandırmak” kararlılığında olan Avrupa Birliği, derin bir kriz yaşıyan Yunanistan’ın bile İran’dan elverişli koşullarla petrol ithal etmesini yasakladı. Vaşington’un Tahran ile partnörlük ilişkileri sürdüren bankaların faaliyetleri hususundaki kısıtlamaları da hep aynı amacı güdüyor. O da, İran tarafından yapılan petrol satışını azaltmaktır. Bilindiği gibi Avrupa Birliği, İran’ın ihraç ettiği petrolün %20-si olmak üzere yaklaşık 30 milyon ton petrol tüketiyor.

Fakat İran, Avrupa Birliğine petrol ihracatının azaltılması sonucu göreceği zararı diğer ülkelere petrol satmakla tazmin edebilecek. Orta Doğu Enstitüsü müdürü Yevgeniy Satanovskiy,”Rusya’nın Sesi” radyosuna verdiği demeçte ambargonun etkisinin sadece sembolik olacağı kanısını belirterek şunları söyledi:

Dünya ekonomisi pahalı petrolün yanısıra ucuz petrol de tüketerek çalışabilir. Sanayileşmiş ülkelerde kriz koşullarında petrol tüketimi azalıyor ve dolayısı ile yaptırımların ve dünya piyasalarında İran petrolünün oranındaki azalmanın etkisi zayıflıyor. Aynı zamanda Güney Afrika Cumhuriyeti gibi İran’dan petrol alımını önemli derecede arttıran ülkeler var. Türkiye, İran petrolü tüketimini azaltmadı. Güney Kore İran’dan petrol alımını yalnız önemsiz derecede azalttı. Hint şirketleri resmen devlet sektöründe İran petrolü tüketimini azaltırken özel sektörde bu tür petrol tüketimini arttırıyor. Çin Halk Cumhuriyeti İran’dan petrol alımlarını resmen azaltmakla İran’a fiyat bakımından etkili bir baskı yapmak ve neticede masraflarını değiştirmeden İran petrolü tüketimini arttırmak amacını güdüyor.

Ambargonun uygulanması sonucunda İran, petrol mamulleri ihracatı sayesinde yılda kazandığı 100 milyar dolardan 20 milyar dolar kaybedecek. Bu da bir katastrof değildir. Uygulanan yaptırımlar İran’ın diğer yönlerdeki ekonomik aktifliğini teşvik ediyor. Yani Batı tarafından uygulanan yaptırımların dünyada ciddi sarsıntılara yol açmasını veya neticede İran ekonomisinin felce uğramasını beklemek doğru olmaz. Fakat Brüksel ve Vaşington’un politikası daha bugün sıradan Avrupalıların bütçelerini olumsuz etkilemeye başlıyor. Bunun nedeni de Tahran’ın nükleer bomba yapımını gerçekleştirebileceği hususunda öne sürülen ve gerçek delillerle desteklenmeyen tahminlerdir. Başka deyimle somut ekonomik tedbirler ve sonuçları, Batı’nın gerçek olaylara değil de kendi tedirginlik durumuna verdiği tepki halini alıyor. Böyle tepki de ötedenberi politikanın konusu değil de tababetin konusu olarak sayılıyor. Buna rağmen bu tepki Batı’nın İran hususundaki davranışının temeli olarak kalıyor.

http://www.caferider.com.tr/ab-yaptirimlari-iran-i-felc-etmez_h6632.html