10-05-2012 tarihinde eklendi
Ehli Beyt'in Annesi Hz. Fatıma ( sa)


              

     Allah’ın adıyla

                   فضائلالفاطمةصلوات الله عليها ام الائمه(1) 

  Her varlığın iki yönü vardır. Bir zahiri yönü; yani herkesçe görülebilen, gözlemlenebilen yönü, bir de gözlerden gizli kalan yönü. Peygamberler, masum imamlar ve diğer ilahi insanların gerçek makamları onların herkesçe görünen, bilinen yönlerinde değil, Allah'la olan ilişkilerinde tecelli eden kişiliklerindendir.

    İlahi şahsiyetleri sırf insanlarla olan ilişkilerinde müşahede edilen yönleriyle değerlendirmek, okyanusun derinliklerini araştırmadan onu kıyıdan görünen dalgalarıyla tanımaya benzer; oysa bu basit bir tanımdan öte bir şey değildir.
İlahi şahsiyetlerin varlık okyanuslarını bir zerrede olsa tanıyabilmek için

İki asası ve şartı vardır.

  1. İlahi yardıma ihtiyaç vardır. İlahi yardım sayesinde insan, ilahi nurları görebilecek bir göze, manevi makamları anlayabilecek kalbe sahip olur. Bu ilk aşamadır.
  2. İkinci aşamada ise, insan ilahi elçiler tarafından gelen bilgiye

         Muhtaçtır. Bu bilgiler ışığında doğru tanıma imkânı elde eder.

    Nasıl ki kuran insanlığın ortak değeri ve olmazsa olmazlarından biridir. Ehli beyt (a.s) de insanlığın ortak değeri ve olmazsa olmazlarındandır. Allah peygamberine hitaben bir kutsi hadiste şöyle buyurmaktadır::

 . لولاك لما خلقت الأفلاك

حديث قدسي

“Ey Habibim sen olmasaydın zerrecikler dahi hayat bulmazlardı”. Aslında bu peygamberin (s.a.a) şanında bütün ehlibeyti kapsamaktadır. Çünkü peygamber (s.a.a)e hadisi kutside Allah şöyle buyurmaktadır:

لَوْلاكَ لَما خَلَقْتُ الافْلاكَ، وَلَوْلا عَلىُّ لَما خَلَقْتُكَ، وَلَوْلا فاطِمَةُ لَماخَلَقْتُكُما(الجنةالعاصمة، ص 149)

“Sen olmasaydın zerrecikler hayat bulmazdı. Ali olmasaydı sen olmazdın. Fatıma olmasaydı siz olmazdınız.”

    Bu nedenle evrenin varlık sırrı ve hikmeti bu yoldan geçmektedir. Yani insanlığında olmazsa olmazlarından biride peygamber ve hanedanıdır.bu ortak değerlerden ve olmazsa olmazlarımızdan biride Hz. Fatıma(s.a)dır.

 Hz. Fatıma’nın nuru hususunda peygamberimiz (s.a.a) şöyle buyuruyor:

عن رسول الله صلى الله عليه و آله وسلم أنه قال:" خلق نور فاطمة عليها السلام قبل أن يخلق الأرض والسماء")معاني الأخبار ص396, عنه البحار ج43 ص4, اللمعة البيضاء ص114.(

“ Yerler ve gökler yaratılmadan Allah Fatıma’nın nurunu yaratmıştı.” Bu nedenle de Hz. Fatıma (s.a) yerlerin ve göklerin nuru, ziyneti ve süsüdür.

İNSANİ DEĞERLER VE FAZİLETLER YÖNÜNDEN FATIMA (S.A)

Babalar, Yüce İslam peygamberi (s.a.a) âlemlere rahmet olarak gönderilen son elçi ve Resul. Allah peygamberine (s.a.a) Kalem suresinin 4.ayeti kerimesinde şöyle buyurmaktadır:

 وَإِنَّكَ لَعَلَىٰ خُلُقٍ عَظِيمٍ۬

 “Ve şüphe yok ki sen, pek büyük bir ahlâka sahipsin elbette. “

 Bu ayetle ilgili şair çok güzel ve mükemmel bir şiirinde şöyle söylemiştir:

بلغ العلى بكماله كشف الدجى بجماله         حسنت جميع خصاله صلوا عليه وآله

   Kemâlin zirvesi karanlıkların aydınlanması cemalinizle oldu. Bütün özellikleriniz en güzelindendir ona ve ehli beytine salât ve selam olsun.

Babası açısından Hz. Fatıma’nın mübarek başlarında evrenin şeref ve keramet tacı vardı.

Anne olarak anneleri Hatice Kurba (s.a) islama ilk gönül veren ve varlığını servetiyle her türlü ön koşuldan uzak ve yoksun, Allah’ın peygamberine (s.a.a) sunmuş biriydi. Kuranın Tevbe suresinin 111. ayetinde Allah şöyle buyuruyor:

إِنَّ ٱللَّهَ ٱشۡتَرَىٰ مِنَ ٱلۡمُؤۡمِنِينَ أَنفُسَهُمۡ وَأَمۡوَٲلَهُم بِأَنَّ لَهُمُ ٱلۡجَنَّةَ‌ۚ

“Şüphe yok ki Allah, kendilerine cenneti vermek üzere inananların canlarını, mallarını satın almıştır âdeta.”

     Bunun üzerine artık söz söylemek kalmıyor. Kısaca annesi de böyle bir büyük şahsiyetti. Ancak peygamberimizin çocuklarının kalmayışı müşrikler tarafından yer, yer dillendirilmesi ve bu peygamberi sevenleri de üzmekteydi.  Hz. Peygamber (s.a.a), Allah'ın vaadinin kesin olduğuna ve bütün hayırların kaynağı olacak tertemiz ve bereketli neslin, insanlığın hidayet ve kurtuluşu için imamlar ve önderler kendisinden vücuda geleceğine kesin olarak inanmaktaydı.

    Allah'ın vaadi Hz. Fatıma'nın dünyaya gelmesiyle gerçekleşecekti ve dünyanın ufukları onun veladet nuruyla aydınlığa kavuşacaktı. Aallah-u Teâlâ, kadının değerini bütün âleme göstermek istediğinden dolayı Peygamber (s.a.a)'in tertemiz neslini, O Hazretin kızının vücudunda karar kılındığını ve İslam dininin imam ve önderlerinin Hz. Fatıma'nın soyundan vücuda geleceğinden emindi.

    İşte tam bu meyanda Allah böyle bir babadan ve anneden insanlığa en büyük nimetini sunmayı vaad ediyor ve peygamberine Kevserin vadını veriyor. Şimdi böyle bir babadan anneden insanlığı ve âlemleri şereflendiren Kevserin ön hazırlıklarının yapılmasını Allah peygamberine emir ediyor. Bu ön hazırlıklar kısacası şöyledir: 

  1. Hz. Peygamber Hz. Hatice (s.a)’dan tam kırk gün ayrı kalması gerekirdi.
  2. Bu kırk günün tümü her ikisi de geceleri ibadet ve gündüzleri oruçla geçirmeliydiler.
  3. Cennetten gelen meyveyi ve yemeği yemeli ve Cennetten gelen sudan da abdestlerini almalıydılar.
  4. Hz. Hatice ile buluşmalıydı ve Kevserin nütfesi böylece oluşmalıydı.
  5. Dünyaya gelişinde de Namaz kılıp dua ederek kurban kesip dağıtmalıydı. Böylece Allah bu nimeti insanlığa Habibinin vasıtasıyla ancak sunabilirdi. İnsanlığı da bu büyük nimetiyle ancak böylece tanıştırabilirdi. Bu nedenle Allah Hz. Fâtıma’yı her açıdan hayır ve bereketin menbaı ve kaynağı olarak karar kılmıştır.Ve Kevser suresini Hz. Fatıma’nın hakkında nazil ederek bunu kanıtlamıştır.

بِسۡمِ ٱللهِ ٱلرَّحۡمَـٰنِ ٱلرَّحِيمِ
 

إِنَّآ أَعۡطَيۡنَـٰكَ ٱلۡكَوۡثَرَ (١) فَصَلِّ لِرَبِّكَ وَٱنۡحَرۡ (٢) إِنَّ شَانِئَكَ هُوَ ٱلۡأَبۡتَرُ (٣

Rahman ve Rahîm Allah Adıyla

1- Şüphe yok ki biziz sana kevseri veren.

2- Artık namaz kıl Rabbine ve kurban kes sen.

3- Şüphesiz, sana buğzeden yok mu, odur nesli kesilen.

     Kevser sözcüğü her türlü zahiri ve batini hayrın menbaı ve kaynağı anlamındadır. Sonuç olarak Allah bu büyük nimetini insanlığa Bisetin 5. yılı, Cemadiy’es-Sani’nin 20′sinde Cuma günü şafak vakti Mekke’de sunarak âlemleri onun varlık nuruyla nurlandırarak varlık âlemini de böylece ilelebet şereflendirmiştir.

ADI: Fâtıma (s.a)

Mübarek isimlerini bile babaları ve anneleri belirleme hakkına sahip değillerdi. Allah tarafından Fatıma ismi tayin edilmiştir. Nitekim peygamberimiz (s.a.a) Hz. Ali (a.s) hitaben şöyle buyurdular:

«ان الله تبارک و تعالی شق لی اسما من اسمائه، فهو محمود و انا محمد، و شق لک یاعلی اسما من اسمائه، فهو العلی الاعلی وانت علی، و شق لک یا حسن اسما من اسمائه، فهوالمحسن و انت حسن و شق لک یا حسین اسما من اسمائه فهوذوالاحسان و انت حسین، و شق لک یافاطمة اسما من اسمائه فهوالفاطر و انت فاطمة...»)معاني الأخبار(

    Allah kendi “Mahmut” isminden benim “Muhammed” ismimi “Ala “ isminden senin “Ali “ismin “Muhsin isminden senin “Hasan” ismini “İhsan” isminden senin “Huseyn” ismini ve “Fatir” isminden de senin Fatıma’nın ismini belirlemiştir.” 

İmamı sadık (a.s) bir hadiste Hz. Fatıma’nın (s.a)Allah indinde dokuz adının olduğunu buyurmaktadır.

امام صادق (ع): ان لفاطمة تسعة اسماء عندالله عزو جل.

فاطمه، والصديقه، والمباركه، و الزكيه، و الراضيه، والمرضيه، و المحدثه، و الزهراء

         والطاهره.

( Fatıma Zehra, Sıddika, Tahire, Raziye, Merziyye, Mubareke, Muhaddise, ,Zekiye )

KÜNYESİ: ( Ümmü’l-Hasaneyn, Ümmü Ebiha, Ümmü’l-Eimme.)

MUBAREK İSİMLERİNDEN BAZILARININ ANLAMI

FATIMA NE DEMEKTİR?

Peygamberimiz (s.a.a) şöyle buyuruyor:

قال رسول الله ( ص) انما سماها فاطمة لان اللّه فطمها و محبیها عن النار.

   Peygamberimiz (s.a.a) şöyle buyurmuşlar: “ Fatıma, Fatıma olarak adlandırıldı. Çünkü Allah onu ve sevenlerini Cehennem ateşinden uzak kıldığı içindir.”

Yine peygamberimiz şöyle buyuruyor:

قال رسول الله ( ص) " سميت في الأرض فاطمة لان اللّه فطمها و محبیهامن النار وهي في السماء المنصورة وذلك قول الله عزّ وجل: { وَيَوْمَئِذٍ يَفْرَحُ الْمُؤْمِنُونَ * بِنَصْرِ اللَّهِ يَنصُرُ مَن يَشَاءُ وَهُوَ الْعَزِيزُ الرَّحِيمُ } يعني نصر فاطمة لمحبيها.

“Yerde Fatıma olarak adlandırıldı. Çünkü Allah onu ve sevenlerini ateşten uzak kıldı. Göklerde Mensura olarak adlandırıldı. Çünkü Allah kuranın Rum suresinin 4.ve 5. ayetlerinde şöyle buyuruyor:”ve o gün inananlar, ferahlayacak, sevinecek. Allah'ın yardımıyla; o, dilediğine yardım eder ve odur üstün ve rahîm.” Yani Hz. Fatıma’nın (s.a) sevenlerine yardım etmesi murat edilmiştir. “

HZ. ZEHRA (S.A) ANLAMI

عَمَّارَةُ : سَألتُ أبا عَبدِ اللهِ عليه السلام عَن فاطِمَةَ لِمَ سُمِّيَت زَهراء ؟ فَقال : لأنَّها كانَت اذا قامَت في مِحرابِها زَهَر نورُها لأهلِ السَّماءِ كَما يَزهَر نورُ الكواكبِ لأهلِ الأرضِ.

Emmare diyor ki İmamı Sadık (a.s) sordum. Neden Fatıma (s.a) Zehra olarak adlandırılmış? İmam şöyle buyurdular: “ İbadet mihrabında ayağa kalktığında yıldızlar yeryüzündekilere nur

Saçtığı gibi onunda nuru gökyüzündekilere saçılmakta olduğundandır.”

Selam ve dua ile…

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

               

     

http://www.caferider.com.tr/------------------ehli-beyt-in-annesi-hz--fatima--sa--_m.html