Türkiye Caferileri Lideri Selahattin Özgündüz, Ali İsmail Korkmaz'ın Hatay'daki cenaze merasimindeki sert müdahaleyi eleştirerek "Bunlar kime hizmet ediyor bilmiyorum ama Türkiye'ye hizmet olmadığı kesin" dedi.

2 Haziran’daki Eskişehir Gezi Parkı eyleminde polisin sıktığı biber gazından kaçarken girdiği ara sokakta sivil giysili 5-6 kişinin dövdüğü 19 yaşındaki üniversiteli Ali İsmail Korkmaz 38 gün sonra öldü. Ali İsmail Korkmaz'ın cenazesi son kez Hatay'daki baba evindeydi, cenaze sonrası  bdağılmayan gruba polis gaz bombalarıyla sert bir şekilde müdahale etti.

12 Temmuz Cuma günü Halkalı Zeynebiye Camii'ndeki cuma hutbesinde binlerce kişiye seslenen Türkiye Caferileri Lideri Selahattin Özgündüz, Korkmaz'ın Hatay'daki cenaze merasimindeki sert müdahaleyi eleştirdi:

"Kime hizmet bilmiyorum, ama Türkiye'ye hizmet olmadığı kesin. İnsanın ölüsünün başında acısını yaşamasına izin verilmiyor. Bırakın bari acısını yaşasın, sabaha kadar orada yas tutsun. Oğlu ölen anneye neden feryat ediyorsun diye gaz bombası yağdırılıyor. Kardeş yapmayın, etmeyin. Ne yapmaya çalışıyorsunuz? Bir türlü ben anlayamıyorum.  Bu ülkeye, bu millete hizmet değil bunlar. Ciğeri yanan anne sen hiç yere öldüresin diye beslemedi ki yavrusunu. Niye tahrik ediyorsunuz?

PKK'yı oluşturan 12 Eylül'ü hatırlayın. Ne yapmışlardı? Kürt köyünde zulmü arşa dayattılar, birbirinin namusunun gözü önünde, kışın ortasında soyundurdular. Pisliklerini kendilerine yedirdiler. Böylece bir halkı, kendi kardeşini terörize edip kendine düşman ettiler. Şimdi de siz aynı şeyi yapıyorsunuz. 12 Eylülcülerin yaptığı ülkemize hayır getirmedi sizin bu yaptığınız da getirmez.

Kardeş kavgası çıkarmak bu ülkeye yarar getirmez. Tahrik etmeyin, terörize etmeyin. Terörize edeyim de kökünü kazıyayım, diyorsan o da olmaz, kazıtmazlar. Uzun sürer o savaş. Çünkü bunu yaptıranların kendileri cüret edip bu ülkeye giremiyor, o yüzden uzun savaş olsun, ülke batsın, aslanı aslan boğsun istiyor. Sana öyle kolaylıkla yedirmez.

Öbürlerinin de kökünü öyle kolay kesebileceğiz sanıyordunuz. Peki kesebildiniz mi? Sonunun da gidip Mehmetçik'e onun çöpünü taşıttınız, teslim oldunuz. Öyle değil, hesapladığınız gibi olmaz o iş. Aslanı aslana boğdurmaya kalkışmayın. Aslanı bırakın bu ülkeye göz diken tilkilere karşı dik dursun. Ama düşman öyle istemiyor. Aslan birbiriyle boğuşsun, tilkiye böylece bu vadide yol açılsın istiyor. Peki siz de bunu mu istiyorsunuz?

Herkes aklını başına toplasın, birileri deli olmuşsa, birileri de akıllı olsun kardeşim. Herkes bir orkestra şefi gibi delinin peşine takılmasın. Ben kimseyi bizatihi suçlamak istemiyorum. Orada bir tane amir deli mi olmuş, diğerleri de desin ki "Kardeşim dur, biz ne yapıyoruz? Yapma, etme, ne emridir veriyorsun bize? Adam ağlıyorsa bırak ağlasın, gece-gündüz ağlasın banane, ölüsüne ağlayacak, bazen ağzından hoş olmayan şeyler çıkacak, sen ondan ölçülü konuşmasını bekleyemezsin, niye boşuna tahrik ediyorsun?"

Bu yanlışı kim yapıyor, vali mi yapıyor? O zaman bakanı desin kardeşim, dur yerinde. Ya da emniyet müdürü uyarsın, "Sayın Valim, bu yaptığın daha çok başımızı belaya sokar, ülkeyi belaya sokar. Sen bana bu emri veriyorsun ama, bu emir doğru bir emir değil" Birileri birilerine demeli, kardeşim yaptığın şey düzgün şey değil, diye.

Oğlunu öldüreceksin, ağlıyor diye, başına gaz yağdıracaksın, böyle birşey olabilir mi? Ne yapmaya çalışıyorsun? Zorla terörize etmeye mi çalışıyorsun? Bırak gece-gündüz ağlasın, sanane! Senin oğlun ölse, sen şükür secdesine mi kapanacaksın, çok şükür oğlum öldü diye? Hiç yere öldürdüler yavrucağızı, biraz empati yap. Öldürene de belki iki hakaret sarfedecektir. Biz meşruiyetini tartışmıyoruz ama o annenin de ağzına siz ölçü koyamazsınız. Bırak, yasını yaşasın.

Ne yaparsanız yapın, birliğimizi, dirliğimizi bozmayın, bizi birbirimize kırdırmayın kardeş. Şun yaptık, bunu yaptık, istemez! Bizi birbirimizle düşman etmeyin, bu milleti birbiriyle düşman etmeyin, başka ihsan istemez. Aramıza fitne sokmayın, kardeşi kardeşe öldürtmeyin, başka ihsan istemiyoruz sizden. Çarıkla gezeriz, ama huzurlu gezeriz, gururlu gezeriz, onurlu gezeriz.

Allah'ım bize akıl ve iman ver, ikisi de yok demek ki böyle davranıyoruz. Ne imana, ne Kuran'a göre yaşıyoruz, davranıyoruz, ne de akla göre. Bu ikisinde de eksiğimiz var. Allah bize akıl ve iman ihsan et. Bu noktada eksiğimiz var.  Özgündüz sözlerini şu dauayla bitirdi: "Birliğimizi dirliğimizi bozma. Allah'ım, milli birliğimizi, toprak bütünlüğümüzü bozma, bozmaya çalışan nadanlara, şeytanlara, düşmanlara fırsat verme."