Ana Sayfa İç Gündem Ülke Gündemi Dünya Gündemi Kütüphane Etkinlik Kültür -Sanat- Bilim Haber - Analiz Caferider
Tarasov Erdoğan-Esad ilişkisini anlattı
Paylaşım :
Mail Yazdır Yorum Yaz 0 Yorum
10-10-2013 09:28 - 1114 Okunma

  Beşşar Esad ve Recep Tayyip Erdoğan bir zamanlar birbirine ‘kardeş’ diyor, ailece arkadaşlık ediyordu. Ama sonra uzun zamandır sadece medya kuruluşları vasıtasıyla iletişim sürdürüyorlar, hem de bunun dostça olduğu hiç te söylenemez. İki komşu ilkenin ilişkilerinin bozulmasında kişisel faktör ne kadar önemli? Stanislav Tarasov’un konu ile ilgili yorumu şöyledir:

Türkiye Başbakanı, Suriye Cumhurbaşkanı’nın kaderi ile ilgili bir sürü karamsar tahminlerde bulundu. Anadolu Ajansı tarafından aktarılan Erdoğan açıklaması Alman medyalarına verdiği demeçte ‘Türkiye Suriye’deki teröristleri desteklemesinin bedelini ağır ödeyecektir’ ifadesini kullanan Suriye Cumhurbaşkanı’na sert bir yanıta benziyor’.

Türkiye Başbakanı ve Suriye Cumhurbaşkanı basın kuruluşları vasıtasıyla ilk kez birbirine yönelik sert açıklamalarda bulunmuyorlar. Esad ve Erdoğan’ın görüş teatisinde bulunmak için arabuluculara ihtiyacının olmadığı ve birbirleri hakkında görüşlerinin tamamen farklı olduğu zamanını hatırlamak bile zor. Bu arada sadece üç yıl önce iki komşu ülkenin liderleri birbirine kardeş diyorlar, aileleri ise arkadaşlık ediyordu.

Türk basını Esad ve Erdoğan’ın aileleriyle birlikte Türkiye’nin güneyinde tatil yaptıkları, uzun uzun dostça sohbet ettikleri ve ortak siyasi planları bile kurduklarını arada bir hatırlatıyor. Yakın dostluğu paylaşan Esma Esad ve Emine Erdoğan ise kocaları olmadan sohbet etmek için bazen görüşürlerdi.

Doğrusunu söylemek gerekirse iki üst düzey komşu kadını bugün de birbirleri hakkında kötü bir söz bile demiyor. Ve onlardan birinin uzun aradan sonra diğerine yine telefon etmesi halinde sohbetin olumlu olacağı tahmin edilebilir. Eşlerine gelince durum çok daha zor. Arap medyalarının bildirdiğine göre Erdoğan’ın bu yılın Mayıs ayında Washington’a gerçekleştirdiği ziyaret sırasında Türkiye Başbakanı ABD Başkanı Obama’ya ‘Esad’ı iktidardan uzaklaştırması için’ ‘kişisel ricasında’ bulunmuştu. Bilindiği gibi bu rica yerine getirilmemişti. Bundan sonra ise ABD Dışişleri Bakanı John Kerry Moskova’ya ziyaretle gelip Cenevre 2 düzenlenmesi yöntemiyle Suriye krizinin çözümü konusunda Rus meslektaşı Sergey Lavrov ile anlaşmaya ulaşmıştı. Ankara’da bu anlaşmalar kuşku ile karşılanmıştı. Ama biraz sonra bu kuşkuların boş yere olduğu anlaşılmıştı. Çünkü o zamana doğru Batı’nın Esad’ı müzakere ortağı olarak görmeye başladığı ile ilgili açık mesaj yapılmış oldu. Ama görünüşe göre Ankara bu mesajı almamıştır.

Rusya ile Amerika arasında Suriye’deki kimyasal silahların imhası anlaşmasının imzalanmasının ardından Erdoğan ‘Esad’a güvenmeme’ çağrısında bulundu. Hürriyet gazetesine verdiği demeçte Erdoğan Esad'ı 'devlet adamı' olarak görmediğini, 'terörist' olarak gördüğünü söyledi. Aynı zaman ABD Dışişleri Bakanı John Kerry Kimyasal Silahların Yasaklanması Örgütü uzmanlarının Suriye’deki kimyasal silahlar imhası süreci çerçevesinde ilk operasyonunu başarıyla gerçekleştirdiklerinden dolayı Beşar Esad’ı övdü.

Şu an ise gündemi işgal eden konu Suriye krizi çözümünün siyasi aşamasına geçme, Uluslararası Cenevre 2 Konferansı çağrılmasının koşulları ve tarihinin belirlenmesidir. Batılı medyaların temsilcileri Şam’a sık sık gelmeye başladılar. Beşşar Esad Batılı televizyon kanalları ve gazete sayfalarından düşmüyor. Peki, Türkiye şimdi ne durumda? Dünya toplumunun ciddiye alabileceği Suriye’li muhalif güçleri koalisyonunu oluşturma çabaları şimdiye kadar sonuçlar vermemişti. Ayrıca Amerika ve Avrupa medyalarında çok sayıda çıkan yorumlar etkisiyle Batı kamuoyu Türkiye’yi ‘Suriye’deki terrör gruplarını destekleyen’ bir ülke olarak algılamaya başladı.

Şimdiki durumda Türkiye’nin hızlı ve ölçülü davranması gerekiyor. Aksi halde ülke ‘kaybeden tarafta’ yani Suriye ile ilgili Rus-Amerikan anlaşmalarının imzalanmasının ardından da Esad’ın zorla iktidardan uzaklaştırılmasına yönelik eski stratejiye uymaya devam eden Orta Doğu ülkelerinin başında kalma tehlikesiyle karşı karşıya gelebilir. Kim bilir, belki de gelinen noktada tek telefon görüşmesi her şeyi çözebilirdi. Tarafların karşılıklı isteği varsa söylenmesi gereken sözler de bulunacak. Siyaset – sıradan bir komşular arasındaki ilişkileriin aynısı değildir. Burada siyasi gereklilik varsa kişisel dargınlıklar kolay kolay unutulur.

Paylaşım :
Mail Yazdır Yorum Yaz 0 Yorum
10-10-2013 09:28 - 1114 Okunma
Caferider Web TV
Video Galeri
Foto Galeri
Yazarlar Tümü
Şirali Bayat
ŞİA-CAFERİ AZERİ MİLLETİNİN YÜCELİŞ SERÜVENİ
Av. Sinan Kılıç
Selahattin Özgündüz’e neden saldırıyorlar?
İbrahim ŞEREN
ALLAH PEYGAMBERİNİ MUHATAP ALARAK YÜCE KURAN’DA ŞÖYLE BUYURUYOR
Mehdi AKSU
İRAN’DA SÜNNİLER!
Hamit Turan
ŞÎR-İ FIZZA
Çayan Uludağ
Mekteb-i Kerbela
Abdullah Turan
İmam Mehdi'nin Dünyaya Geldiğini İtiraf Eden Ehl-i Sünnet Âlimleri
Kasım Alcan
Hiç olmazsa dünyanızda özgür kişiler olun
Namık Kemal Zeybek
Osmanlı'da Alevi Katliamı
Orhan Kiverlioğlu
Biz büyük devlet iken
Seyyid Ahmedi Safi
Tüm Müslümanları ilgilendiren önemli sorun
Hüseyin Çaça
Kerbela Hadisesi-1-
Musa Ayaztekin
Muta Nikahı Nedir, Ne Değildir?
27-04-2024 | Ana Sayfa | Ana Sayfam Yap | Sitenize Ekleyin | Künye | Foto Galeri | Video Galeri | Yazarlar | İletişim | RSS
CaferiDer ® 2012  
Sitede bulunun içerikler ve analizler kaynak gösterilerek alıntılanabilir Tasarım & Yazılım : Network Yazılım