Ana Sayfa İç Gündem Ülke Gündemi Dünya Gündemi Kütüphane Etkinlik Kültür -Sanat- Bilim Haber - Analiz Caferider
BOP'un bize karşı açtığı bu savaş "Bizim Savaşımızdır"
Kasım Alcan

Suriye halkı 3 yıldır NATO’cu emperyalist cephenin, Siyonist İsrail ve destekçileri başta olmak üzere bölgedeki gerici/Amerikancı, Emperyalist ve Siyonist devletlerin saldırısına karşı kahramanca direniyor. Otuz ülkeyle birden savaşıyor. Yetmiyor, bir de devasa bir küresel medya ordusuyla savaşıyor. Hakikat buyken insanlara, tezgâhlanmış yalanlar anlatılıyor, başka fotoğraf gösteriliyor. Vicdan sahibi –eğer hâlâ vicdan diye bir şey kalmışsa- özgür insanların buna itiraz etmesi gerekmiyor mu?
Suriye’ye saldırının gerekçesi, “halkı diktatörden kurtarmak, oraya demokrasi götürmek”... Eğer emperyalist kamp ve sözde uygar dünya böylesi yüksek insani kaygılar taşıyor olsaydı, geride kalan yaklaşık 60 yılda sayısız darbeler peydahlamazlar onca kanlı diktatörü sonuna kadar desteklemezlerdi. Dünyanın bu tarafında diktatörlükler her zaman emperyalist Batı’nın en çok tercih ettiği rejimler oldu. Zira, emperyalizmin varlığı demokrasinin engellenmesine bağlıdır. Demokrasi, diktatör emperyalist çıkarlara hizmet ettiği müddetçe demokrasidir...

Kendi çıkarlarına hizmet ettikleri sürece diktatörlere diktatör demezler. Nitekim İslam dünyasının başının belası Vehhabi Suudi Arabistan kralına, Bahreyn, Katar Ürdün Krallarına diktatör demedikleri gibi.

 Unutmayalım ki, Özgür, demokratik, bağımsız ve halklarının çıkarlarına sahip çıkan,Emperyalizm ve Siyonizm’e boyun eğmeyen, sömürüye ve yağmaya izin vermeyen, ülkelerin varlığı, emperyalistlerin korkulu rüyasıdır.  .

Şimdilerde Suriye’de İngiliz asıllı Siyonist tarihçi, Bernard Lewis’in peydahladığı kurucu kaos stratejisi uygulanıyor. Lewis’in tezinin özeti şu: Müslüman Orta Doğu rejimlerini-halklarını öyle bir çökerteceksin, un-ufak edeceksin, toplumsal dokusunu harab edeceksin, Taş Devrine’ geri götüreceksin ki, bir daha on yıllarca başlarını kaldıramasınlar. Etnik, din, mezhep kavgaları içinde boğulsunlar, sürekli birbirleriyle boğazlaşsınlar, savaşsınlar, birbirlerini yesinler. Nitekim geçtiğimiz gün İsrail başbakanı Netenyahu’da “bırakın onlar birbirlerini yesinler, siz keyfinize bakın, tatilinizi yapın” diyordu.  Dolayısıyla, kaos ve yıkım ortamına itilmiş bir Orta-Doğu, Siyonist İsrail’in ve emperyalist Batı’nın orada istediği gibi at oynatmasını mümkün hale getirir. Böylece, kapitalist dünya için vazgeçilmez olan Petrol ve doğal gaz başta olma üzere, bölge zenginliğinin yağmalanması güvence altına alınır.  

İşte Suriye bu stratejinin önüne taş koyduğu için, emperyalist hesaplara ve planlara karşı direndiği için cezalandırılmak, çökertilmek isteniyor. Eğer Suriye çökertilirse, zincirin diğer halkaları olan İran, Lübnan, Irak ve Filistin direnişini kırmak kolaylaşacak. Böylece İsrail hilalinin önündeki engel bertaraf edilmiş, İsrail’in varlığı ve güvenliği garantiye alınmış olacak.

Kapitalizmin kanı olan petrol ve doğal gaza el koymak daha da kolaylaşacak. Dikkat edilirse, Türkiye’den Japonya’ya kadar uzanan bölgede Amerikan üssü bulunmayan, sadece üç ülke var: Suriye, İran, Lübnan. Dolayısıyla, Suriye, İran, Lübnan ve Irak zincirin eksik halkalarını oluşturuyorlar. Eğer önce Suriye, ardından İran ve Lübnan Hizbullah’ı etkisizleştirilirse, başta ABD olmak üzere emperyalist kampın Rusya’yı ve Çin’i kuşatması tamam olacak... Zira kapitalizmin krizi derinleşiyor, Batı emperyalizmi inişe geçerken, Rusya, Çin ve diğerleri yükseliyor. İşte Suriye’ye hükümetimizin de içinde yer aldığı ABD, AB,  Suudi Arabistan, Katar, vb. tarafından kurulan komplonun ve suikastın asıl nedeni bu... Yüksek insani kaygılar ve değerlerle uzaktan yakından bir ilgisi yok, olması da mümkün değildir...
Suriye öyle kolay yutulur bir lokma değil. Güçlü bir ordusu, rejime önemli bir halk desteği ve sağlam müttefikleri var. Yarım yüzyıldan fazla bir zamandan beri Siyonist

İsrail’le her an savaşa hazır durumda bulunuyor. Böyle bir tablo söz konusuyken, ABD, İngiltere, Fransa, Almanya, İtalya, Türkiye, İsrail, Suudi Arabistan, Katar, yakın zamana kadar da Mısır tarafından desteklenen paralı askerler, Nebbaş (kabir deşen) El-Kaideciler, El- Nusracılar, Selefi ve Tekfirci unsurların bu savaşı kazanması mümkün değildi.  Onun için Peygamber ashabını mezardan çıkaran, söylenenlere göre esir aldıkları çocukları, kimyasal kullanarak öldüren tekfirci örgütler, NATO’nun bir an önce saldırması için yalanlar üreterek işgale ve katliama zemin hazırlamanın çırpınışı içindeler.  Haysiyet sahibi insanların yapabileceği tek şey, Emperyalist ve Siyonist haydutların karşısına dikilmektir...   

Öyleyse bu Savaş Bizim!
Müslüman ve Türk kimliğimizle bu savaş bize karşı açılmış bir savaştır.

İslam coğrafyasını kan gölüne çeviren, ülkemi kamplara bölen emperyalizmin Büyük Ortadoğu Projesi her iki kimliğimiz açısından bize karşı değil de, kime karşı açılmış savaştır?

Bu savaşta emperyalizmi alt etmenin yolu, bizim Türkler ve de Müslümanlar olarak söz birliği, gönül birliği ve el birliği içinde olmamızdan geçer.
Birbirimizle savaşırsak, bu savaşın kazananı bizden biri değil, emperyalist ve Siyonistler olacaktır.

Öyleyse, inadına barış, inadına birlik diyoruz.
Birlik ve iç barışımızı bozanlar, şüphesiz emperyalizm ve Siyonizm’e hizmet etmektedirler.

Paylaşım :
Mail Yazdır Yorum Yaz 0 Yorum
09-09-2013 10:30 - 3234 Okunma
Kasım Alcan yazarın diğer yazıları [ Tümü ]
Hiç olmazsa dünyanızda özgür kişiler olun 11-06-2014 tarihinde eklendi
Özgür İslami Medya 02-06-2014 tarihinde eklendi
Küfre hizmet eden, Kutsal Cihad 06-05-2014 tarihinde eklendi
İmam Hasan Askeri'nin (as) Mektubu 09-01-2014 tarihinde eklendi
Selam olsun Şah-ı Şehidan İmam Hüseyin'e (as) 04-11-2013 tarihinde eklendi
BOP'un bize karşı açtığı bu savaş "Bizim Savaşımızdır" 09-09-2013 tarihinde eklendi
Kardavi ve Türkiye'de Vahabi Tehlikesi 04-09-2013 tarihinde eklendi
Sırtını zalimlere dayayıp demokrasi çağrısı yapanlar 14-08-2013 tarihinde eklendi
İslam 'cı' lar size ne oldu? 30-05-2013 tarihinde eklendi
Seni yakacağız mesajı!! 02-05-2013 tarihinde eklendi
Caferider Web TV
Video Galeri
Foto Galeri
Yazarlar Tümü
Şirali Bayat
ŞİA-CAFERİ AZERİ MİLLETİNİN YÜCELİŞ SERÜVENİ
Av. Sinan Kılıç
Selahattin Özgündüz’e neden saldırıyorlar?
İbrahim ŞEREN
ALLAH PEYGAMBERİNİ MUHATAP ALARAK YÜCE KURAN’DA ŞÖYLE BUYURUYOR
Mehdi AKSU
İRAN’DA SÜNNİLER!
Hamit Turan
ŞÎR-İ FIZZA
Çayan Uludağ
Mekteb-i Kerbela
Abdullah Turan
İmam Mehdi'nin Dünyaya Geldiğini İtiraf Eden Ehl-i Sünnet Âlimleri
Kasım Alcan
Hiç olmazsa dünyanızda özgür kişiler olun
Namık Kemal Zeybek
Osmanlı'da Alevi Katliamı
Orhan Kiverlioğlu
Biz büyük devlet iken
Seyyid Ahmedi Safi
Tüm Müslümanları ilgilendiren önemli sorun
Hüseyin Çaça
Kerbela Hadisesi-1-
Musa Ayaztekin
Muta Nikahı Nedir, Ne Değildir?
29-03-2024 | Ana Sayfa | Ana Sayfam Yap | Sitenize Ekleyin | Künye | Foto Galeri | Video Galeri | Yazarlar | İletişim | RSS
CaferiDer ® 2012  
Sitede bulunun içerikler ve analizler kaynak gösterilerek alıntılanabilir Tasarım & Yazılım : Network Yazılım