22-11-2012 tarihinde eklendi
Selefi Liderler Türkiye'de Kalıyor
İslam devleti istiyorlar

   Geçtiğimiz günlerde Türkiye ile sınır olan Suriye'nin Resulayn kentinin isyancılar tarafından ele geçirilmesinde kilit rolü direk olarak El-Kaide ile bağlantıları olan en radikal salafi grupları oynamışlardı. Konu ile ilgili açıklama Resulayn’da kurulmuş olan yerel Kürt idaresi temsilcileri tarafından Rusya’nın Sesi’ne yapıldı.

Bu temsilcilerin sözlerine göre şehrin ele geçirilmesine ‘Cebhat An-Nusra’ ve ‘Gurabaa Aş-Şam’ adlı radikal gruplar da katıldılar. Bu kuruluşlar Suriye’de en sıkı şekli ile bir İslam devleti kurulmasını istiyorlar. Ayaklanmacı grupların Resulayn’a Türkiye topraklarından girmeleri, liderlerinin ise açık bir şekilde Türkiye’nin pahallı otellerinde yaşıyor olmaları ise ilginç bir nokta.

Resulayn ve yakınlarına neler olup bittiğini Suriye Kürt Demokratik Partisi Genel Sekreteri, Suriye Yüksek Kürt Komitesi üyesi Nasreddin İbrahim Rusya’nın Sesi’ne anlattı.

- Arap televizyon kanalları Suriye hava kuvvetlerinin Resulayn’ı ele geçiren ayaklanmacılara karşı saldırılar yaptığını haber verdiler. Ancak şehirde aynı zamanda şehri ele geçiren gruplar ve Kürt öz savunma güçleri arasında da çarpışmalar oldu. Bu çarpışmalar oldukça şiddetli idi, iki taraftan da ölü ve yaralılar vardı. Şu anda şehirde neler oluyor?

- Bahsettiğiniz çarpışmalardan sonra gelen gruplar şehri terk ettiler. Ancak yine de yakında bulunuyorlar, durumu normalize etmek ve gerginliği azaltmak için Suriye’de bulunan Kürt Ulusal Meclisi’nin, bölgedeki Arap halkı temsilcileri ve Suriye muhalefet organları yöneticilerinin katılımı ile yoğun görüşmeler yapılıyor. Tüm silahlı insanların şehrin sokaklarını terk etmesi, mültecilerin ise evlerine sakin bir şekilde dönmesi için barışın muhafaza edilmesi garantisini istiyoruz.

- Şu anda orada hangi silahlı insanlar bulunuyor? Şehri koruyan Kürt birliklerini mi kastediyorsunuz?

- Evet, şehri koruyan, yerel sakinlerin kurduğu Kürt birlikleri. Her halikarda şehir barış hayatına geri dönmelidir, orada hiç bir silahlı insan olmamalıdır, yönetim işlevleri ise etnik grupların temsilcilerinin girdiği sivil komiteye geçmelidir.

- Anlatır mısınız kim şehri ele geçirdi ve neden ilk etapta bunu başarabildiler?

- Elimizdeki bilgilere göre bunlar Al-Kaide’ye yakın birlikler, uzun zamandır bölgedeki Arap gruıplarının katılımı ile bu operasyonu planlamışlardı. Söz konusu olan yerel klanlar değil, bunlar 70’li yıllarda o zamanlar Suriye’de yürütülen Kürt bölgelerinin araplaştırılması uygulaması sonucu buraya yerleştirilen klanlardır. Türkiye bunlara aktif destek vermiştir. Gece geç vakitte Türkiye’den geldiler, sınırı havanlar dahil silahları ile aştılar. Bundan sonra hemen hemen hiçbir engel ile karşılaşmadan masum şehre girdiler. Şehir sakinleri böyle bir şey beklemiyorlardı.

- Doha’da kurulan yeni koalisyon yönetimi Rusaleyn’deki çatışmaların iki tarafını da ateşekese ve sorunları görüşmeler yolu ile çözmeleri çağrısında bulundu ki sdiz zaten bunu yapıyorsunuz. Ancak bu olurken koalisyon bölgenize yapılan müdahaleyi kınamadı. Bu durumu nasıl değerlendiriyorsunuz.?

- Doha’daki Ulusal Koalisyon da dahil tüm Suriye muhalif güçleri ile bağlantıya geçtik. Olaylara müdahil olmalarını ve bölgemize giren grupların çıkması konusunda kesin görüş bildirmelerini talep ettik. Ancak gruplar içinde sadece sözde özgürlük ve demokrasi uğruna çarpışan güçler var, bunlar gerçekte başkla amaçları güdüyorlar. Bunlar şimdi Türkiye, İran ve diğer ülkelerde Kürtlere karşı düşmanca yaklaşım içinde olanların destekleri ile kendilerini gösteriyorlar. Bu güçler kendi aralarında farklı baş çekebilirler, ancak Kürtlere karşı her zaman ittifak yapmaya hazırlardır. Şimdi, Suriye Kürtlerinin ulusal haklarını birleşik demokratik Suriye çerçevesinde almaları imkanı doğduğu bir zamanda bu güçler bize darbe vurmaya hazırlar. Bunların Suriye gibi Kürtler dışında Arapların, Asurluların, Çerkeslerin ve Hritiyanların yaşadığı hassas bir bölgede iç savaş çıkarmak amacında olduklarını düşünüyorum.

- Doha’da kurulan Suriye Muhalefet Koalisyonu programında Kürtlerin ve diğer azınlıkların hakları tespit edilmemiştir. Bunu nasıl yorumluyorsunuz?

- Koalisyon bundan sonra da programını değiştirmez ve mantıklı, dengeli bir davranış sergilemeye başlamaz ise bana kalırsa onları da hemen hemen yıkılmış olan Suriye Ulusal Melcisi’nin kaderi bekliyor. Temsilcilerimiz Doha’daki konferansa katıldılar ve yaklaşımımız net bir şekilde dile getirdik. Geçtiğimiz günlerde koalisyona bir mektup gönderdik ve bu duruşumuzu bir kere daha ifade ettik. Eğer bu girişimlerimize tepki gelmez ise koalisyonun çalışmalarına katılmayacağız.

http://www.caferider.com.tr/selefi-liderler-turkiye-de-kaliyor_h7898.html