01-08-2012 tarihinde eklendi
Hanizade:’Suriye’nin Geleceği Halep’te belirlenecek.”
İranlı uzmandan Suriye analizi

Yakın ve Orta Doğu sorunlarında uzmanlaşan Tahranlı siyaset bilimci Hasan Hanizade Rus radyosuna verdiği röportajda Suriye gündemini değerlendirdi.

Hasan Hanizade: Halep kentinin akıbeti, Suriye’de 17. aydır devam eden kriz için belirleyici rol oynayacak. Hükümete bağlı birlikler Halep kentini, çoğunluğu Batı tarafından desteklenen Selefi ve Vahhabi terörist gruplarının oluşturdukları isyancılardan temizlemeyi başarırlarsa Esad iktidar başında kalabilecek. Bu kent bir ay içinde isyancılardan kurtulamazsa kriz daha büyük boyut alacak ve yönetim bu cepheleşmeye daha derin olarak saplanacak.

Suriye’nin akıbeti, Halep için yapılan çatışmaların sonuçlarına bağlı olacaktır, sanırım. Birincisi Halep, Suriye’nin ikinci kentidir. İkincisi, Halep, Suriye’nin en büyük ekonomik merkezidir. Bu kent üzerindeki kontrol, ülkenin ekonomik durumu açısından birinci derecede önem taşıyor.

  Suriye krizinin iki cephesi var vardır diyen Hasan Hanizade, birincisinin başında bulunan, ABD, Suudi Arabistan, Katar ve Türkiye. Türkiye, Suriye’de NATO’nun çıkarlarını temsil ediyor. Bazı verilere göre isyancılara silah esas Türkiye tarafından sevk ediliyor. Katar ve Suudi Arabistan muhalefete finansal yardım yapıyor. Çatışmanın sürdüğü yaklaşık 1,5 yılda Esad karşıtları, adları geçen ülkelerden askeri ihtiyaçlarının karşılanması için 36 milyar dolar kadar aldılar. Bu güçlü cepheye karşı duran başka bir cephe var. Bu cephenin temsilcileri, Suriye sorununun, reformları sürdürülerek siyasi yollardan çözülmesinden yanadırlar.

Bu cepheyi Rusya, Çin ve İran oluşturdu. Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinde veto hakkına sahip olan Rusya ve Çin, Suriye karşıtı karar tasarılarını veto ederek Suriye’nin iç işlerine yabancı müdahalenin gerçekleştirilmesini ve ülkenin ikinci Libya’ya dönüştürülmesini önlediler.

Batı’nın, ABD ve NATO’nun politikasına uygun yeni Yakın Doğuyu oluşturmayı planladığı, kimse için bir sır değildir. Suriye’nin zayıf düşürülmesi ve bu ülkenin güçlü silahlı kuvvetlerinin ortadan kaldırılması, bu konsepte uygun geliyor. Bunun için Esad rejiminin olası düşüşü, otomatik olarak Batı’nın bölgedeki nüfuz alanının genişlemesine neden olacak. Neticede Rusya, İran ve Çin pek çok problemlerle karşı karşıya gelecek.

 Bu ülkelerin topraklarında terörist gruplar aktifleşebilir. Korkarım ki “Çeçenistan” sözü, Rusya’da ve dışında giderek daha sıkça hükümet karşıtı eylemlerin ve dıştan donör ülkelerden yardım alan ayrılıkçılığın yeniden çağrıştıracak. Bu da pek çok örneklerden yalnızca biridir. Bu yüzden Suriye probleminin olası barışçıl çözümü, mantığa uygun olarak bölgedeki istikrarsızlığa karşı mücadelede Rusya, İran ve Çin tarafından kazanılan büyük jeopolitik başarı olarak nitelendirilebilecek.

http://www.caferider.com.tr/hanizade-suriyenin-gelecegi-halepte-belirlenecek-_h6844.html