Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nu Çankaya Köşkü’nde kabul etti.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Hakimler Savcılar Yüksek Kurulu ile ilgili yapılacak düzenlemeyle ilgili Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ile görüşmesinin ardından Çankaya Köşkü'nden ayrılırken basın mensuplarına açıklamalarda bulundu. Türkiye'de devlet krizi yaşandığını savunan Kılıçdaroğlu, 17 Aralık'ın Türkiye demokrasi tarihi için çok önemli bir olay olduğunu söyledi.
"Yargıya doğrudan müdahale edilmesi, yolsuzlukların soruşturulmasının engellenmesi ciddi bir sorun olarak Türkiye'nin gündeminde duruyor" diyen Kılıçdaroğlu, TBMM'de de HSYK'nın yapısında değişiklik öngören bir kanun teklifinin görüşüldüğünü anımsattı.
Yasa teklifiyle Türkiye Cumhuriyeti'nin 90 yıllık demokrasi kazancının çöpe atıldığını ileri süren Kılıçdaroğlu, demokrasinin gelişmesini, hukukun üstünlüğünü, hakim teminatını, yargının bağımsızlığını savunan bir siyasal partinin genel başkanı olarak bu konudaki endişelerini Cumhurbaşkanı Gül'e aktardığını dile getirdi.
"Olayın, Anayasa değişikliğiyle çözülmesi gerektiği yönünde bir görüş şu anda tartışılıyor. Biz bu konuda iki ön koşulumuz olduğunu söyledik. Bir, TBMM'de görüşülen HSYK yasa teklifinin geri çekilmesi gerekiyor, ikincisi siyasal iktidarın yolsuzluk soruşturmalarına engel olmaması gerekiyor. Eğer bunların ikisi gerçekleşirse, bu iki konuda da bize gerekli açıklamalar yapılır ve 'bu konuda biz aynı duyarlılığı koruyacağız' diye söylenirse elbette ki bir anayasa değişikliği gündeme gelebilir.
Anayasa değişikliğinde de aradığımız şu, onu da açıklıkla ifade edeyim. Yargı teminatını güçlendirmek istiyoruz. Yargıya siyasal müdahaleleri engellemek istiyoruz. Yargının bağımsız ve tarafsız olmasını istiyoruz. AB standartlarında, Venedik Komisyonunun belirlediği ilkeler çerçevesinde bir HSYK olmasını istiyoruz. Bizim görüşümüz, Hakimler Yüksek Kurulu ile Savcılar Yüksek Kurulunun birbirinden ayrılmasıdır. Yargıç güvencesinin yani teminatının mutlaka anayasal güvenceye kavuşturulmasıdır. Siyasi otoritenin emrinde değil, kendi vicdanının emrinde bir yargı istiyoruz. Bu konudaki düşüncelerimi aktardım."
