Ana Sayfa İç Gündem Ülke Gündemi Dünya Gündemi Kütüphane Etkinlik Kültür -Sanat- Bilim Haber - Analiz Caferider
Peygamberin Can Paresi Hz. Fatıma
Peygamberimiz, Hz. Muhammed'in kızı, Hz. Ali bin Ebu Talib'in eşi, Ehlibeyt'in annesi, kadınların en hayırlısı Hz. Fatıma (sa), vefat yıldönümünde dünyanın dört bir yanında anılıyor.
Paylaşım :
Mail Yazdır Yorum Yaz 0 Yorum
22-02-2016 09:22 - 1501 Okunma

Hz. Fatımatü'z-Zehra (a.s), Hz. Muhammed b. Abdullah'ın (s.a.a) ve Hatice bint-i Huveylid'in (r.a) kızıdır. Tarihin tanık olduğu en şerefli anne-babanın çocuğu olarak dünyaya geldi. Tarihte hiç kimse onun babası gibi, birkaç yıl içinde, tarihin seyrini değiştirecek, insanlığı değişik alanlarda harekete geçirecek, ileri götürecek etkinlikler gösterememiş, bu denli müşiş eserler bırakamamıştır. Tarihte onun annesi gibi bir anneden hiçbir zaman söz edilmemiştir. Onun annesi bütün varlığını, kendisine sunduğu hidayet ve nura karşılık yüce eşi ve hikmet esaslı ilkeleri uğruna feda etmiştir.


İşte bu büyük anne ve babanın gölgesinde Fatıma Betül yetişti. Omuzlarında peygamberlik yükünü taşıyan, bu kutsal emaneti hedefine ulaştırmak için dağların tahammül edemediği işkencelere katlanan babasının şefkatinin her an hissedildiği bir evde büyüdü. Babası nereye yönelse, ne tarafa gitse Kureyş'in ve Kureyşlilerin kışkırttıkları ayak takımının ve kölelerin kendisini sürekli olarak gözettiklerini, taciz ettiklerini görüyordu.

Küçük yaşına rağmen Fatımatü'z-Zehra (a.s) bütün bunları görüyordu. Annesiyle beraber, bu eziyetlerin babası ü-zerindeki etkisini hafifletmek için elinden geleni yapıyordu. O ağır eziyetleri gözlemledikçe yürek paralayıcı bir acı hissediyordu. İlk Müslümanların gördükleri baskı ve acıları kendisi de bizzat yaşıyordu.

Hz. Fatımatü'z-Zehra (a.s) ilâhî risaletin tebliği sürecinin karşı karşıya kaldığı zorlukları, sıkıntıları daha çocukluğunun ilk günlerinden itibaren yaşadı. Babası ve annesiyle ve Haşimoğulları'nın diğer mensuplarıyla birlikte Ebu Talib Vadisi'nde sosyal ve ekonomik ablukaya tâbi tutulduğu sırada, henüz iki yaşındaydı.

Büyük zorluklarla geçen üç yıllık ablukanın kaldırılmasından sonra, şefkatli annesinin vefatı sınavıyla karşı karşıya kaldı. Babasının değerli amcası Hz. Ebutalib'in vefatıyla sarsıldı. O sırada altı yaşına henüz girmişti. Meşakkatlere katlanma, zorluklara karşı koyma ve büyük sıkıntılara tahammül etme hususunda babası için bir teselli kaynağıydı. Yalnızlığında babasına arkadaşlık ediyor, Kureyş azgınlarının ve zorbalarının rencide edici baskılarından dolayı hissettiği üzüntüyü paylaşıyordu.

Mübarek ömrünün sekizinci yılında, amcasının oğluyla ve diğer Fatıma'larla birlikte Medine'ye hicret etti. İmam Ali b. Ebu Talib (a.s) ile evleninceye kadar babası yüce Resul (s.a.a) ile beraber yaşadı. Bundan sonra, Hz. Peygamber (s.a.a) evinden sonra İslâm toplumunun en şerefli evinin temelleri de atılmış oldu. Bu ev, tertemiz nebevî sülalenin barınağı, bereketli Resul (s.a.a) soyunun cömert Kevser'i oldu.

Hz. Zehra (a.s) ideal bir eşliğin ve yüce anneliğin en görkemli örneğini sergiledi. Hem de İslâm tarihinin en çetrefilli, en zorlu dönemlerinde.

Öyle bir zaman ki, İslâm, cahilî bir çevrede ve kabileci geleneğin hüküm sürdüğü bir ortamda kalıcılık ve yücelik yolunu açmak amacındaydı. Çünkü cahiliye toplumu ve kabileci ortamı, kadını insan olarak kabul etmiyor, kız çocuğunu bir utanç, bir ayıp olarak algılıyordu. Bu nedenle Fatıma (a.s) gibi birisi -parlak Muhammedî risaletin kızı, eşsiz ilâhî kıyamın çocuğu olarak- bireysel, ailesel ve toplumsal yaşam tarzıyla, risalet kavramlarını ve değerlerini pratik olarak hayatında somutlaştıran pratik ve gerçek bir örnek sunmak durumundaydı.

Hz. Zehra (a.s) bütün insanlık dünyasına, bir kadın olarak insan-ı kâmil olduğunu, kadınlık doğasının böyle bir mükemmeliyete erişebileceğini, Allah'ın sınırsız kudretine ve akıllara durgunluk veren yaratıcılığına delâlet eden en büyük ayetlerden, en parlak kanıtlardan biri olabileceğini kanıtladı. Çünkü Fatımatü'z-Zehra'ya (a.s) azametten büyük bir pay, görkemlilik ve ululuktan en geniş bir nasip bahşedilmişti.

Paylaşım :
Mail Yazdır Yorum Yaz 0 Yorum
22-02-2016 09:22 - 1501 Okunma
Caferider Web TV
Video Galeri
Foto Galeri
Yazarlar Tümü
Şirali Bayat
ŞİA-CAFERİ AZERİ MİLLETİNİN YÜCELİŞ SERÜVENİ
Av. Sinan Kılıç
Selahattin Özgündüz’e neden saldırıyorlar?
İbrahim ŞEREN
ALLAH PEYGAMBERİNİ MUHATAP ALARAK YÜCE KURAN’DA ŞÖYLE BUYURUYOR
Mehdi AKSU
İRAN’DA SÜNNİLER!
Hamit Turan
ŞÎR-İ FIZZA
Çayan Uludağ
Mekteb-i Kerbela
Abdullah Turan
İmam Mehdi'nin Dünyaya Geldiğini İtiraf Eden Ehl-i Sünnet Âlimleri
Kasım Alcan
Hiç olmazsa dünyanızda özgür kişiler olun
Namık Kemal Zeybek
Osmanlı'da Alevi Katliamı
Orhan Kiverlioğlu
Biz büyük devlet iken
Seyyid Ahmedi Safi
Tüm Müslümanları ilgilendiren önemli sorun
Hüseyin Çaça
Kerbela Hadisesi-1-
Musa Ayaztekin
Muta Nikahı Nedir, Ne Değildir?
26-04-2024 | Ana Sayfa | Ana Sayfam Yap | Sitenize Ekleyin | Künye | Foto Galeri | Video Galeri | Yazarlar | İletişim | RSS
CaferiDer ® 2012  
Sitede bulunun içerikler ve analizler kaynak gösterilerek alıntılanabilir Tasarım & Yazılım : Network Yazılım