Ana Sayfa İç Gündem Ülke Gündemi Dünya Gündemi Kütüphane Etkinlik Kültür -Sanat- Bilim Haber - Analiz Caferider
Laiklik ve AHİM kararları
Anayasa anlamında ilk yazılı belgemiz II. Abdülhamit tarafından 23 Aralık 1876 günü bir fermanla ilan edilen Kanun-u Esasî’dir. Kanun-u Esasî’nin 11.  maddesine  göre  “Devlet’i Osmaniye’nin dini, Din-i İslâmdır.” 1921 Anayasası ve 1924 Anayasası bu ilkeyi korumuş ancak bu ibare 1928 yılında kaldırılmıştır. Daha sonra yapılan 1961 ve 1982 Anayasaları ise laiklik ilkesini benimsemiştir.
 
Yunanca halka ilişkin, halktan yana anlamında olan Laikos sözcüğü, İngilizcede “secularism” olarak ifade edilmektedir. Sekülarizm, dinin toplumsal hayattaki  öneminin  azalması  ve  dindarlığın  zayıflaması  anlamına  gelir. Arapçada  laiklik  karşılığı  kullanılan kelime ise “ilmaniye” veya “almaniye” dir. Bu sözcükler “ilim” ve “alem” kelimesinden türemiş olduğundan laiklik anlamında kullanıldığı zaman “bilimsellik” veya “bilimselcilik” olarak ifade edilebilir. 
 
Görüldüğü gibi Laikos kelimesi, Yunanca kökeninde halktan yana, halka ilişkin olarak kullanılmasına rağmen, Batı siyasal sisteminde zamanla “dinin dışında”, “ruhbanlığın dışında” anlamında kullanılmış hatta zaman içerisinde Sekülarizim kavramı tamamen “din dışılık” anlamına evrilmiştir.
 
Günümüzde laiklik, din ve devlet işlerinin ayrılması, devletin din karşısında tarafsızlığı anlayışıyla birlikte, din ve inanç özgürlüğünün teminatı anlamında kendisini ifade etmektedir. Kelime anlamı veya Batı’da ihtiyaç duyulan anlamı bir yana, günümüzde laiklik ilkesi bizzat din ve inanç özgürlüğünün teminatı haline gelmiştir. Bu ilke gereği, devlet tüm inançlar karşısında tarafsız olmalı, tüm inançlara eşit muamele etmelidir. Aynı zamanda devlet, din ve inançların var olması, yaşatılması konusunda gerekli tedbirleri almakla da yükümlüdür. 
 
Çağımızda devlet sınırları göreceli hale gelmiş, değişik inanç ve kültürdeki toplumlar daha sıkı ilişki halinde olarak yaşamaya başlamışlardır. Bu durum farklı inanç mensuplarının tamamına eşit şekilde yaklaşmayı zorunlu kılmaktadır. Aksi taktirde, şöyle yada böyle hakim olan inancın, diğerlerine yaşam hakkı tanımama tehlikesi vardır. Nitekim özellikle Ortadoğu coğrafyasında, aynı dine mensup olanların bile diğerini din dışı ilan ettiğini, canının ve malının helal olduğuna fetva verdiğini görmekteyiz.
Laiklik hakkında İslam dini açısından bu yazı kapsamına sığmayacak uzun irdelemeler yapmak gerekirse de burada bizim söyleyebileceğimiz en kısa söz Kafirun suresinde ifade edilmiştir; “Leküm dînüküm veliye dîn (Sizin dininiz size, benim dinim banadır.) Sure mealen,  “De ki: Ey kâfirler, Sizin taptıklarınıza ben tapmam. Siz de benim taptığıma tapıcılar değilsiniz. Ben sizin taptıklarınıza tapacak değilim. Siz de benim taptığıma tapacak değilsiniz. Sizin dininiz size, benim dinim banadır.” diyerek, günümüzde amaçlanan din ve vicdan özgürlüğü anlamında laiklik ilkesinin ulaşmak istediği hedefi ifade etmiştir.
 
Bu konuyla bağlantılı olarak Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin (AİHM) Cemevlerinin yasal statüsü hakkında verdiği karara da değinmek gerekir. 26.Nisan 2016 tarihli kararıyla  AHİM Cemevlerine yasal statüsü tanınması gerektiği yönünde karar bildirdi. AİHM Alevi İnancına mensup insanlarımızın haklarının ihlal edildiğine karar vermiştir. 
 
Ülkemizde ise Ağustos 2015 yılında Yargıtay AİHM kararlarına uygun olarak görüş değiştirerek cemevlerini ibadethane olarak kabul etmişti. Bu karardaki en önemli tesbitlerden biri, bizim de her vesileyle ifade ettiğimiz gibi ‘bir yerin ibadet yeri olduğuna o inanç mensupları karar verebilir, resmi otorite veremez’ tesbitidir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu bu kararında bir yerin ibadethane olup olmadığına yargının da karar veremeyeceğini belirterek Cemevi yaptırmak üzere dernek kurulabileceğine karar vermişti. Kararın ifade ettiği dorular açısından bir kısmını burada paylaşmak isteriz: 
 
“Cemevi, Alevi-îslam inanışına sahip yurttaşlarımızın öteden beri cem ibadetini yaptıkları mekanın adıdır. Cem kelimesi, Arapça’da ‘toplanma’ anlamına gelmekte ve dini, törensel ve ritüel uygulamalarının tümünü kapsamaktadır. Tüm Alevi toplumunca kabul gören cemevleri, Alevi-İslam inancına sahip yurttaşların ibadet mekanıdır. Bu ibadet şekli Anadolu’da yüzyıllardan beri böyle süre gelmiştir. Öncelikle, bir mekanın ibadet yeri sayılıp sayılmamasının münhasıran o inanca tabi insanların taktirinde bulunmalıdır. Alevi inancına mensup insanlarının inanç ve ibadet merkezlerinin cemevleri olduğu, Alevilerle birlikte tüm toplum kesimleri tarafından kabul edilmiş bir olgu ve gerçekliktir. Cemevlerinin bir ibadet merkezi olduğu, Anadolu Alevilerinin gelenek ve kültürlerini yaşatmak üzere kurulduğu tartışma konusu olmaktan uzaktır. Alevilik, Orta Asya’da ortaya çıkmış ancak büyük ölçüde Anadolu’da gelişmiştir. İki önemli tasavvufçu olan Hoca Ahmet Yesevi ve Hacı Bektaşi Veli bu dini hareketin ortaya çıkmasında oldukça etkili olmuş, kaynağını Türk toplumu ve tarihinden almıştır.”
Paylaşım :
Mail Yazdır Yorum Yaz 0 Yorum
03-05-2016 08:18 - 1540 Okunma
yazarın diğer yazıları [ Tümü ]
Hz. Mehdi (a.f) Haktır ve Gelecektir 07-06-2016 tarihinde eklendi
Hz. Mehdi (a.f) Haktır ve Gelecektir 07-06-2016 tarihinde eklendi
Laiklik ve AHİM kararları 03-05-2016 tarihinde eklendi
Aşura 30-10-2015 tarihinde eklendi
Suud’un şerrinden Merkel’in insafına sığınmak! 18-09-2015 tarihinde eklendi
Terör Örgütlerini kullanmak veya Cepte akrep taşımak 14-08-2015 tarihinde eklendi
Terör Örgütlerini kullanmak veya Cepte akrep taşımak 14-08-2015 tarihinde eklendi
Rahmet ve Bereket Ayı Ramazan 14-07-2015 tarihinde eklendi
7 Haziran 2015 Seçimleri 20-06-2015 tarihinde eklendi
Suudiler neden Yemen’e saldırdı? 22-05-2015 tarihinde eklendi
Caferider Web TV
Video Galeri
Foto Galeri
Yazarlar Tümü
Şirali Bayat
ŞİA-CAFERİ AZERİ MİLLETİNİN YÜCELİŞ SERÜVENİ
Av. Sinan Kılıç
Selahattin Özgündüz’e neden saldırıyorlar?
İbrahim ŞEREN
ALLAH PEYGAMBERİNİ MUHATAP ALARAK YÜCE KURAN’DA ŞÖYLE BUYURUYOR
Mehdi AKSU
İRAN’DA SÜNNİLER!
Hamit Turan
ŞÎR-İ FIZZA
Çayan Uludağ
Mekteb-i Kerbela
Abdullah Turan
İmam Mehdi'nin Dünyaya Geldiğini İtiraf Eden Ehl-i Sünnet Âlimleri
Kasım Alcan
Hiç olmazsa dünyanızda özgür kişiler olun
Namık Kemal Zeybek
Osmanlı'da Alevi Katliamı
Orhan Kiverlioğlu
Biz büyük devlet iken
Seyyid Ahmedi Safi
Tüm Müslümanları ilgilendiren önemli sorun
Hüseyin Çaça
Kerbela Hadisesi-1-
Musa Ayaztekin
Muta Nikahı Nedir, Ne Değildir?
26-04-2024 | Ana Sayfa | Ana Sayfam Yap | Sitenize Ekleyin | Künye | Foto Galeri | Video Galeri | Yazarlar | İletişim | RSS
CaferiDer ® 2012  
Sitede bulunun içerikler ve analizler kaynak gösterilerek alıntılanabilir Tasarım & Yazılım : Network Yazılım