09-02-2016 tarihinde eklendi
Irak’ta Şii ve Sünniler Aynı Çatı Altında IŞİD’e Karşı Savaşıyorlar
Halk Seferberlik Birlikleri’ne 40 bin Sünni savaşçının alınması Başbakan Haydar El Abadi tarafından onaylandı ve Sünniler de artık “Ben de varım.” diyor.

Irak’ta neredeyse tamamen Şii bir güç olarak kurulan Halk Seferberlik Birlikleri’ne 40 bin Sünni savaşçının alınması Başbakan Haydar El Abadi tarafından onaylandı ve Sünniler de artık “Ben de varım.” diyor.
 
2014’te kuzey Irak’taki Beyici’den Bağdat’a kaçan Samir El Hamdani İslam Devleti’nden (İD) kurtarılan şehrine geri dönüp mücadeleye katılmaya hazır olduğunu söylüyor. Al-Monitor’a konuşan Hamdani şöyle diyor: “Halk Seferberlik Birlikleri’nin mezhepsel görünümden sıyrılarak Irak’ın tüm kesimlerini kapsaması, herkesin onay ve saygısını kazanmış ulusal bir yapı hâline gelmesi elzemdir. (…) 40 bin Sünni savaşçının katılımı Halk Seferberlik Birlikleri’nde önemli ve gerekli bir denge unsurunu sağlamış oluyor. Umarız siyasiler de tutum ve açıklamalarında mezhepçi tahriklerden kaçınır ve onları rencide etmez. Bu grubun müdahalelerin ve siyasi bloklar arası ihtilafların dışında kalması lazım.”
 
Irak Meclis Başkanı Salim El Caburi haziranda yaptığı bir açıklamada “Sünniler Halk Seferberlik Birlikleri’ne katılmakta zorlanıyor. Kapı Sünnilerin katılımına açık değil.” demişti. Ancak Irak hükümeti İslam Devleti’yle mücadeleye Sünni savaşçıları da resmen dâhil etmenin bir zorunluluk hâline geldiğini artık anladı. Abadi’nin kararı Halk Seferberlik Birlikleri’nin bir Şii gücü olduğuna dair kamusal algıyı değiştirebilir.
 
Öte yandan, birliklerin imajı Abadi’nin kararından önce değişmeye başlamış görünüyor. Al-Monitor’a konuşan örgüt sözcüsü Kerim El Nuri’ye göre “Halk Seferberlik Birlikleri’nin saflarına aylar önce katılan binlerce Sünni savaşçı var.” Bunu olumlu ve gerekli bir gelişme olarak niteleyen Nuri şöyle devam ediyor: “Biz her bölgenin kendi halkı tarafından kurtarılması gerektiğine inanıyoruz. Zira bu insanlar hem oranın coğrafyasını hem de İD’e katılmış olan kişilere dair ayrıntılar biliyor. Ayrıca örgütün konumunu ve silah depolarının yerlerini de biliyorlar. (…) Sünni gönüllülerin terörle mücadele eden savaşçıların moralini bozmaya çalışan, onları rencide eden kimi Sünni siyasetçilerle hiç alakası yok. Gönüllüler vatanı savunmanın önemine inanıyor.”
 
Ulusal Muhafız Gücü’nün kurulmasını öngören yasa tasarısı geçen yıl Irak meclisine sunulmuştu. Sünni savaşçıların katılımıyla Halk Seferberlik Birlikleri bu gücün nüvesini oluşturabilir. Meclis, siyasi partiler arasında kavgalara neden olan tasarının ne zaman gündeme alınacağını henüz belirlemiş değil. Ancak tasarıya destek verenler meclisin eninde sonunda bu düzenlemeyi onaylayacağına inanıyor.
 
Abadi’nin sözcüsü Saad El Hadisi konuya ilişkin Al-Monitor’a şöyle konuştu: “Ulusal Muhafız Gücü kanununda siyasi mutabakatlar doğrultusunda bir denge sağlanacak. Başbakan Abadi herkesin nüfusu oranında hak sahibi olması için ciddi çaba harcıyor.”
 
Ulusal Muhafız Gücü yasa tasarısında her bir milyon Iraklı için 5 bin Sünni savaşçının olması öngörülüyor.
 
Güvenlik uzmanı Hişam El Haşimi’nin Al-Monitor’a yaptığı değerlendirme şöyle: “Sünni savaşçıların Halk Seferberlik Birlikleri’ne katılımı Ulusal Muhafız Gücü gibi milli bir askeri yapının kurulmasının ilk adımıdır, bilhassa da Seferberlik Birlikleri’ne mensup Şii ve Sünni savaşçıların Sünni bölgeleri kurtarmak için omuz omuza savaşırken kuracakları olumlu ilişkiler düşünüldüğünde.”
 
Haşimi’nin verdiği bilgiye göre 40 bin Sünni savaşçı ağırlıklı olarak Anbar, Selahattin ve Ninova vilayetlerinde konuşlanacak, daha sonra bunlara 10 bin savaşçı daha katılacak.
 
ABD öncülüğündeki koalisyon güçleri yaklaşık 16 bin Iraklı savaşçı ve polise eğitim verdi. Haşimi’nin tahminlerine göre bu kişilerin yaklaşık 4 bin 400’ü Sünni’ydi. ABD’nin Bağdat Büyükelçiliği’nden 17 Aralık’ta yapılan açıklamada ise şöyle dendi: “Eğitimler gerilla savaşı, mayın temizleme, el yapımı patlayıcılara müdahale, cephede kurtarma operasyonları ve Irak güvenlik güçlerine İD’le mücadelede lazım olan başka önemli askeri becerilere odaklandı.”
 
Irak Ulusal Güçler Koalisyonu da orduda ve Halk Seferberlik Birlikleri’nde denge sağlanmasının önemini vurguladı. Her ikisi Sünni ittifakta yer alan Caburi ile eski Meclis Başkanı Usame El Nuceyfi’nin 11 Kasım’da yaptığı görüşmenin ardından ittifakın pozisyonu şöyle açıklandı: Abadi şu an bir sınav vermektedir ve siyasi mutabakatlarda öngörülen taahhütleri hayata geçirmeli. Bunlara devlet kurumlarında reforma gidilmesi, denge sağlanması, güvenliğin tesisi ve halkın yaşam koşullarının iyileştirilmesine yönelik çalışmaların yapılması da dâhil.
 
Halk Seferberlik Birlikleri’ne bağlı Selahattin Tugayı’ndaki Sünni savaşçıların komutanı Şeyh Aşam Süphan Halef El Cuburi ise Al-Monitor’a yaptığı açıklamada “Abadi’nin Sünni savaşçıların Halk Seferberlik Birlikleri içindeki yerini resmen onaylaması olumlu bir gelişme.” dedi.
 
Al-Monitor’un sorularını kuzey Irak’taki Hamrin Dağı’ndan telefonla yanıtlayan Cuburi şöyle devam etti: “Sünni savaşçıların silahlandırılmasından ve maaşlarından Irak hükümeti sorumlu olacak. Bizler Halk Seferberlik Birlikleri yönetimine bağlı yetkililerin komutası altında olacağız. Hem birliklerin yönetimine hem de Irak ordusunun harekât komutanlığına doğrudan bağlı olacağız.”
http://www.caferider.com.tr/irakta-sii-ve-sunniler-ayni-cati-altinda-iside-karsi-savasiyorlar_h.html