26-07-2012 tarihinde eklendi
Bir Yenilenme Ayıdır Ramazan


Mübarek Ramazan ayı yaşadığımız her yeni gün gibi insanların kendilerini yenilemelerinde, değiştirmelerinde ve yeni kararlar almalarında, hayata yepyeni ufuklarla bakmada ve okumada kaçınılmaz bir gerçektir. Yenilenme ihtiyacı, hilkatin iktizası ve gereğidir.

Önce zamanla başlar yenileme kendini. Ardından da canlılar ve insanlar. Zaman her an yenilenen nurani bir yeni akıştır. Bu akış içerisinde her canlı, türüne göre muayyen zamanlarda yenilenme temayülü içine girer, şartlara intibak eder ve kendini yenilemeye başlar. Çünkü hayat, ancak yenilendiği takdirde devam edebilir. Yenilenme hayatın her safhasında yaşanmasına rağmen Ramazanda daha çok barizleşir ve gözle görünüp kalpte hissedilebilecek aleni bir hal alır. Zira Mübarek Ramazan ayı, zamanın baharı, değişimin öncüsü ve ilahi ziyafetin ve davetin habercisi ve müjdeleyicisidir.

Yani manevi yönden Mübarek Ramazan ayı hayatın yenilenme ve değişmesinin en önemli baharıdır. Mübarek Ramazan ayı gelince hayat kendiliğinden renklenir ve zamanın akışı ahenkli bir tenevvür ve nurani haline ve şekline kendiliğinden girer. Onun için yalnız kendini yenilemekle kalmaz, yenilenme ve değişme meylinde olanları da kendisiyle birlikte -ayrılacağı son ana kadar- en güzel şekilde ağırlar ve ayrılır.

Mübarek Ramazan ayı, zamanın ziyneti Kadir gecesi ise o ziynetin tacıdır. İnsansa bu ziynetin ve tacın sunulduğu en şerefli varlıktır. Birçok insan, ancak o gelince anlar zamanın değerini. Sadece anlamakla kalmazlar, an be an o coşkuyu ve heyecanı onunla beraber yaşamaya koyulurlar. Kendilerinde yenilenme ve değişme arzu ve iştiyakı ile bu rahmet ayıyla öylesine bütünleşmeye başlamış olurlar ki; artık, Allaha -samimi ve içtenlikle- kendilerinde değişimin gerçekleşmesi ve bu yenilenmenin hazzını almak için yakarırcasına dua ederek isterler. Evet, Mübarek Ramazan ayında günlük namazlardan sonra okunması çok matlup olan dualardan birinde olduğu gibi onlar da aynı duayı içtenlikle ve iştiyakla huşu ve gözyaşlarıyla birlikte tekrar ederler. O çok anlamlı olan dua ise şöyle yer almaktadır:

اَللّـهُمَّ اَصْلِحْ كُلَّ فاسِد مِنْ اُمُورِ الْمُسْلِمينَ.اَللّـهُمَّ غَيِّر سُوءَ حالِنا بِحُسْنِ حالِك.

“Allah'ım! Müslümanların bozulan durumlarını /fasit olan işlerini ıslah eyle. Allah'ım! Bizim kötü hâlimizi kendi iyi hâlinle değiştir.”

 

Allah’ım kötü halimizi iyiye yönelt ve bizleri bu muazzez ayını kendimizi yenilememize ve kötü huylarımızdan kurtulmamıza vesile eyle. Bu nedenle aslında bir yenilenmek ayıdır Mübarek Ramazan ayı.

 

Yenilenmeyi bekleyen özleyen, Rablerine dönüş için bu rahmet ve mağfiret ayının gelişinin özleminde olanların da özledikleri bir aya girişi için hazırlıktır. İlahi ziyafete varmak için bu yenilenme ve kendini arındırma temizlenme bu ziyafetin aslında sıradan bir ön şartıdır. Çünkü insan kendini yenileyince asıl o an itibarıyla olduğu yerle olması gereken yerin arasında ki farkı görünce derin ahlar çekmeye başlar... Çünkü bir taraftan zarar ettiğini diğer taraftan ise çok geride kaldığını fark eder.

 

Bu nedenle yüce Allah kullarına her an dönmeleri ve kendilerini yenilemeleri, asla ve asla ümitsizliğe kapılmamaları ve rahmetinden ümitlerini kesmemeleri ve meyus olmamaları hususunda Kuranın Zümer suresinin 53. ayetinde şöyle buyuruyor:

 

قُلۡ يَـٰعِبَادِىَ ٱلَّذِينَ أَسۡرَفُواْ عَلَىٰٓ أَنفُسِهِمۡ لَا تَقۡنَطُواْ مِن رَّحۡمَةِ ٱللَّهِ‌ۚ إِنَّ ٱللَّهَ يَغۡفِرُ ٱلذُّنُوبَ جَمِيعًا‌ۚ إِنَّهُ ۥ هُوَ ٱلۡغَفُورُ ٱلرَّحِيمُ

 

 “De ki: Ey nefislerine uyup hadden aşırı hareket eden kullarım, Allah rahmetinden ümit kesmeyin; şüphe yok ki Allah, bütün suçları örter, şüphe yok ki o, suçları örter, rahîmdir.”

 Evet, ümitsizliğe asla yer vermeden, Mübarek Ramazan ayının  - tamda bu yenilenmek için- çok büyük bir nimet olduğunun bilincinde olması gerekmektedir. İnsan, bu kutsal değişim ve yenilenmeyi kendinde yaratması için bu Mübarek ayın, ziyadesiyle rahmet ve mağfiret esintisini ganimet bilmesi ve kendisini yenilemesi için kaçınılmaz bir fırsat olarak görmesi halinde en güzel bir yenilenme ortamının olduğunu görecektir.

 

Çünkü artık şeytanlar bu ayda zincire vurulmuştur. Yenilenmeyi özleyen ve bekleyenler için her taraftan Allah onlara rahmetini ifaze ettirmiş ve tüm olumlu şartları kullarının, şeytanın ve nefsin esaretinden kurtulmaları ve kendilerini değiştirmeleri için müsait kılmıştır. Âlemlere rahmet peygamberi (s.a.a) bu hususta şöyle buyuruyor:

 

فَاسْأَلُوا اللَّهَ رَبَّكُمْ بِنِيَّاتٍ صَادِقَةٍ وَ قُلُوبٍ طَاهِرَةٍ أَنْ يُوَفِّقَكُمْ لِصِيَامِهِ وَ تِلَاوَةِ كِتَابِهِ فَإِنَّ الشَّقِيَّ مَنْ حُرِمَ غُفْرَانَ اللَّهِ فِي هَذَا الشَّهْرِ الْعَظِيمِ.

“Bu ayda halis niyetler ve temiz kalplerle sizleri oruç tutmaya ve Kuran okumaya muvaffak etmesi için Allah’ı çağırın (dua edin). Asıl kötü ve bedbaht kimse, bu büyük ayda Allah’ın mağfiretinden mahrum olan kimsedir.”

 

Nitekim yüce Allah Tin suresinin ilk ayetlerinde şöyle buyuruyor:

لَقَدۡ خَلَقۡنَا ٱلۡإِنسَـٰنَ فِىٓ أَحۡسَنِ تَقۡوِيمٍ۬ (٤) ثُمَّ رَدَدۡنَـٰهُ أَسۡفَلَ سَـٰفِلِينَ (٥) إِلَّا ٱلَّذِينَ ءَامَنُواْ وَعَمِلُواْ ٱلصَّـٰلِحَـٰتِ فَلَهُمۡ أَجۡرٌ غَيۡرُ مَمۡنُونٍ۬.

“Gerçekten de biz, insanı, en güzel bir surete sahip olarak yarattık. Sonra da onu döndürdük, aşağıların en aşağısına attık. Ancak inananlar ve iyi işlerde bulunanlar başka, gerçekten de onlara bitmez tükenmez, başa kakılmaz bir mükâfat var.”

Evet, Allah insanın hem zahirinin hem de batınının güzel olmasını murad etmiştir. Çünkü zahiri güzel, batını şeytanın yuvası olan bir insan, -günahları ve kötü eylem ve söylemleriyle- kendini “aşağıların en aşağısına” indirmiştir. Böylece zahiren ve batinen kendini yenileyen ve ilahi rızaya uygun, söylem ve eyleminde Allahın rızasını gözetenlere ise şöyle buyuruyor:

“Gerçekten de onlara bitmez tükenmez, başa kakılmaz bir mükâfat var.”

 İşte bu bitmez tükenmez ve başa kakılmayan nimeti elde etmek için; insanlar, güncel hayatın kirinden tozundan kendilerini arındırmaları; bedenlerini suyla temizledikleri gibi ruhlarını da Mübarek Ramazan ayının rahmet ve mağfiret esintisinden yararlanarak gözyaşlarıyla, yakarışlarıyla yıkamaları ve temizlemeleri gerekmektedir.

Şanı yüce Allah Rad suresinin 11. ayetinde şöyle buyurmaktadır.

إِنَّ ٱللَّهَ لَا يُغَيِّرُ مَا بِقَوۡمٍ حَتَّىٰ يُغَيِّرُواْ مَا بِأَنفُسِہِمۡ‌ۗ.

“Şüphe yok ki bir topluluk, ahlâkını değiştirmedikçe Allah o topluluğu değiştirmez.”

 Evet; ahlakını değiştirmeyen kendini yenilemeyenler, bu Mübarek Rahmet ayından kendilerini yoksun ve sefil olarak bırakmaktadırlar. Rahmet yağmuru yağarken insan kendini mahrum etmemelidir; yani her açıdan insan kendini bu rahmetin aritmetiğine tabi tutmalı ve kendi iç dünyasında olan her türlü kirlerini sökülüp atılması için bu Rahmet baharını ve ilahi ziyafeti, ganimetten de öte bilmelidir. İnsan değiştiği oranda bu rahmetten nasiplenmiş olur. İnsan değiştiği oranda ilahi ziyafetin hazzını almış olur. Bu değişimde atılan her bir adım çok değerlidir. Çünkü Rabbin rızasını kazanmak ve onun davetine “Lebbeyke allahumme lebbeyk “ lebbeyk Allah’ım diyerek icabet edip şevk ve iştiyakla koşmak, insanda ayrı bir değer ayrı bir anlam yaratmasına neden olmaktadır.

Allah’ım bizleri davetine icabet eden, kendini yenileyenlerden eyle. Her günah ve masiyet, birer ilahi nimetin insandan gitmesine nedendir. Nitekim her güzel amel ve Allah rızasını kazanmak için yapılan her hayır birer ilahi nimetin inmesine ve ona yönelmesine yeterli bir sebeptir.  Allah Enam suresinin 44. ayetinde şöyle buyuruyor:

فَلَمَّا نَسُواْ مَا ذُڪِّرُواْ بِهِۦ فَتَحۡنَا عَلَيۡهِمۡ أَبۡوَٲبَ ڪُلِّ شَىۡءٍ حَتَّىٰٓ إِذَا فَرِحُواْ بِمَآ أُوتُوٓاْ أَخَذۡنَـٰهُم بَغۡتَةً۬ فَإِذَا هُم مُّبۡلِسُونَ.

“Derken söylenenleri, verilen öğütleri unuttukları zaman her şeyin kapılarını açtık onlara ve onlar, kendilerine verilen şeylerle genişliğe ulaştıkları gibi hemen ve ansızın onları tutup alıverdik de bütün umduklarından mahrum oldular.

Evet, ilahi rahmetten ve öğütten nasiplenmeyenlerin ve kendilerini yenilemeyenlerin, günahlarında ısrar edenlerin kaçınılmaz sonucu böyledir. Bu kaçınılmaz sonuç yalnız dünyevi olarak ilahi nimetlerin ellerinden gitmelerine neden olmakla birlikte başka bir kötü sonuç ta ortaya koymaktadır.

O kötü sonuç ise şöyledir: “Günahlarında ısrarcı olan insanların kendi elleriyle hazırladıkları çok kötü bir azap ve işkencedir”. Çünkü bir taraftan kaybettikleri ilahi nimetlerin hesabını vermek durumunda kalacaklar; diğer taraftan da ısrarcı oldukları günahlarının cezası ve getirisine katlanmak durumunda kalacaklardır.

Yine Allah Enfal suresinin 51. ayetinde şöyle buyurmaktadır:

ذَٲلِكَ بِمَا قَدَّمَتۡ أَيۡدِيڪُمۡ وَأَنَّ ٱللَّهَ لَيۡسَ بِظَلَّـٰمٍ۬ لِّلۡعَبِيد.

“Bu, evvelce ellerinizle kendinize hazırladığınız şeydir ve şüphe yok ki Allah, kullarına zulmetmez.”

İnsan kendi elleriyle neyi hazırlamışsa; onunla karşı karşıya kalmasından daha tabii ve doğal ne olabilir ki? Bu nedenle akıl sahipleri, ilahi rahmetten yararlanmalı ve kendilerini yenilemelidirler. Yenilenmenin ve öze dönüşün en önemli zamanı ve en önemli ayı olan Mübarek Ramazan ayı aynı zamanda yüce Allah’ın da ziyafet ve mağfiret ayıdır. Mübarek Ramazan ayı, bu nedenle Allahın kullarına lütuf edip ihsan ettiği, kendi ziyafetine davet ettiği çok önemli bir yenilenme ve değişme ayıdır.

Ne mutlu onlara ki; bu rahmetten en iyi yararlanıp, kötü huylardan kendilerini arındıranlara. Ne mutlu yarınlarını görürcesine kendilerini yenileyerek, değiştirerek; insanların, amelleriyle karşı karşıya kalacağı bir güne hazırlık yapanlara. İşte herkesin kendi başını kurtarmaya koyulduğu o güne, en iyi azık hazırlığı ise insanların değişmesi ve kendisini yenilemesiyle takva ve güzel amel sahipleri olmasıdır.

Yüce Allah Enfal suresinin 52.ayeti celilesinde şöyle buyuruyor:

ذَٲلِكَ بِأَنَّ ٱللَّهَ لَمۡ يَكُ مُغَيِّرً۬ا نِّعۡمَةً أَنۡعَمَهَا عَلَىٰ قَوۡمٍ حَتَّىٰ يُغَيِّرُواْ مَا بِأَنفُسِہِمۡ‌ۙ وَأَنَّ ٱللَّهَ سَمِيعٌ عَلِيمٌ۬.

“Bu da, şundan ileri gelir: Şüphe yok ki Allah, bir topluluğa ihsan ettiği nimeti, onlar kendi huylarını değiştirmedikçe değiştirmez ve şüphe yok ki Allah, her şeyi duyar, bilir.”

İnsan, kendisine sunulan bütün nimetlere karşı, kendi varlığı da dâhil olmakla beraber, son derece ağır bir sorumluluk altında olduğunu bilmelidir. Çünkü bu nimetleri nimet sahibinin rızası yönünde kullanmak, nimetin fazlalığına sebeple beraber kendi kurtuluşlarını da sağlamış olur insan. Verilen nimetin devamlılığını saklamakla beraber, insanlar, nimetten kalıcı ve ebedi mekânları için en verimli değerlendirmeyi yapmak zorundadır. Aksi takdirde nimetin devamlılığını sağlayamayacakları gibi ebedi mekânları içinde verilen nimetlerden bir hazırlık yapamamalarından daha vahim bir sonuç ne olabilir ki? Böylece insanlar kendilerine sunulan bütün nimetlerden sorumlu oldukları bilinci ve idraki ile hareketle kendilerinde değişimin gerçekleşmesi için rahmet ayının rahmet ve mağfiret esintisini bir kurtuluş ve ayrı bir rahmet nimeti görmelidir. Aslında insanların bu yöndeki değişimleri kendilerine yapacakları en büyük güzellik ve iyilik olacaktır.

Bu anlamlı ve çok önemli değişimi kendi benliklerinde gerçekleştirenlere ve Allahın buyurduğu yolda kendilerini yenileyenlere karşı, Allah kuranın Enam suresinin 54. ayeti kerimesinde şöyle buyuruyor: 

،وَإِذَا جَآءَكَ ٱلَّذِينَ يُؤۡمِنُونَ بِـَٔايَـٰتِنَا فَقُلۡ سَلَـٰمٌ عَلَيۡكُمۡ‌ۖ كَتَبَ رَبُّكُمۡ عَلَىٰ نَفۡسِهِ ٱلرَّحۡمَةَ‌ۖ أَنَّهُ ۥ مَنۡ عَمِلَ مِنكُمۡ سُوٓءَۢا بِجَهَـٰلَةٍ۬ ثُمَّ تَابَ مِنۢ بَعۡدِهِۦ وَأَصۡلَحَ فَأَنَّهُ ۥ غَفُورٌ۬ رَّحِيمٌ.

“Ayetlerimize inananlar sana gelince, de ki: Selam size, Rabbiniz, rahmet etmeyi kendisine gerekli kılmıştır; şüphe yok ki içinizden biri, bilgisizlik yüzünden bir kötülük yapar da sonradan tövbe eder, halini düzene korsa muhakkak ki O, suçları örter, yarlıgar, rahîmdir.”

Evet, rahmetinin gereği kullarının suçlarını örten Allah yine onların değişmeleri, dönmeleri ve kendilerini yenilemeleri için imkân sunmuştur. Böylesine bir rahmetle beraber yine yüce Allah kullarının her şeyine rağmen onları ziyafetine davet ediyor ve onların yenilenmeleri için onlara olanaklar sunuyor. Bu rahmetten kendini yoksun koyanlara ve kendilerini yenilemeyenlere, peygamberimizin (s.a.a) de buyurduğu gibi “Kötü ve bedbaht kimse, bu büyük ayda Allah’ın mağfiretinden mahrum olan kimsedir.” Evet, kullarının her şeyine rağmen, kendilerini kurtarmaları ve necat bulmaları için farklı farklı zamanlarda özellikle mübarek ramazan ayında kendilerini yenilemeleri ve değiştirmeleri için böylesine büyük bir ayda Allah onlara en güzel değişim ve yenilenmek olanağını sunmuştur.

 

Evet kendinde değişimi ve yenilenmeyi yaratan insanlar artık Hz. Ali (a.s)Kumeyl duasında ki buyruğundan ilhamla, gözlerinden zümrüt tanelerinden daha değerli akan damlalar eşliğinde kendilerini rahmeti ve mağfireti sonsuz olan Allaha içtenlikle açarak şöyle arz etmelidirler ve şöyle Rablerine seslenmelidirler:

 

اللهم لا أجد لذنوبي غافرا ولا لقبائحي ساترا ولا لشيء من عملي القبيح بالحسن مبدلاً غيرك، لا إله إلا أنت سبحانك وبحمدك ظلمت نفسي وتجرأت بجهلي وسكنت إلى قديم ذكرك لي ومنك علي،

“Allah’ım! Senden başka günahlarımı affedecek; kabahatlerimi öretecek; kötü amelimi iyiye çevirecek birini bulamam. Senden başka ilah yoktur; münezzehsin; sana hamd ederim. Ben kendime zulmettim ve cahilliğim yüzünden itaatsizlik yaptım, ve eskiden beri sürekli bana lütuf ve ihsanında bulunduğun için kendimi güvende hissettim” (ve hayâ etmeden sana karşı geldim.)

اللهم مولاي كم من قبيح سترته وكم من فادح من البلاء أقلته وكم من عثار وقيته وكم من مكروه دفعته وكم من ثناء جميل لست أهلاً له نشرته.

“Allah’ım! Mevlam! Nice kötülüklerimin üzerini örttün; nice belaları benden geri çevirdin; nice hatalardan beni korudun; hoşa gitmeyen şeyleri uzaklaştırdın; layık olmadığım nice güzel övgüleri benim hakkımda yazdın.”

وقد أتيتك يا إلهي بع تقصيري وإسرافي على نفسي معتذراً نادماً منكسراً مستقيلاً مستغفراً منيباً مقراً مذعناً معترفاً.

“Ey Rabbim! Kendimi ihmal edip işlediğim kusurlardan sonra; özür dileyerek, pişman ve perişanlık içerisinde affını ve mağfiretini ümit ederek, kendimi yenileyerek (sana) yöneldim ve günahımı ikrar ve (suçluluğumu) itiraf ederek senin huzuruna geldim.”

Evet, o sonsuz rahmet ve mağfiret sahibi olan Allahın, rahmet huzuruna, kendilerini yenileyerek ve değiştirerek giden kullarını kabul eder. Onlarını kendilerini iyileştirmeleri için yardımcıları olur. İşte mübarek Rahmet ayının da daveti bunun için değil mi? Bu nedenle de  “bir yenilenme ayıdır” Mübarek Ramazan. Allah bizleri ziyafetine giderken kendilerini yenileyen ve değiştiren, onun rızası doğrultusunda eylemini ve söylemini gerçekleştiren kullarından karar versin. İlahi, nefisimize zulümler ettik. Bizleri rahmetinle mağfiretinle affeyle. Huzurundan bizleri geri çevirme… Âmin.

http://www.caferider.com.tr/bir-yenilenme-ayidir-ramazan_m.html